1 Eylül 2010 Çarşamba

Şike ve Kriket: Hansie Cronje


Şike ve ACSU

Pakistan oyuncularından bazılarının şike yapmakla suçlandığı şu günlerde, gazeteler ve diğer medya organları yeni yeni haberler ortaya çıkartıyorlar. Biri gözüme ilişti. Haberin özünde, ACSU'nun, yani Anti Corruption and Security Unit, yani Yolsuzluk Önleme ve Güvenlik Birimi'nin yeterli olup olmadığı sorgulanıyor, ICC CEO'su Haroon Lorgat da birimin de sınırsız yetkilere sahip olmadığını, her şeyi engellemeyeceğini anlatıyordu. Sahi, bu birim neden kurulmuştu?

Hansie Cronje: Bir Kahramanın İhaneti

Spor,ulus devletlerin, ortalığı toparlamada sık sık başvurduğu araçlardan biridir. 'Invictus' filmini birçokları izlemiştir. Güney Afrika,'Apartheid' politikasını geride bırakışını, 1995'te evsahipliğini üstlendiği ve beklenmedik şekilde şampiyonluğa ulaştığı Rugby Dünya Kupası'nda kutlamıştır. Benim bahsedeceğim olaysa bundan 5 yıl sonra gerçekleşti. Bu kez filmin başrolünde Morgan Freeman değil, Güney Afrika Kriket Test Takımı Kaptanı Wessel Johannes 'Hansie' Cronje oynamaktaydı. Bu film, bir alıntılama değil, gerçek hayatın ta kendisiydi.

Cronje, yeniden doğmuş Güney Afrika'nın kriketteki en büyük gururlarından biriydi. Derken 7 Nisan 2000'de Delhi polisi, Cronje'nin, Sanjay Chawla isimli, Hindistan merkezli bir bahis şirketi temsilcisiyle görüştüğüne dair bir kayıt bulduğunu açıkladı. Ertesi gün Güney Afrika Kriket Kurulu, Herschelle Gibbs ve Nicky Boje gibi oyuncuların da adı geçtiği iddiayı reddetti. Güney Afrikalılar şaşkındı: "Bizim Hansie mi? O yapmış olamaz.Biri yapmışsa bile bu, o olmamalı." Ne var ki önceleri-tıpkı Pakistan kaptanı Salman Butt gibi- 'Kanıt yok' diyen bu büyük oyuncu,'şeytana uyduğunu kabul edip' tamamıyla dürüst olmadığı gerçeğini açık edecekti.Ardından Herschell Gibbs, Cronje'nin Hindistan'daki 5. ODI mücadelesinde, kendisine 15,000 dolar teklif ettiğini, karşılığında 20'den az koşu yapmasını istediğini açıkladı. Sonrasında da Hansie Cronje, acı gerçeği halkıyla ve tüm dünyadaki kriketseverlerle paylaştı.Üstelik bu kez ayrıntılara da girildi. Ne yazık ki iddialar doğruydu ve daha da kötüsü, işin başlangıcı çok öncelere, taa 1996 yılındaki test maçlarına dayanıyordu. Bu, basit(ne kadar basit olabilir ki?) bir şike olayı değildi. Hansie Cronje'nin giriştiği bu iş, zaten 'Apartheid' döneminin dünyadaki prestijini lekelediği Güney Afrika'nın, düzelmeye başlayan imajını, güçlü olduğu yerden, spor yoluyla yeniden kirlenmesine sebep oldu. Diğer taraftan, Cronje'nin söylediği yalanlarla kriketi milli sporları arasında gören Güney Afrika halkı, tıpkı The Oval'e kadar gidip, tarihe şahitlik eden Okcan Basat gibi 'kendisini kandırılmış hissetmişti'.

2000 sonbaharında, hayatı boyunca kriket oynaması yasaklanan Cronje, ikinci bir şans istese de spora geri dönemedi. 2002'de gündeme bomba gibi düşen bir haber, tüm bunların yeniden hatıranmasını sağlayacaktı. Ne yazık ki Cronje, bir uçak kazasında hayatını kaybetmişti ve her ne kadar kusur pilotlarda gibi görünse de, bahis şirketlerinin bu işi tezgahladığı iddiası da ortalardan pek de eksik olmadı.
Bir müsibet, bin nasihatten daha iyiydi. Korkunç bir şey olmuştu ve ICC önlemini almaya karar verdi. İşte, belki de Cronje'nin hazin sonunu başlatan olaylar, ACSU'nun kuruluşuna vesile olmuştu.

Bugünkü ortama bakıldığı zaman, iddiaların sadece düne kadar ortaya atılanlarla sınırla kalmayacağı kesin gibi. İşler daha da derinlere inecek ve ismi geçen oyuncuların veya başkalarının başı ciddi şekilde derde girecek. Daha şimdiden Avustralyalı Shane Warne da, 'Bize de şike teklifi edeceklerdi' dedi. Cronje vakasıyla kıyaslama yapmak gerekirse, özellikle 18 yaşındaki süper yetenek Muhammed Amir'in de olaylarda anılması, belki de Pakistan için en yaralayıcı noktalardan biri oldu.

Tüm bu karışıklıklar içinde, ODI'lara hazırlanan Pakistan'ın maçlara çıkıp çıkamayacağı da merak konusu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder