11 Aralık 2010 Cumartesi

Ashes Serisinin İncelemesi - 1.Bölüm

Ashes Serisi 3. maçı öncesi Avustralya’nın 1-0 geriye düşmesi kimilerince bir sürpriz olarak değerlendirilirken aslında çoğu kişinin bildiği fakat dile getirmekten kaçındığı bazı gerçeklerin su yüzüne çıkmasını sağladı. 16 Aralık Perşembe günü başlayacak serinin en kritik maçı öncesi bu dört bölümlük yazı dizisinde bugüne nasıl gelindiğini, seride yapılan yanlışları Avustralya cephesinden ele alıp (İngiltere’nin pek yanlış yapmadığını düşünürsek Avustralya odaklı bakışımızın nedeni anlaşılacaktır) 3. maçın öncesine kadar gelen bir zaman çizelgesinde irdeledikten sonra son olarak maça ön bakış ile diziyi tamamlayacağız.
Öncelikle 2010-2011 Ashes serisi’nden önce nelerin yanlış gittiğini analiz etmekte fayda var. 2009’da The Oval’da kaybedilen 5. Test sonrası seriyi 2-1 ile kazanan İngiltere tekrar ‘Ashes’ın sahibi olmuştu. 2009’daki bu seriden sonra oynadığı maçlara bakacak olursak Avustralya önce kendi evinde West Indies ve Pakistan ile, ilkbaharda Yeni Zelanda, yazın Pakistan ve sonbaharda Hindistan ile dış sahada oynadı. 2009 Ağustos ayından itibaren geçen 16 aylık sürede yapılan yanlışları ana başlıklarda inceleyelim.

1) 2009 Ashes Serisi Sonrası Yapılan Değerlendirme Yanlışları

Serinin son maçının oynandığı The Oval’e şok bir kararla spin bowlersız bir kadroyla çıkan Avustralya maçı ve dolayısıyla seriyi kaybetme sebebi olarak bu kararı gördü. Oyuncuların istikrarsızlığı ve hızlı atıcıların yetersizliği göz ardı edildi. Vurucuların yaşlanmakta olduğu ve rakibin kavisli atışlarında sıkıntılar yaşadıklarının üzerinde durulmadı. Bu oyunculşarın formsuzluklarının üzerinden gelecekleri varsayıldı ancak bunun için Avustralyalı antrenörler ve seçici kurul yeterli çaba göstermediler.

2) Pakistan, West Indies ve Yeni Zelanda Serileri Boşa Harcandı

Bu 3 seride oynanan toplam 8 maçın 7’sini Avustralya’nın kazanması birçok hatanın ve kötülüğün üzerini örtmekten başka bir işe yaramadı. Bu dönemlerde İngiltere zorlu rakipler karşısında hep Ashes’ı düşünerek değişik oyuncuları denedi ve ideal kadrosunu oluşturmanın yanında her türlü saha koşuluna ve sakatlık durumuna karşı kadro varyasyonlarını netleştirdi. Buna karşın Avustralya ana kadrosunu koruyarak onların form tutmasını beklemekten başka bir şey yapmadı, maçlarda yapılan değişikliler hep sakatlıkların neticesinde yapılan mecburi değişikliklerdi. İlerisini düşünmeden sadece günü kurtarma fikrine ve ‘nasıl olsa kazanırız’ zihniyetine esir düşen Avustralyalı seçici kurul eyleme geçmekte yetersiz kaldı.

3) Yazın İngiltere’de Oynanan Pakistan Serisinden Gereken Ders Çıkarılamadı

Ezeli rakibi İngiltere’ye önce T20 Dünya Kupası finalinde, sonra da Pakistan serisinden önce oynanan ODI serisinde boyun eğen Avustralya psikolojik avantajı rakibine kaptırdığı gerçeğini küçümsedi. Çok iyi hazırlanan İngiltere artık Avustralya’dan hiç korkmadığını, her formatta kendine güvendiğini ve her Avustralya maçına favori olarak çıkacak kadar kendine güveniyordu. Bu uyarıyı ciddiye almayan ve ‘Ashes’ın havası farklıdır, bunlar gösterge olamaz’ diyen Avustralyalılar Test serisinde Pakistan’dan ciddi bir tokat yediklerinde bunu yorgunluğa bağladılar. Halbuki gözden kaçırdıkları en önemli gerçek Pakistan’ın tecrübesiz hızlı atıcılarının bile onları zor duruma düşürebildikleri ve bunun karşısında çaresiz kaldıklarıydı.

4) Hindistan Yenilgisi Sonrası Doğru Teşhis Konulamadı

Hindistan yenilgisine yol açan istikrarsız performansın yanında üç ana neden hızlı atıcıların erken kavisli atışlarına karşı yetersizlik, spin bowlerlara karşı teknik eksiklik ve de atıcıların rakibin tüm oyuncularını 2. inningde devre dışı bırakmayı becerememeleriydi. Fakat bunların üzerine gitmek yerine tek suçlu olarak falsolu atıcı Nathan Hauritz gösterildi. Unutulan bir gerçek de tarihin en ünlü spin bowlerları Shane Warne ve Muttiah Muralitharan’ın bile Hindistan’da etkin olamadıklarıydı. Asıl irdelenmesi gereken oyuncuların performansları yine göz ardı edildi ve olaya geniş bir pencereden bakmak yerine sadece küçük bir alana odaklanıldı. Bunu faturası ileride çok ağır ödenecekti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder