31 Ocak 2011 Pazartesi

Sri Lanka-West Indies, 1.ODI, WI 245/5, maç yağmur nedeniyle tamamlanamadı

West Indies 245/5 (Barath 113, Sarwan 75, Malinga 3/51)

Kasım-Aralık aylarında iki takım arasında oynanan Test maçları yağmur nedeniyle sonuçlanmadığından ODı serisi ileri bir sonraki aya ertelenmişti. Dünya Kupası öncesi iki takımın son ciddi sınavını vereceği bu 3 maçlık serinin ilk maçı yağmur nedeniyle tamamlanamadı ve sonuç çıkmadı. Sadece kurayı kazanan ve vurucu olmayı seçen West Indies'in inninginin tamamlanması mümkün olabildi, sonrasında başkent Colombo'da başlayan yağmur maçın diğer inninginin oynanmasını engelledi. Normalde şubat ayının kurak geçtiği Sri Lanka'da yağan zamansız yağmur seyirciler arasında da değişik yorumların yapılmasına ve 'Ne zaman kuraklık çeksek West Indies gelsin' dileklerine neden oldu. Tamamlanmayan bu maçta West Indies'in vurucu performansını değerlendirdiğimizde skoru yavaş ilerletebildiklerini görmek onlar için ilerde doğacak bir sıkıntının habercisi olarak yorumlanabilir. Genç yetenek Adrian Barath ve uzun süredir formasından uzak kalan Ramnaresh Sarwan'ın yaptıkları iyi skorlar mutlaka moral olacaktır. Sri Lanka ise atıcı olarak Lasith Malinnga hariç yeterince etkin olamadı. Ajantha Mendis ve Muttiah Muralitharan ikilisi de falsolu atıcılar olarak yeterli baskı kuramadılar. Bunlar ilk izlenimler olarak gözümüze çarpan noktalar, 3 Şubat'ta yine burada oynanacak ikinci maç bizlere takımların grçek durumu hakkında daha iyi bir fikir verecektir.

30 Ocak 2011 Pazar

Avustralya-İngiltere, 5.ODI, Avustralya 249, İngiltere 198, Avustralya 51 koşuyla kazandı

Avustralya 249 (Clarke 54, Haddin 37, Woakes 6/45), İngiltere 198 (Pietersen 40, Bell 36, Watson 3/25)

Serinin 5. maçını kazanan Avustralya böylece 4-1 öne geçmiş ve seriyi kazanmayı garantilemiş oldu. Sel felaketinden çok büyük hasar gören Queensland eyaletinin başkenti Brisbane’de oynanan maçta tüm oyuncular, maçtan kazandıkları ücretleri sel mağdurlarına bağışlayarak sporun sosyal anlamda da topluma destek olabileceği gerçeğini vurguladılar.
Bu anlamlı maçta kura atışını ilk kez kazanan Michael Clarke, Avustralya’nın ilk olarak vurucu olmasını tercih etti. Genel olarak spin bowlerlar için iyi bir saha olmayan Gabba’da iki takım da kadrolarında bir fazla hızlı atıcı bulundurmayı tercih etti. İngiltere’nin Dünya Kupası kadrosunda yer alan James Anderson ve Ajmal Shahzad’ın yanında 2 genç atıcı Steven Finn ve Chris Woakes’ı oynatan İngiltere, dört hızlı atıcının faydasını fazlasıyla gördü. Avustralya’nın açılış vurucuları Brad Haddin ve Shane Watson iyi bir başlangıç yapıp ilk overları kayıpsız geçmeyi başarsalar da önce Watson Woakes’a sonra da Haddin Finn’e yenik düştü ve ümit verici başlangıç yerini endişe dolu bir belirsizliğe bıraktı. Sakat olan ve Dünya Kupası’nda oynayıp oynamayacağı belirsiz olan Michael Hussey’nin yerine düşünülen Shaun Marsh’ın bir kez daha 3. sırada girip etkisiz kaldığı Avustralya’yı toparlamak görevi kaptan Michael Clarke ve Cameron White’a düştü. Son aylarda bu görevi hiç başaramayan Michael Clarken formsuzluğu ve gergin oyunu takımı yavaşlatsa da Cameron White biraz olsun tutukluğunu üzerinden atınca Avustralya koşu oranını fazla düşürmeden yola devam etti. İngiliz atıcılar içinde en istikrarlı ve tehditkar oyuncu olan Chris Woakes’ın 2. kurbanı olan White’ın çıkması ile Clarke bu sefer David Hussey ile bir ortaklık kurmaya çalıştı. 65 koşuluk bu ortaklık Avustralya’yı zor durumdan çıkarırken Clarke, çok ihtiyacı olan 50 koşuyu geçmeyi başararak kendine güvenini geri kazanmak için önemli bir işi başarmış oldu. Ne var ki  bu ikili de Woakes tarafından devre dışı bırakılınca İngiltere önemli bir avantaj yakaladı. Geri kalan vurucular büyük bir katkı sağlamasalar da skoru taşımayı başardılar ve Chris Woakes 6. wicketını alıp İngiltere tarihinin dış sahada en iyi atıcı performansını ortaya koyarak inningi sonlandırdığında Avustralya skoru 249’a getirmeyi başardı.
Uzun süredir eleştirilen Avustralya atıcıları ise bugün seriyi bitirmeye kararlıydılar. Oyuna iyi başlayan Brett Lee ve Doug Bollinger ikilisi İngiltere’nin açılış vurucuları Andrew Strauss ve Matt Prior’u çabucak oyun dışına aldılar. İngiltere’nin bu serideki en iyi oyuncusu Jonathan Trott’un da 7. overın ilk atışında dışarı çıkmasıyla skor 22/3 oldu. İngiltere’nin güvensiz orta sıra vurucularını ortaya geldiğinde karşılarında iyice maça kilitlenmiş ve ekip halinde saldıran Avustralya atıcılarını buldular. Ian Bell ve Kevin Pietersen önce John Hastings’i hedef alıp onun atışlarından kolay sayılar bulsalar da daha sonra diğer taraftan artan baskı karşısında zorlanmaya başladılar. Ortaya koydukları 73 koşuluk ortaklık İngiltere’yi tekrar maça döndürse de John Hastings’in ikiliden rövanşı almak için dönmesi tekrar Avustralya’ya avantajı getirdi. Önce Pietersen Hastings’in tuzağına düşerek wicketını kaybetti. Diğer tarafta boş durmayan Steven Smith serinin formsuz adamı Eoin Morgan’ı avladı ve Hastings Bell’i de oyun dışı bırakınca 103/6’ya gelen skor İngiltere’nin altından kalkamayacağı bir hale geldi. Az da olsa toparlanma umudunu koruyan İngiltere’yi dize getiren isim ise atış yaptığı ilk overda Paul Collingwood ve Chris Woakes’ı oyundan çıkaran Shane Watson oldu. Geri kalan 3 oyuncu Ajmal Shahzad, James Anderson ve Steven Finn çok çabuk koşu alarak yenilginin boyutunu küçültmeye çalışsalar ve son 2 wicketı kaybetmeden önce 70 koşu almayı başarsalar da kaçınılmaz sonu engelleyemediler. Karşılaşmayı 51 koşu farkla kazanan Avustralya Ashes serisini kaybettikten sonra biraz olsun onurunu kurtarmış oldu. Maçın adamı ise genç İngiliz atıcı Chris Woakes seçildi.

ODI Serisi, 2. Maç Pakistan Yeni Zelanda, Pakistan 43 koşu farkla kazandı

Pakistan 293(Hafeez 115, Afridi 65*) Yeni Zelanda 250 (Styris 46, Umar Gul 2-31)

İki takım kadrolarındaki değişikliklerle birlikte, epey hızlı esen bir rüzgar hiisedilmekteydi Christchurch 'de. Yeni Zelanda, Dünya Kupası öncesi, alternatiflere bakıyordu. Bu takım battingde, Daniel Vettori'siz, Jesse Ryder'sız ne yapacaktı? Hindistan serisinde pek de göz doldurmayan Kane Williamson, hücuma yeteri kadar destek verebilecek miydi? Bu gibi sorulara yanıt aramak için bu ODI, önemli bir fırsat olacaktı. Allrounder James Franklin'in yerine seamer Kyle Mills'i maç kadrosuna alan kaptan Ross Taylor, offspinner Nathan McCullum'u 11'de kullanmamayı tercih etmiş, Vettori gibi sol elli spinner Luke Woodcock'a da ilk kez milli formayı giyme şansını vermişti. Para atışını kazandıktan sonra da beklendiği gibi, atış yapmayı tercih etti. Takıma yine bu maçta katılan Jamie How ikinci yarıda batting yaparken hünerlerini sergileyecekti.

Wicket, rengi ve üzerindeki çimler itibariyle vurucular için tehlikeli gözüküyordu ve Ahmed Shehzad'la, Muhammed Hafeez'ın ayakta kalmaya ihtiyacı vardı. Yeni topla başlayan atakta Tim Southee yine erkenden bekleneni yaptı ve Shehzad'la, Kamran Akmal'ın wicketlarını, ilk 5 over içinde aldı. Fakat, çok da hızlı bir wicket olmamasına rağmen, Muhammed Hafeez'ın yaptığı boundaryler, takımın moralini yüksek tuttu.Diğer hızlı atıcı Hamish Benett, wicket alma konusunda, diğer arkadaşları kadar başarılı değildi ve Pakistan maça, gerçek anlamda bu bölümde başladı.

Ne var ki takımı 50'nin üzerine çıkaran 3.wicket ortaklığı fazla sürmedi. Jacob Oram'ın topunu havaya diken Younis Khan, Hafeez'a yardımcı olacak ortak değildi.Böylelikle, kağıt üzerinde, maçtaki önemli ortaklıklardan biri kuruldu; Misbah-Hafeez duvarı ne kadar erken aşılırsa, Yeni Zelanda için işler o kadar iyiydi. Aslında bu hedefe 72'de çok yaklaşıldı fakat wicketkeeper McCullum, Hafeez'ın sopasından gelen topu yakalayamadı. Bundan sonra Pakistan uzun süre başka wicket vermedi. Aradaki kısa Scott Styris-Luke Woodcock seansları, wicket almada etkili değildi. Düşük skorlu bir maç olması bekleniyordu, o yüzden ortaklığı, etkisi fazla büyümeden yok etmek gerekliydi. 36. overda durum 150/3'ken, nihayet Jacob Oram bunu başardı. Luke Woodcock da 10 over boyunca, ilk milli maçına çıkan bir oyuncu için iyi iş çıkardı denebilir fakat son overında rakip hızlanmaya başlamıştı.

Umar Akmal,tek günlük maçta, 50'ye en hızlı ulaşan adam m unvanını egale eden Shahid Afridi'yle birlikte, Woodcock'un ardından kullanılan batting powerplay hakkından da faydalanarak büyük bir hızla kazandıkları koşularla Yeni Zelanda'nın moralini bozdular. Tabi kariyerinde ilk kez bir tek günlük maçta 100'ü geçen Hafeez'ı da unutmamak lazım. Sonuç olarak evsahibinin alması gereken koşu, bir anda 294'e yükselmişti. Belki de rüzgar, hızlı ve orta hızlı atıcıların, devrenin sonunda etkili olmasını engellemişti. Kısaca Yeni Zelanda'nı başlangıcı iyi, orta bölüm idare eder ve son bölümse kötüydü.

Yeni top seansına çok iyi başlangıç yapan Martin Guptill ve Jamie How, takımı galibiyet için umutlandırdılar. İlk 5 overda takım 30'u geçmişti ama Sohail Tanvir ve Abdul Razzaq'la baş etmekte zorlanmayan ikilinin dengesi, Wahab Riaz girince bozuldu; Tanvir, bir hızlı-bir yavaş atış derken Jamie How'ı şaşırttı ve wicket da bu böyle geldi. İkincisini almak, Pakistan için çok da pahalı olmadı. Yine de 66/2, kötü bir başlangıç değildi. Kötü olan, Ross Taylor'un neredeyse hiç bir katkı veremeden oyun dışı kalmasıydı. Bu wicketın kahramanı Umar Gül'le iyi bir ortaklık oluşturan Wahab Riaz, Taylor'ın çıkmasıyla morali bozulan ve koşu almakta çok zorlanan Yeni Zelanda'ya öldürücü bir darbe daha vurdu ve Guptill'i çıkardı;yakalayışın kahramanı, Ahmed Şehzad'dı.

Yeni Zelanda, Kane Williamson ve Scott Styris'in formuna kalmıştı ve her iki allrounder da Kiwilerin son önemli kalesi oldu. Tabi aradan geçen yaklaşık 20 overlık bölümde tek bir wicket alınamaması, spinner yokluğuna da bağlanabilir, falsolu atıcı olarak, bir tek Muhammed Hafeez kullanıldı. Koşu oranı düşük olmasına rağmen ikilinin takımı 130'lara ulaştırması, galibiyetin halen ulaşılabilir olduğuna işaretti. Fakat 50'ye gidiyor gibi gözüken Styris, Umar Akmal tarafından güzelce yakalandı ve 2 over sonra Williamson'ın çıkmasından sonra, Yeni Zelanda vurucuları teslim bayrağı çekmişçesine birer birer devrildiler. Pakistan Yeni Zelanda'yı kendi silahıyla, hızlı atıcılarıyla vurmuştu. Bu sahada kazanmaya alışık olan Yeni Zelanda'nın bu seferki vurucuları, Vettori'nin yokluğunda zorlandıklarını gösterdiler. Böylece seriye 1-1'lik eşitlik geldi.

26 Ocak 2011 Çarşamba

Avustralya-İngiltere, 4.ODI, İngiltere 299/8, Avustralya 278/7, İngiltere 21 koşuyla kazandı

İngiltere 299/8 (Trott 102, Prior 67, D.Hussey 4/21), Avustralya 278/7 (Watson 64, Smith 46*, Trott 2/31)

Adelaide’de oynanan serinin 4. maçında İngiltere en sonunda galip gelmeyi başardı. Kura atışını bu seride olduğu gibi yine İngiltere kaptanı Andrew Strauss kazandı ve vurucu olmayı seçti. Adelaide gibi nisbeten daha düz, dayanıklı ve vurucular için fazla sorun içermeyen bir zeminde İngiltere bu sefer sadece üç hızlı atıcı ve 1 spinner içeren kadroyla sahaya çıkmayı tercih etti. Daha önceki maçlarda özellikle orta sıra vurucularından yeterli katkı alamayan Strauss2un bu hamlesi, beklendiği gibi konuk ekibe avantaj getirdi. Maçın başında Avustralya hızlı atıcılarının kötü bir başlangıç yapması, yeterli uzunluk ve doğru çizgiyi tutturamamaları İngiltere’nin işini kolaylaştırdı. 3. overda Brett Lee’nin rakip kaptan Strauss’u erken oyun dışı bırakması bile İngiltere’nin hızını kesmeye yetmedi. Açılış vurucusu olarak oynaması son günlerde sık sık tartışılan Matt Prior’un etkili oyunu ve Jonathan Trott’un son aylardaki yüksek formu sayesinde İngiltere ilk 10 overlık powerplay dönemini zorlanmadan geçti. Sonra atış yapan takımın istediği 5 overlık powerplay hakkını kullanan Avustralya hızlı atıcılarından Doug Bollinger ve John Hastings’in başarısız oyunu ve önceki maçlarda kritik wicketlara imza atan Shane Watson’ın bugün gününde olmaması nedeniyle aradığı wicketları bir türlü bulamadı. Spinnerlar Xavier Doherty ve Steven Smith’in devreye girmesi koşu oranını biraz olsun yavaşlatırken Prior’un 50 koşuyu geçmesi İngiltere’yi morallendirdi. Falsolu atıcılar ilk overlarında yeterli tehdit oluşturamazken Smith’in Prior’u çıkarması ile Avustralya tekrar maça asılmaya başladı. Sonrasında Smith’in arka arkaya aldığı Kevin Pietersen ve Ian Bell wicketları ile maça dönen Avustralya’da kaptan Michael Clarke kritik bir hata yaptı. 34.overın tamamlanmasıyla yeni topun devreye girmesi nedeniyle hızlı atıcıları devreye sokan Clarke’ın tercihini başarısız Bollinger ve Hastings’den yana kullanması nedeniyle İngiltere hızla koşu almaya başladı ve sıkışık durumdan kendini kurtardı. Hamlenin başarısız olması nedeniyle part time spin bowler David Hussey’e atış yaptırılması hemen etkisini gösterdi ve Hussey ilk overında 102 koşuya ulaşmış olan Trott’u avlamayı başardı. Bir sonraki overında da Eoin Morgan’ı avlayan Hussey’nin wicketları, İngiltere’yi 5 overlık 3.powerplay dönemini erken almaya zorladı. Bu 5 overlık dönemi iyi değerlendiren İngiltere bir kez daha Lee-Bollinger ikilisinin kötü atışlarına cezayı keserek İngiltere’yi hedeflenen 300 skortuna yaklaştırdı. Powerplay’in bittiği son 4 overda Hussey 2 wicket daha alarak ODI’lerdeki en iyi atıcı istatistiklerine ulaşırken İngiltere 299 koşuya ulaştı ve önemli bir avantajı ele geçirdi.
Her ne kadar hedefteki 300 koşu aşılması zor bir hedef gibi gözükse de Adelaide’de bunu yakalama şansı diğer yerlere oranla biraz daha fazla olduğundan Avustralya kendine güvenli bir şekilde oyuna başladı. Öncelikle açılış vurucularının wicketlarını kaybetmemesine ve sağlam durmasına ihtiyacı olan Avustralya’da bir kez daha bu beklentiler boşa çıktı. Brad Haddin’in Chris Tremlett karşısındaki çaresizliği, seriye iyi başlayan Shaun Marsh’ın 3. sırada oyuna girdiği bir maçta daha başarısız olması ve son aylarda gerek fiziksel gerek mental olarak çöken ve takıma olumlu tek bir katkı bile yapamayan kaptan Clarke’ın bir kez daha erken oyun dışı kalması Avustralya’yı içten içe bitiren faktörlerdi. Gerçi Shane Watson yine 50’yi aşarak görevini yerine getirmiş olsa da arkadaşlarından yeterli destek alamaması koşu hızını azalttı. Bir de oyuna giren Cameron White ve David Hussey’nin tek koşularla oyalanarak yavaş oynaması (White 64 topta 44, D.Hussey 34 topta 28 koşu alabildiler) Avustralya’nın oyunu forse etmesini engelledi. Atıcı departmanı eksik olan İngiltere’de Paul Collingwood’un son maçlardaki wicketlarına ek olarak bugün de yaptığı katkı, daha da önemlisi fazla kullanılmayan ancak bugün sorumluluk alan Jonathan Trott’un ODI kariyerindeki ilk 2 wicketı alması maçı İngiltere’ye getirdi. Skor 201/7 iken son 10 overda vuruş sırasında olan Steven Smith ve Brett Lee ikilisi maçı kazanabilmek için ellerinden gelen tüm çabayı ortaya koyup heyecanı son ana kadar taşısalar da 40 over beceriksizce oynayan bir takıma maçı kazandırmaları mümkün olmadı. İkilinin son 10 overda wicket kaybetmeden kazandıkları 77 koşu da böylece boşa gitmiş oldu. Jonathan Trott maçın adamı seçildi. Bir sonraki maç 30 Ocak Pazar günü Brisbane’de oynanacak.

ODI Serisi, 2. Maç, Yeni Zelanda- Pakistan, Maç Yağmur Yüzünden Tamamlanamadı

Zaten yağışlı olan havaya rağmen, sabah saatlerindeki dinginlik, maçın oynanabileceğine dair umutları da beraberinde getirse de Queenstown'daki maç için fazla heveslenmek doğru değildi.

Daniel Vettori para atışında fielding'i seçti ve atışlara geçildi ki yağmur, gayet ısrarlı bir biçimde geri döndü ve maçın oynanmasına izin vermedi. Serinin bir sonraki maçı, ayın 29'unda, Christchurch'de oynanacak.

24 Ocak 2011 Pazartesi

ODI Serisi, 5. Maç, G.Afrika 250 - Hindistan 234


G.Afrika 250(Amla 116, 4-45 Yuvraj)- Hindistan 234(Pathan 105, Mornel 4-52)

Nihayet, 5 haftalık uzun maratonun sonuna gelinmişti, 5. ve belirleyici maç için adres Centurion'du. Beklenenin tersine, güneş, güzel yüzünü göstermişti Centurion sakinlerine. Bu kez para atışını kazanan Hindistan, bulutlu bir hava beklentileri doğrultusunda, önce fielding yapmayı tercih etti.

Bu seriler boyunca Greame Smith'in kabusu olan Zaheer Khan, hızlı atışları paylaştığı Munaf Patel'in yaptığı kötü başlangıcı tazmin edercesine, yine kurbanı olan Smith'i erkenden oyun dışına gönderdi.

Maçın beklenen anlarından biri, leg break atan ve bu özelliğile Dünya Kupası kadrosuna giren Piyush Chawla'nın ilk overıydı ve bu, 8. overda, powerplay'in sonuna doğru geldi. Ortalama bir başlangıç yaptı diyebiliriz; fakat önemli olan, Dhoni'nin biraz çaresiz kalmasıydı. Çünkü Zaheer-Patel'in arkasından gelecek orta hızlı bir atıcı, kadroda yoktu ve hemen spinnerlara dönüldü. 15.overın sonuna kadar da bu taktikle Harbhajan, Chawla ve Yusuf Pathan denendi. Morne Van Wyk, cesurca topları kenarlara göndermekten çekinmedi ve G.Afrika, erken wicket kaybına rağmen maça iyi başladı.


G.Afrika'nın dengesini bozan adam Yuvraj Singh oldu ve sol elli yavaş atışlarıyla Morne Van Wyk'i iyice yemledikten sonra, caught&bowled'u kolayca yaptı ve G.Afrika'nın güçlü ilerleyişini 116'da kesti. AB De Villiers de Yuvraj'ın gazabına uğrayanlardandı,11'de çıktı. Direnen adam Hasim Amla, G.Afrika'yı ayakta tutmaya devam ediyordu. Yanına JP Duminy'i de aldı ve 91 topta 92 koşu yakalayıp, güçlü bir 4. wicket ortaklığıyla devreyi kurtardı. Devre sonunda G.Afrika 250 yaptı,- Duminy biraz daha dikkatli olsa daha fazla da yapardı- fakat sayıların yarısı, neredeyse Amla'dan gelmişti. Yağmur arası Hindistan'a ilaç gibi gelmişti ve Duminy'nin çıkmasından sonra Zaheer Khan, ritmi bozulan vurucuları birer birer avladı; üstelik de çok kısa bir süre içinde. Bu yüzden evsahibinin koşu sayısı, potansiyelinin altında kaldı.

Bu 4 önemli over lık kaybın telafi edilmesi için D/L metodu uygulandı ve Hindistan'ın hedefi 268 olarak belirlendi. İyi gibi gözüken başlangıca rağmen ilk wicketı alan, Rohit Sharma'nın offstumpını direkman deviren Lonwabo Tsotsobe oldu. Artık hesap açılmıştı ve birazdan da Morne Morkel'in kısa topunda Virat Kohli gitti. Hepsi, koşular 20'yle 30 arasındayken oldu. Koşu beklenen vurucların devreyi kısa kesme durumu Yusuf Pathan'a kadar devam etti. Mevcut durumda, Parthiv Patel, 2. ODI maçını oynayan bir vurucu için gayet iyiydi. Fakat onun da serüveni, bence Simon Taufel'in hatalı out kararıyla bitti. Fotograf, Patel'in çıkaran yakalayış(?) anından yakalanma. Sadede gelirsek, ne zaman ne yapacağı belli olmayan Yusuf Patel, yine kahramanca takımına bir maç ve seri daha kazandırmaya geldi. O girerken takımın 33 overda 201 koşu yapması gerekiyordu. Kendisi 73 topta 105 gibi çok iyi bir strike rate'e imza attı. 119/8'de galibiyetten uzak gözüken takım, işin sonunda 33 koşu sayı farkla kaybetse de, Pathan elinden geleni yapmıştı. Kendisine palazlanma şansı veren atıcılardan Tsotsobe,Botha ve Peterson'un da wicket almayı başardığı maçta, Pathan'ı Morkel dışarı aldı. Böyleylikle, sonunda G.Afrika-Hindistan buluşmasından bir galip çıktı: Evsahibi G.Afrika.

23 Ocak 2011 Pazar

Avustralya-İngiltere, 3.ODI, İngiltere 214, Avustralya 215/6, Avustralya 4 wicket ile kazandı

İngiltere 214 (Trott 84*, Wright 32, Lee 3/27), Avustralya 215/6 (D.Hussey 68*, Haddin 54, Collingwood 2/25)

Ashes Test serisini kaybettikten sonra dibe vuran Avustralya, İngiltere karşısında 7 maçlık ODI serisinde 3. maçı da kazandı ve eski günlere dönüş için ümit verdi. Yaklaşan Dünya Kupası öncesi son ciddi hazırlık maçlarında Avustralya, kupanın favorilerinden biri olarak gösterilmese de şampiyonluk için oynayacağının sinyallerini vermeye başladı.
Her 2 takım da önemli oyuncularından sakatlık nedeniyle yoksundu. Konuk İngiltere’nin en iyi atıcılarından Tim Bresnan baldırındaki sorun nedeniyle seriyi kapatırken Kevin Pietersen de kasığındaki sakatlık nedeniyle kadroda yoktu. Test kariyerini noktalayan Paul Collingwood ile T20 maçlarını yıldızı Chris Woakes ikilinin yerine sahadaydı. Avustralya’da ise boğaz enfeksiyonu nedeniyle oynatılmayan Mitchell Johnson’ın yanı sıra Shaun Tait ve Nathan Hauritz’in yerine Dünya Kupası kadrosuna çağırılan all rounder John Hastings ve  Haurtiz’in yerine büyük ihtimalle Dünya Kupası’na gidecek olan Xavier Doherty göreve çağırılmışlardı.
Sydney’deki maçta ilk 2 maçta olduğu gibi yine kura atışını kazanan Andrew Strauss vurucu olmayı seçti. Daha ilk overda Matt Prior’u yitiren konuk ekip istediği gibi maça başlayamadı ve bunun sıkıntısını bütün inning boyunca yaşadı. Üçüncü sırada oyuna giren Jonathan Trott, kaptanı Strauss’a destek olurken ODI serisinde formsuz gözüken Strauss aldığı sayılarla skorbordu ilerletti. 8. overın son atışında komik bir şekilde run out olan Strauss böylece bir kez daha iz bırakmadan oyundan çıkarken oyuna giren Ian Bell 13. overda serinin başarılı ismi Shane Watson’ın atışıyla wicketını kaybetti ve Avustralya avantajı ele geçirdi. Soğukkanlı oynayan Trott’a eşlik eden Eoin Morgan ile beraber ikili iyi bir koşu oranı tutturup toparlanma sürecine girmişken  bir başka Dünya Kupası sürpriz ismi David Hussey, Morgan’ın wicketını alarak İngiltere’nin iyi gidişine noktayı koydu. Hemen sonraki overda spinner Xavier Doherty’nin aldığı Paul Collingwood wicketı İngiltere için sonun başlangıcı oldu. Bundan sonra iyi bir skor yapmak için Trott’a ve diğer oyuncuların da ona destek olmasına ihtiyacı olan İngiltere’de son sıra vurucuları yeterli katkıyı Luke Wright haricinde yapamadılar. Riske girmeyi de pek istemeyen Trott’un bu davranışı İngiltere’nin daha iyi bir koşu sayısına ulaşmasını önlerken sakatlıktan kurtulan Brett Lee, son 2 wicketı da alarak inningi noktaladı. İngiltere 214 koşuyla tüm vurucularını kaybederek Avustralya’nın avantajlı bir konuma kavuşmasını sağladı.
İnninge hızlı başlayan Avustralya her zamanki gibi İngiliz hızlı atıcılarının ilk salvosu karşısında direnç gösteremeyince kolay gibi gözüken galibiyet bir anda ev sahibi için zora girdi. Açılış vurucusu Brad Haddin güzel bir oyunla baskıyı üzerinden atarken diğer tarafta Shane Watson, Shaun Marsh, Cameron White ve Michael Clarke anlamlı bir katkı sağlayamadan oyun dışında kaldılar. İlk 20 over sonunda iyi bir koşu oranı yakalamış Avustralya buna rağmen 4 wicketını kaybetmişti. 21. overda Brad Haddin’in de beklenmedik bir şekilde Paul Collingwood tarafından avlanarak oyun dışı kalması 100 koş almış Avustralya’yı 5 wicket kaybetmiş bir durumda bıraktı ve İngiltere tekrar maça döndü. Oyundaki iki vurucu David Hussey ve Steven Smith fazla riske girmeden yakalanmış avantajı korumak için defansif oynasalar da özellikle spinner Michael Yardy’nin etk,isizliği sayesinde orta overları tehlikesiz bir biçimde atlattılar. Beraber 63 koşu alan bu ikili Avustralya’yı galibiyete yaklaştırmayı başardılar. Yeni topla beraber gelen Steven Smith’in wicketından sonra oyuna giren John Hastings, Hussey’e eşlik ederek maçı tamamladı ve Hussey, iyi bir liderlik örneği ortaya koyarak takımını galibiyete taşıdı. Böylece seride 3-0 öne geçen Avustralya, seriyi kazanma yolunda bir engeli daha aşmış oldu. Maçın oyuncusu ise aldığı 3 kritik wicket ile Brett Lee seçildi.

22 Ocak 2011 Cumartesi

ODI Serisi, 1. Maç, Yeni Zelanda- Pakistan: Yeni Zelanda 9 wicket farkla kazandı

Yeni Zelanda(Ryder 55*, Guptill 40) Pakistan(Misbah 50, Southee 5-33, Benett 3-26)

Wellington'da başlayan 6 maçlık serinin ilk buluşmasında, kolay galibiyete ulaşan taraf Yeni Zelanda oldu.

Zemini beğenen ve bunu para atışından sonraki seçiminde de yansıtan Shahid Afridi'nin takımı, varlık gösteremediği bir batting devresi çıkardı.

Muhammed Hafeez ve Kamran Akmal, ziyadesiyle yavaş başladılar devrelerine ve onları kötü şeyler beklediğinin işaretlerini, Hafeez çok erken dakikalarda vermeye başlamıştı. Belli ki çıkmak için Tim Southee'yi bekliyormuş. Bu aralar, wicket alma frekansını sıklaştıran Tim Southee de bu moralle adeta ilk devrede Pakistan'ı bitirdi. Kendisi Kamran Akmal'ı çıkarırken, Jesse Ryder'ın yaptığı süper yakalayışın da yardımını aldı. Esad Şefik'le 3 wicketını tamamlayan Tim Southee, görevini yapmıştı. Dahası, Pakistan'ın üst sıra vurucuları, hiç katkı yapamadan çıktılar.

Southee'nin bıraktığı yerden devam eden Hamish Benett, ilginç stilini deneyimli rakibi Younis Khan ve 0'da kalan Umar Akmal'a da hatırlattıktan sonra Pakistan 57/5 gibi T20'lerde bile çok kötü kabul edilecek bir skora ulaştı. Dizindeki problemi atlatan Jakob Oram, antrenman topu gibi gelen bir topu yakalasa izleyiciler çok daha erken evlerine dönebileceklerdi ama bu fırsat kaçtı. Fakat Pakistan kendine gelmeye çalışırken, az önceki hatayı telafi eden, Brendan McCullum'un tek ayağı üzerinde sıçrayarak yaptığı kaleci kurtarışı oldu. Afridi de böyle çıktı:88/5.Sıra Abdur Rezzaq'a gelince, Birleşik Arap Emirlikleri'nde gerçekleşen Pakistan-Güney Afrika serisi ve onun adeta tek başına kazandırdığı maç geldi. Ne var ki o da Oram'dan gelen sıradan bir topla çabucak çıkıverdi. 30. over gelmeden uzman vurucularını yitiren Pakistan, Misbah'ın 50'yi bulması sayesinde gerçek bir hezimeten kurtuldu. Tabi Misbah'ın çıktığı, Southee'nin 5 wicket haul yaptığı top, aslında pratikte devrenin sonu demekti. Yeni Zelanda 125'i kovalayacaktı.

İkinci yarı başlarken gözler, Pakistan'a karşı son maçlarda genelde 0'la çıkan Jesse Ryder'daydı. Ancak Martin Guptill'le birlikte Shoaib Akhtar ve kendisini Kasım 2009'dan beri milli formadan uzak bırakan ve kronikleşmiş sakatlığını şimdilik atlatmış gözüken Sohail Tanvir'a karşı yaptığı başlangıçla Pakistan'ın sonunu hazırladılar. Yine de ilk çıkan Ryder oldu. Fakat zaten 3.sıradaki Ross Taylor için bu maçı bitirmek çocuk oyuncağıydı. Yeni Zelanda, 196 top kala, 9 wicketlık galibiyetle, ODI serilerindeki yenilgi serilerini sonlandırdı.

ODI Serisi, 4. Maç, Güney Afrika - Hindistan: Güney Afrika 48 koşu farkla kazandı (D/L metoduyla)


Güney Afrika(Duminy 71*, Botha 44, Yuvraj 3/34)- Hindistan(Kohli 87*, Tsotsobe 2-25)

Port Elizabeth'de, rüzgarlı koşullar karşıladı iki takım oyuncularını. Güney Afrika, seride ayakta kalmak için kazanmak zorundaydı.

Para atışını kazanan Greame Smith, yine önce batting yapmayı seçti. İlk 10 overda, yani zorunlu powerplay bölümünde açıcılardan özellikle Hashim Amla, Zaheer Khan, Munaf Patel ya da Asish Nehra gibi hızlı atıcılar karşısında hiç zorlanmadı. G.Afrika bu bölümü 54 koşu yaparak bitirdi. Hindistan, bowling powerplay için sonraki 5 overı tercih etti ve Greame Smith'i de burada çıkarmayı başardı. Falsolu atışlarıyla G.Afrika'nın koşu oranını epey düşürmeyi başaran ekipte, Harbhajan, çok zor bir yakalayışı başarıyla sonlandırınca kaptan Smith çıktı.

Sonraki 5 overda da Dhoni, yine bir başka yavaş atıcıyı Yuvraj Singh'i görevlendirdi ve Hashim Amla 50'yi, G.Afrika da 100'ü bulduktan hemen sonra Yuvraj'ın atışında Morne Van Wyk, bu kez 15'i geçemeden dışarı çıktı ve olaylar gelişmeye başladı. G.Afrika, sanki "Kendini yok et!" tuşuna basmış gibiydi. Virat Kohli, bir önceki wicketı alırken top yere değmeden mi yakaladı diye düşünülürken Hashim Amla, Rohit Sharma'nın yavaş topunu yeteri kadar uzağa gönderdiğini düşünüp ikinci koşuyu zorladı ama bu kötü karar, runoutla dışarı çıkmasına sebebiyet verdi. Yuvraj'ın güzel dönen topu, AB DE Villiers'in daha oyuna ısınamadan devre dışı kalmasıyla sonuçlandı. Dünya Kupası kadrosuna alınan François Du Plessis, yine olmayan bir koşuyu almak isterken Dhoni'nin gazabına uğrayan bir diğer isim oldu. 100'e tek kayıpla gelen G.Afrika sonraki 25 koşu için 5 wicket harcadı.

Neyseki Johan Botha ve JP Duminy'nin 6.wicket ortaklığı, hızlı atıcıların yeteri kadar başarılı olamadığı bölümde onları düzlüğe çıkarmayı başardı. Başka kayıp yaşamadan neredeyse 200'e geldiler ama yavaş zeminden faydalanan Yuvraj, yine sweep deneyen Botha'ya son 10 overı göstermedi. Sonlara doğru Zaheer de wicket almaya yaklaştı ama hatalı kararla LBW'den kurtulan Duminy, devre sonuna dek oyunda kalıp 71 koşu yaptı. Bu da onları 265 koşuya getirdi.

Devreyi Sachin Tenudlkar'ın yerine kadroya aldığı Partiv Patel ve Rohit Sharma ikilisiyle açan Hindistan, daha Tsotsobe'nin ilk overında kayıp verdi. Tsotsobe, daha sonra Patel'i de çıkardı ve G.Afrika, rakibin ihtiyacı olan hızlı başlangıca izin vermedi. Hindistan'da direnenbilen tek isim, Virat Kohli oldu; onun da, kadroya alınması biraz soru işareti yaratan Robin Peterson'ın atışlarından faydalandığını söylemekte fayda var. Tabi Peterson ardından toparlayıp iki wicket almayı başardı. Ne Raina, ne Dhoni ne de bir önceki buluşmanın kahramanı Yusuf Pathan, Kohli'ye istikrarlı bir destek veremediler. 30. overda başlayan yağmur, maçın 4 overının gitmesine sebep oldu. Geri dönüldüğünde Hindistan'ın eldeki 4 wicketla 123 koşu yapması gerekiyordu ki bu epeyce zor gözüküyordu. Fakat denemeye fırsat kalmadan yağmur yine kendisini gösterdi ve par skorunun altında kalan Hindistan, açık farklı yenilgiden kurtulamadı ve serilerde zaten hiç bozulamayan eşitlik hali, bir kez daha karşımıza çıktı:2-2.

21 Ocak 2011 Cuma

Avustralya-İngiltere, 2.ODI, Avustralya 230, İngiltere 184, Avustralya 46 koşuyla kazandı

Avustralya 230 (Marsh 110, White 45, Tremlett 3/22), İngiltere 184 (Trott 32, Bell 32, Bollinger 4/28), Avustralya 46 koşuyla kazandı.

İki takım arasında Hobart kentinde oynanan maçı kazanan Avustralya seride 2-0 öne geçti ve Dünya Kupası öncesi form tutmaya başladığını gösterdi. Her 2 takım da Hobart’a gelirken Dünya Kupası kadrosuna alınan 2 önemli oyuncularından yoksundu. Avustralya’da ‘Mr.Cricket’ lakabıyla anılan Michael Hussey bacak kaslarındaki sakatlığı nedeniyle ameliyat olduğu için, İngiltere’nin en önemli spin bowlerı Graeme Swann ise dizindeki sakatlığı nedeniyle kadroda yoklardı. Avustralya’da Hussey’nin yerine eski ünlü oyuncu Geoff Marsh’ın oğlu Shaun Marsh forma giyerken İngiltere’de Swann’ın yerini doldurmak uzun bir aradan sonra tekrar ODI kadrosuna alınan falsolu atıcı James Tredwell’in görevi oldu.
Günlerdir yağan yağmurun da etkisiyle düşük skorlu bir maç bekleniyordu. Para atışını kazanan İngiltere kaptanı Andrew Strauss atıcı olmayı seçerken özellikle ilk overlarda hızlı atıcılarının etkili olacağını umuyordu. Zaten benzer beklentileri Ashes Test serisi sırasında hep doğru çıkmış ve İngiliz atıcılar kaptanlarının güvenine, galibiyet yolunu açarak karşılık vermişlerdi.
Zor şartlar altında vurucu olarak maça başlayan Avustralya, son zamanlardaki Ashes yenilgisinden hiç ders almadığını kanıtlarcasına arka arkaya wicket kaybederek yenilgi sinyallerini vermeye başladı. Tabii İngiliz atıcıların başarısını da takdir etmek lazım, şartları çok iyi değerlendiren Ajmal Shahzad, Chris Tremlett ve Tim Bresnan üçlüsü kabus gibi ev sahibi ekibin üstüne çöktüler. İlk 13 over içinde arka arkaya gelen wicketlar sonucu afallayan Australya’yı kurtarmak görevi  yeni T20 kaptanı Cameron White ve Shaun Marsh’ın üzerine yıkıldı. Hızlı atıcıların çok iyi sınırladığı Avustralyalı vurucular iyi bir koşu oranı yakalamakta zorlanırken devreye giren İngiliz orta hızlı atıcı ve falsolu atıcıların iyi günlerinde olmamaları ev sahiplerine toparlanma fırsatı tanıdı. Tek tek de olsa koşu alarak hem vuruş sırasını değiştiren hem de baskıyı azaltan White ve Marsh orta bölümü zorlanmadan ancak yine de galibiyet için yeterli olamayacak yavaş bir koşu oranıyla geçtiler. Powerplay hakkını daha ilerde kullanmak isteyen Avustralya tam uygun bir platformu oluşturmuştu ki İngiltere maça geri döndü.. Önce sol elli falsolu atıcı Michael Yardy Cameron White’ı, sonra da hızlı atıcı Shahzad Steven Smith’i oyun dışında bırakarak Avustralya’yı zor durumda bıraktılar. Sonrasında Nathan Hauritz’i Bresnan’ın ve Brett Lee’yi Yardy’nin dışarı çıkarması 5 over içinde 4 wicket bulan İngiltere’yi ateşledi. 5 overlık vurucu Powerplay’ini almak zoruna olan Shaun Marsh’ın geriye Shaun Tait ve Doug Bollinger gibi zayıf vurucuların kalması nedeniyle fazla zamanı yoktu. Powerplay dönemini iyi değerlendiren Bollinger-Marsh ikilisi Avustralya’nın en iyi 9. wicket ortaklığını kurarak aldıkları 36 koşu Avustralya’yı savunulabilir bir skora yaklaştırıken, daha önceden en iyi skoru 3 olan Bollinger’in aldığı 30 koşu İngiltere’nin bütün emeğini mahvetti ve Avustralya’yı 230 koşuya taşıdı. 110 koşuyu bulan Marsh ise Hussey’nin iyileşmemesi durumunda açılacak Dünya Kupası biletinin en güçlü adayı olduğunu gösterdi.
Dünya Kupası kadrosu açıklanırken çok tartışılan Brett Lee-Shaun Tait-Doug Bollinger  üçlüsü İngiltere’uye zor anlar yaşattılar. Önce Matt Prior’u Lee’nin atışında, sonra da Andrew Strauss ve Kevin Pietersen’i Bollinger’ın atışlarında kaybeden İngiltere panik olmaya başladı. Toparlanmak için acilen iyi bir ortaklık yakalamaya çalışan formda ikili Jonathan Trott ve Ian Bell İngiltere’yi tekrar toparlasa da Steven Smith’in atışı sonrası dışarıda kalan Trott, İngiltere’nin galibiyet umutlarını azalttı. Bu dönem içerisinde önce Shaun Tait, sonra da Nathan Hauritz’i sakatlık sonucu kaybeden Avustralya’da atıcı olarak sazı eline alan Bollinger’in performansı galibiyetin mimarı oldu. Geçen maçın en iyi oyuncusu Shane Watson da atıcı olarak iyi bir performans ortaya koyunca İngiltere vurucuları iyi bir skor yapamadan oyundan birer birer düştüler ve 184 koşudayken tüm vurucular oyun dışında kaldı. Böylece galibiyete ulaşan Avustralya arka arkaya aldığı 2. ODI galibiyetiyle moral bulurken Tait ve Hauritz’in sakatlıkları galibiyet sevincine gölge düşürdü. Shaun Marsh maçın adamı seçildi.

19 Ocak 2011 Çarşamba

Yeni Zelanda-Pakistan, 2.Test, 5.Gün, Yeni Zelanda 356 & 293, Pakistan 376 & 226/5, Maç berabere bitti

Yeni Zelanda 356 (Vettori 110, Taylor 78, Gul 4/87) & 293 (Guptill 73, McCullum 64, Gul 4/61), Pakistan 376 (ul Haq 99, Khan 73, Martin 4/91) & 226/5 (Khan 81, ul Haq 70*, Southee 2/49)

Son gün oldukça heyecanlı geçmesi beklenen Test maçından bir galip çıkmasını bekleyen bizler feci şekilde yanıldık. Güneşli bir Wellington gününde oldukça umut verici başlayan maç giderek heyecanını kaybetti ve son seansta da Yeni Zelanda rakibini zorlayamayınca maç beraberlikle sonuçlandı. Böylece Pakistan 2 maçlık Test serisini 1-0 kazanmış oldu.
Son gün hesaplar oldukça basitti. 90 over içerisinde Yeni Zelanda 10 wicket alabilirse maçı kazanacak veya Pakistan 274 koşu alıp maçı kazanacaktı. Evinde uzun bir süre Test maçı oynamayacak Yeni Zelanda’nın son fırsatı iyi değerlendirip bir galibiyet almasını bekleyenler için ilk saat ümit vericiydi. Daha 2.over içinde Tim Southee’nin aldığı Taufeeq Umar wicketı Yeni Zelanda’nın galibiyete olan inancının bir göstergesiydi. Bir de ilginç bir tesadüf; Pakistan’ın deplasmanda aldığı son seri galibiyeti 2003 yılında Yeni Zelanda’daydı, serinin 2.maçı Wellington’da oynanmıştı ve Pakistan’ın yine galibiyet için 274 koşuya ihtiyacı vardı. Taufeeq Umar o maçta da oynamış bir oyuncuydu, 34 koşu alıp oyun dışı kalmıştı ancak Pakistan maçı kazanmıştı. Aynı durumu tekrar yaşamak istemeyen Yeni Zelanda, ilk saat henüz dolmuşken Chris Martin’in aldığı Azhar Ali ve Mohammad Hafeez wicketları ile avantajlı konuma geçmeyi başardı. Ne var ki bu iyi performansı devam ettiremeyen Yeni Zelanda atıcıları, kaptan Daniel Vettori’nin de kötü bir gününde olması nedeniyle yeterince tehdit edici olamadılar. Erken gelen wicketlar sonucu 274 koşuyu alması zorlaşan Pakistan bundan sonra galibiyeti kovalamak yerine daha defansif bir oyun oynayarak yenilmemeyi düşününce heyecan azaldı. İlk inningin kahramanları Younis Khan ve Misbah ul Haq yavaş ama dengeli bir şekilde koşu almayı sürdürdüler. Aradan geçen 44 over boyunca kurdukları 118 koşuluk ortaklık Yeni Zelanda rüzgarının dinmesini sağlarken Pakistan’ın maçı kaybetme ihtimalini giderek azalttı. Çay arasına girilmeden hemen önce Tim Southee’nin Younis Khan’ın wicketını alamsı son seans için ev sahiplerini ümitlendirdi. Ancak kaptan Misbah ul Haq bir sürpriz yaşanmasını önleyerek son seansta da wicketını kaybetmedi ve takımının maçı berabere bitirmesinde büyük pay sahibi oldu. Günün sonunda Pakistan 226 koşuyla galibiyetin sadece 4 koşu uzağında kalmış olmasına rağmen durumdan memnundu. Maçın adamı ise beklendiği gibi Misbah ul Haq seçildi.
Bu Test serisinin de bitmesiyle artık Test maçlarına yaza kadar ara verilecek. Bu sayede bizler de önümüzdeki ay başlayacak Kriket Dünya Kupası’na odaklanacağız ve dostum Uygar Karaca ile birlikte bu kupa için çok özel dosyalar hazırlayıp karşınızda olacağız.

ODI Serisi, 3. Maç, Hindistan 223 -Güney Afrika 220 Hindistan 2 wicket farkla kazandı

Hindistan 223(Pathan 59, Harbhajan 23*, Morkel 3-28) G.Afrika 220(Du Plessis 60, JP Duminy 52, Harbhajan 2-23)

Sıra, Newlands'daki 3. serideydi ve Hindistan, heyecan dolu maçı kazanıp seride 2-1'le öne geçti.

Para atışını kazanan Güney Afrika, wicketın, günün ilerleyen saatlerinde yavaşlamasından çekindiği için batting yapmayı seçti. Böylece erken dakikalarda yüksek skora ulaşıp, bunu korumakta zorlanmayacaklardı. Geride kalan yıllarda da Newlands'da yüksek skorlu maçlar izlenmişti. Masa üzerindeki hesap böyleydi.

G.Afrika, Dünya Kupası'na da götürmeme kararını verdiği, istikrarlı maçlar çıkaramayan David Miller'ı kadrodan çıkarmış, yerini Faf Du Plessis'le doldurmuştu. Hindistan'daysa sakatlanan Sachin Tendulkar, WC kadrosunda var; ancak oynayıp oynayamayacağı kesin değil. Bugünkü maç kadrosunda yer alan Yusuf Pathan'sa, WC kadrosunda yer almayı başardı.


Zorunlu powerplay kısmında Zaheer Khan, 7. overda atış açısını değiştirdi ve Hashim Amla'yı ıskaya zorlayarak wicketı aldı. Halbuki o ana dek daha çok zorlanıyormuş gibi gözüken Smith'ti. Powerplay'de rakibin hızlı başlayamadığını gören Dhoni, 5 overlık bowling powerplayle devam etme kararı aldı ve burada da ODIler boyunca hayal kırıklığı yaratan Colin Ingram'ı Harbhajan Singh yakaladı. Falsolu atıcılardan, alternatif olarak atışlara getirilen Yusuf Pathan da, Zaheer Khan'ın harika yakalayışı, Greame Smith'in aşırma-plase vuruş denerken dışarıda kalması derken Güney Afrika, devrenin ortasında 90-4 gibi kötü bir skorla yakalandı.

Evsahibini düzlüğe çıkaran ikili, ilk ODI milli maçını oynayan Du Plessis ve zaman zaman bu gibi kötü durumlarda ortaya çıkan Harbhajan Singh oldu. Son 5 overda Du Plessis'in çıkışıyla biten ortaklık, takıma 110 koşu kazandırdı.200'ün aşıldığı bu bölümden sonra gelen vurucular, ancak 23 koşuyla destek verebildiler, G.Afrika devreyi 220 koşuyla bitirebildi. Pek de yeterli bir skora benzemiyordu ama daha kötüsü de olabilirdi.


Hindistan'ın devresiyse, son dönemde alışıldığı gibi olaylı başladı. Formsuzluğuyla dikkat çeken Murali Vijay, Steyn'in caught&bowled'uyla-süper bir yakalayıştı bu da- oyun dışına çıktı henüz bir koşu yapabilmişken. Bunun ardından çok cesur davranamayan Hindistan'lı vurucular, zorunlu powerplay'i bitirdiklerinde, ancak Güney Afrika'nın aynı dönemdeki koşu sayısına ulaşabilmişlerdi. Asıl çözülme, 10. overdan sonra başladı. Takımı 50'ye ulaştıran Rohit Sharma ve Virat Kohli, 15. over gelmeden, maçın genelinde çok iyi oynayan Morne Morkel'in atışlarıyla oyundan çıktılar. Falsolu atıcılardan Botha ve JP Duminy, Hindistan'ı ayağa kaldırması beklenen ikiliden MS Dhoni ve Yuvraj Singh'i avlayıp, G.Afrika'yı galibiyete yaklaştırdı. 93 koşuya karşılık 5 kayıp, devrenin ortasında Hindistan için iç açıcı bir durum değildi.

Ne var ki ODIlerin tecrübelisi Suresh Raina ve T20lerdeki performansıyla ODI takımına çağırılan ve aslında burada da başarılı olabileceği sinyallerini önceden veren Yusuf Pathan sahneye çıktı. Özellikle Pathan kıaa süre içerisinde bir sürü kenar topuna imza atıp, 50 topta 59 koşu yakaladı.Tabi Morkel'in ortaklığı bitirdiği dakikalarda iş halen bitmemişti. 168/6, halen 221 için çaba gerekiyor anlamına geliyordu.

Bir güzel kurtarış daha geldi ve bunu başarıp Pathan'a da son 10 overı göstermeyen Morkel, takım kazansa kahraman olacağını kesinleştirdi. Ne var ki Harbhajan Singh, son dönemde sıklıkla izlediğimiz batting performonslarından birine daha imza atıp 20'yi geçti ve Pathan'ın başlattığı geri dönüşü, Kolomb-Vespucci ikilisini hatırlatarak bitirdi. G.Afrika'nın 'diğer' iki hızlı atıcısı Parnell ve Tsotsobe, toplamda 1 wicket alarak bu maçta sınıfı geçemedi. Hindistan'sa serilerde öne geçti.


Maçın görüntülerini şu adreste bulabilirsiniz:

http://www.crichotline.com/india-vs-south-africa-3rd-odi-2011-highlights-cape-town/

18 Ocak 2011 Salı

Yeni Zelanda-Pakistan, 2.Test, 4.Gün, Yeni Zelanda 356 & 293, Pakistan 376

Yeni Zelanda 356 (Vettori 110, Taylor 78, Gul 4/87) & 293 (Guptill 73, McCullum 64, Gul 4/61), Pakistan 376 (ul Haq 99, Khan 73, Martin 4/91)

Yağmur tehditi olmasına rağmen zamanında başlayan dördüncü günde Pakistan atıcılarının, özellikle de hızlı atıcıların istikrarsız oyunundan faydalanan Yeni Zelandalı açılış vurucuları Martin Guptill ve Brendon McCullum koşu oranını arttırarak arka arkaya sayılar almayı başardılar. Seriyi eşitlemek için galibiyete ihtiyaç duyan Yeni Zelanda’nın amacı hızla koşu alarak farkı açmak ve gün sonu civarı iyi bir skora gelip son gün de galibiyeti kovalamak olmalıydı. Bunu fark eden Pakistan atıcıları bilerek oyunu yavaşlatma yolunu seçtiler. Özellikle McCullum’un agresif oyunu ile bu taktiğin geri tepmesini sağlamaya çalışan Yeni Zelanda, Pakistan’ın alan oyuncularının da hatalarını iyi değerlendirerek tekrar şans buldular ve cezayı kestiler. 50 sayıyı geçen McCullum önderliğinde ikili beraberce takımı 106/0 ile yemek arasına götürdüler.
Hızlı atıcılarından yeterli verim alamayan kaptan Misbah ul Haq’ın falsolu atıcıları yemek arasından sonra ağırlıklı olarak kullanması ev sahibi vurucuları zorlamaya başladı. İlk yarım saat içinde Abdur Rehman’ın aldığı Brendon McCullum wicketı ev sahibi ekibi yavaşlatmaya yetmedi. Falsolu atıcılar Abdur Rehman ve Mohammad Hafeez’in çabalarına rağmen alan oyuncularının da basit yakalama fırsatlarını değerlendirememesi nedeniyle wicket bulaman Pakistan’ın imdadına Tanvir Ahmed yetişti ve hızlı atıcı Kane Williamson’ı kısa bir atışla oyun dışına çıkardı. Bir sonraki overda da Guptill’in 73 koşu almışken Abdur Rehman’a avlanması Pakistan’ı hareketlendirdi. Önceki 3 inninginde 0 koşu ile oyun dışı kalan Jesse Ryder’ın koşu alıp alamayacağı merakla beklenirken Ryder henüz 3. topunda 4lük bir vuruş yaparak ev sahibi seyircileri rahatlattı. Pakistan ise çay arasına gidilirken ikinci seansta aldığı 3 wicket sayesinde üzerindeki durgunluğu biraz atmayı başardı. 181/3
Çay arasından sonra biraz daha istikrarlı ve disiplinli oynayan Pakistan’ın rakibini zorlamaya başlaması maçı hareketlendirdi. Yeni Zelanda’nın orta sıra vurucuları Ross Taylor haricinde yeterli katkıyı yapamadılar. Jesse Ryder ve James Franklin, Mohammad Hafeez’a yenik düştüler. Son saat içinde de Abdur Rehman’ın Reece Young’ı ve Umar Gul’un Ross Taylor’ı 52 koşudayken çıkarması ibreyi tekrar Pakistan’a çevirdi. Yağmur ihtimalinin artması nedeniyle elini çabuk tutup bir an evvel wicket almaya çalışan Pakistan’da Gul’un de devreye girmesi sayesinde Yeni Zelanda’nın direnci kırıldı ve ilk inningin kahraman kaptan Daniel Vettori de Gul’un atışında oyun dışı kaldı. Hemen bir sonraki topta Brent Arnel’i de devre dışı bırakan Gul, hat trick şansı yakaladı. Ancak ‘yürüyen wicket’ Chris Martin, son zamanlarda ortalamasını düzeltip 2.5 civarına yükseltmeyi başardığından bu sefer kolay avlanmadı ve hat trick’i engelledi. Son kalan Chris Martin-Tim Southee ikilisi mümkün olduğunca çok sayı yapmaya çalışıp risk aldılar. Southee’nin çabası sayesinde 18 koşu alan ikilinin mücadelesi beklendiği gibi Martin’in dışarıda kalmasıyla sonuçlandı ve günü noktalandırdı. Böylece Yeni Zelanda mükemmel başladığı günün sonunda kötü bir final yapmış oldu. 293 koşu ile tüm oyuncularını kaybeden ev sahibi ekibin son gün maçı kurtarabilmesi artık hava şartlarına ve biraz da olağanüstü bir atıcı performansına bağlı olacak.

17 Ocak 2011 Pazartesi

Yeni Zelanda-Pakistan, 2.Test, 3.Gün, Yeni Zelanda 356 & 9/0, Pakistan 376

Yeni Zelanda 356 (Vettori 110, Taylor 78, Gul 4/87) & 9/0 (McCullum 6*, Guptill 1*) , Pakistan (ul Haq 99, Khan 73, Martin 4/91)

Rüzgarın giderek etkisini yitirdiği Wellington’da üçüncü gün Pakistan iyi bir mücadele sergileyerek günün sonunda Yeni Zelanda’nın ilk inning skorunu geçmeyi başardı.
Son Güney Afrika serisinde de gördüğümüz gibi genç ve yenilenmiş takımıyla daha dirençli bir oyun ortaya koymayı öğrenen Pakistan, günün erken saatlerine özellikle Chris Martin’in zıplayan ve ters kavis alan toplarında büyük sıkıntı yaşadı. Dünden kalan Azhar Ali’yi mükemmel bir atışla oyun dışına çıkaran Chris Martin, daha sonra iyice agresifleşip wicketları kovaladıysa da diğer hızlı atıcı arkadaşlarından destek göremedi. Havanın da açmasıyla ters kavis yakalamanın zorlaştığı bir ortamda Younis Khan ve kaptan Misbah ul Haq ortaya koydukları performansla yıldızlaştılar. Yemek arasına bu zorlu dönemde başka wicket kaybetmeden giden Pakistan ilerisi için ümitlendi. 209/3
Yemekten sonra yeni topun devreye girmesiyle Yeni Zelanda hızlı atıcıları tekrar bir şans elde etseler de yeni topa kavis kazandırmayı başaramayan hızlı atıcılar ele geçen fırsatı tepmiş oldular. Tabii burada Daniel Vettori’nin neden Chris Martin’i bu dönemde kullanmadığını ve Brent Arnel’e şans verdiği sorgulanacaktır. İkinci tehlikeli dönemi kayıpsız atlatan Pakistan’da Khan-ul Haq ikilisi 50şer koşuyu geçerek formda olduklarını ortaya koydular ve beraber sergiledikleri 142 koşuluk ortaklık, çay arasından hemen önce Daniel Vettori’nin atışında yine umpire’ın yanlış kararı sonucunda Younis Khan’ın çıkmasıyla sona erdi.
Çay arasından sonra gelen wicketın moraliyle yeniden heveslenen Yeni Zelanda’da Chris Martin’in devreye girmesi gidişi Yeni Zelanda lehine değiştirdi. Diğer vurucular Misbah ul Haq’a destek olmakta zorlandılar.  Chris Martin ile değişmeli olarak atış yapan Daniel Vettori’nin falsolu atışlarla rakibi zorlaması Pakistan’ın yakın zamanda tüm wicketlarını kaybedeceği izlenimi uyandırsa da kaptan Misbah ul Haq soğukkanlılığıyla takımının dağılmasını önledi. Martin ve Vettori wicketları birer birer alırken 100 koşuya yaklaşan ul Haq hak ettiği başarıya ulaşamadan 99 koşudayken günün başarılı ismi Martin’e yenik düştü. Alkışlarla oyunu terk eden ul Haq en azından takımını 360 koşuya taşıyıp öne geçirmeyi başardı. Geri kalan 2 wicketı zorlanarak da olsa alan Yeni Zelanda, rakibinin bütün wicketlarını aldığında 376’ya ulaşan Pakistan 20 koşuluk bir avantaj elde etti.
Günün son yarım saati içinde ikinci inningine başlayan Yeni Zelanda’nın ilk hedefi wicket kaybetmeden günü tamamlamaktı. Bunu başarmakta zorlanmayan ev sahibi takım günü 9 koşu alarak kapattı.
Önümüzdeki iki gün Wellington’da yağmur ihtimalinin yüksek olması nedeniyle maçın daha ne kadar devam edeceği ve sonuç çıkıp çıkmayacağı belirsiz olmasına rağmen her 2 takımın da gösterdiği mücadele takdiri hak ediyor. Eğer Avustralyalı iki umpire Rod Tucker ve Daryl Harper da hata oranlarını makul sınırlarda tutup maçın gidişini bu kadar etkilemeselerdi çok daha çetin bir maç izleme şansımız olacaktı.

16 Ocak 2011 Pazar

Avustralya-İngiltere, 1.ODI, İngiltere 294, Avustralya 297/4, Avustralya 6 wicket ile kazandı

İngiltere 294 (Pietersen 78, Strauss 63, Smith 2/12), Avustralya 297/4 (Watson 161*, Haddin 39, Bresnan 2/71)

Ashes Test serisinden sonra son olarak ODI’lerde mücadele eden iki takımın ilk maçından ev sahibi Avustralya galip ayrılmayı başardı ve seride 1-0 öne geçti.
T20 serisinde dinlendirilen kaptan Andrew Strauss’un tekrar görevi devraldığı İngiltere, para atışını kazanarak vurucu olmayı seçtiği maça çok iyi başladı. Hızlı atıcılar Brett Lee ve Doug Bollinger’in erken wicket şansı bulamaması İngiltere’nin moralini yükseltti. Bir de ilk 10 over boyunca uygulanan Powerplay dönemini çok iyi değerlendiren Strauss-Davies ikilisi 70 koşu alarak bir anda öne fırladılar ve avantajı ele geçirdiler. Bu dönemde 300+ bir koşuyu hedefleyen İngiltere için mükemmel bir platform hazırlayan ikiliyi bozan ise David Hussey oldu. Bir yıldan fazla bir süredir ODI oynamayan ve T20 takımının vazgeçilmez oyuncusu olan David Hussey, önce Steve Davies’i sonraki overında da Jonathan Trott’u oyun dışında bırakarak önümüzdeki ay başlayacak Dünya Kupası’nda kadroya alınma yolunda iddialı olduğunu ortaya koydu. Koşu alma hızı yavaşlayan İngiltere’de devreye giren Kevin Pietersen, İngiltere’nin son oynadığı Pakistan ODI serisinde kadrodan çıkarılışına büyük tepki vermişti, haklılığını ortaya koyarcasına hırslı oyunuyla takımını ateşlemeyi başardı. Buna rağmen diğer tarafta yorulan Strauss, Brett Lee’nin atışında oyundan çıktı ve İngiltere’nin stabil olmayan orta sıra vurucuları büyük bir yük altına girdiler. Hindistan, Sri Lanka ve Bangladeş’te düzenlenecek ve spin bowlerların sevdiği wicketlarda oynanacak Dünya Kupası için en iyi opsiyonları seçmeye çalışan ve yeri garanti gibi gözüken Nathan Hauritz dışında spinner seçmeye çalışan Avustralya’da görücüye çıkan isimlerden Steven Smith, arka arkaya 2 overda aldığı Ian Bell ve Eoin Morgan wicketlarıyla kendini gösterdi. Ayakta kalan tek vurucu olan Pietersen cesaretle Avustralya’nın hızlı atıcılarına karşı koydu ve skoru ilerletti. Yine de diğer arkadaşları birer birer hızlı atıcılara av olmaktan kurtulamadılar. İyice riske giren Pietersen 44.over içinde run out olunca İngiltere’nin sonunun geldiğini düşünenler yanıldı. Son vurucular da riske girip bunu karşılığını koşularla alınca skor 294’e kadar geldi.
MCG’de 294 gibi hayli yüksek bir skoru kovalamanın zor olduğunun bilincinde olan Avustralya çok dikkatli oynamak ve inningin gidişini çok iyi planlamak zorundaydı. Karşılarında Ashes serisinde ilk sırada düşünülmeyen üç vurucunun olması (gerçi Tremlett ve Bresnan sonraki maçlarda harikalar yaratarak ashes galibiyetinde büyük pay sahibi oldular) Avustralya için minik bir avantajdı. Aynı İngiltere’nin ilk 10 overda karşılaştığı durumla karşılaşan Avustralya, Shane Watson önderliğinde ilk Powerplay dönemini kayıpsız geçmeyi başardı. Sonraki 5 overlık Powerplay döneminde de oyunda kalan Watson-Haddin ikilisi beraber 100 koşuyu geçerek Avustralya’yı avantajlı bir konuma getirdiler. Her ne kadar Brad Haddin şanssız bir şekilde oyun dışı kalsa da Watson adeta bir Alman panzeri gibi İngiliz atıcıları ezdi geçti. Sonradan kendisine eşlik eden kaptan Michael Clarke’ın formsuzluğu ve yavaş sayı alması Watson için İngiliz atıcılardan daha büyük bir tehlikeydi. İngiliz spinnerlardan özellikle Graeme Swann Haddin’in wicketını almanın yanında iyi bir 10 overlık atış dönemi geçirerek kalitesini ortaya koysa da diğer atıcı arkadaşları onun kadar becerikli olamadılar. Clarke’ın 39.overda Tim Bresnan tarafından çıkarılması Watson’ı biraz olsun rahatlattı. (Clarke’ın 36 koşu alırken hiç 4 veya 6lık vuruş yapmadığını belirtelim) Bu dönemde vurucu takımın seçtiği 5 overlık Powerplay’i isteyen ve oyunu hızlandırmak zorunda olan Avustralya riskli oyununun bedelini 2 vurucu daha kaybederek ödese de Watson’ın 100 koşuya ulaşması ve hala oyunda olması Avustralya’nın galibiyete yaklaştığının habercisiydi. 6. sırada oyuna giren T20 takımının yeni kaptanı Cameron White, işi bitirmesi için Watson’a sahneyi terk edince Watson da bu beklentiyi boşa çıkarmadı ve son overın ilk atışında Ajmal Shahzad’ın topunu MCG’nin tribünlerine göndererek aldığı 6 ile maçı bitirdi. Bu sayede ev sahibi seyircileri sonunda sevindirmeyi başaran Avustralya 7 maçlık seride ilk galibiyeti almış oldu. 50 over oyunda kalan ve 161 koşuyla maçı tamamlayan Shane Watson beklendiği gibi maçın adamı seçildi.

Yeni Zelanda-Pakistan, 2.Test, 2.Gün, Yeni Zelanda 356, Pakistan 134/2

Yeni Zelanda 356 (Vettori 110, Taylor 78, Gul 4/87), Pakistan 134/2 (Umar 70, Ali 62*, Vettori 1/28)

Dün heyecan verici geçen bir günden sonra bugün Pakistan’ın ilk amacı, bir an evvel Yeni Zelanda’nın kalan 4 wicketını da alarak ilk gün elde ettiği avantajın hakkını vermekti. Ne var ki Pakistan için 2.gün hiç de beklediği gibi geçmedi. Özellikle Basin Reseve’deki wicketın vurucular için avantaj sağlaması ikinci gün de Pakistanlı atıcıların ilk günkü disiplini korumaları gerektiğini gösteriyordu. Bunu başaramayan Pakistanlı atıcıları cezalandıran ise dünden kalan ikili kaptan Daniel Vettori ve Reece Young oldu. Hızlı bir şekilde skoru ilerletmeye başlayan Vettori önce kendisi 50’yi geçti sonra da ortağı Young’ın kariyerinde ilk kez 50’yi geçmesini sağladı. Her ne kadar Young yemek arasından hemen önce wicketını Tanvir Ahmed’in atışıyla kaybetse de yemek arasına gidilirken ev sahibi ekip 73 koşu almış ve 319’a ulaşmıştı.
İkinci seansta geri kalan vurucuların en büyük görevi Vettori’yi mümkün olduğunca vuruş sırasında tutarak skoru ilerletmesini sağlamaktı. Diğer vuruculardan sayı anlamında fazla katkı beklemeyen Vettori bu sayede Pakistan atıcılarının dağınıklığını cezalandırma şansı buldu. Modern çağın en iyi oyuncularından biri kabul edilen Vettori 100 sayıyı geçerek günün kahramanı oldu. Pakistan atıcıları en sonunda Vettori’yi oyun dışında bırakarak inningi noktalandırdıklarında 356’ya ulaşan Yeni Zelanda’nın bir ara 166/5 olduğunu düşünürsek geldiği nokta oldukça önemliydi.
Elbette ki Basin Reserve wicketının Pakistanlı vurucular için de yardımcı olması göz ardı edilemezdi. Ancak bu faktörü nötralize etmek için Yeni Zelanda’ya umpire yardımı eklenince Pakistan kendi inningine gergin bir başlangıç yaptı. Umpire Rod Tucker 2.overda Tim Southee’nin atışını karşılayan Mohammad Hafeez’in sopasından gelen sesi yanlış yorumlayıp topun sopaya çarparak yakalandığına hükmetmesi Pakistan’ın ilk wicketını kaybetmesine neden oldu. Bu zor durumdan toparlanmak için çok çalışması gereken Pakistanlı vurucular Taufeeq Umar ve Azhar Ali çok iyi bir mücadele ortaya koydular. Yeni Zelanda atıcıları her ne kadar rakibe fazla koşu şansı vermemeye çalışsalar da yeterli tehdit oluşturamadılar ve Pakistan aradaki farkı kapatmaya başladı. Eğer günün son overında Vettori güzel bir atışla Umar’ı avlamasaydı Pakistan çok daha moralli bir şekilde günü kapatabilirdi ama son overdaki wicket, iyi mücadele eden Yeni Zelanda’nın günü iyi bir şekilde kapatmasını sağladı.

Küllerin Ardından

Yakın dostum Okcan Basat'ın, tr.eurosport.com'da yayınlanan 'Küllerin İçinden' (1) isimli makalesinden sonra, küçük bir değerlendirme için epeyce beklemem sebepsiz değildi.

Doğrusu İngiltere'yle Avustralya'yı bir kez daha karşı karşıya getiren ezeli rekabette olan bitenleri bir-iki paragrafa sığdırmak için olayları iyice özümsemek gerekiyor ve ben de her iki ülke basınının sonuca nasıl tepki verdiğini görmek istedim biraz da.

Ülkemizde bile, birazcık sporla ilgilenen herkes, İngiltere'nin, tam 24 yıl sonra Avustralya'da bir Test kazandığını duymuş ya da okumuştur. Bir kez daha belirtmek gerekirse, The Ashes sadece kriket değil, dünya spor tarihi ve kültürünü konu alan bir kitap yazılsa, ayrı bir ünite oluşturacak kadar mühim bir buluşmadır.

Serilerde olup biteni kısaca özetlersek; Brisbane'deki ilk buluşmanın berabere bittiğini ama Avustralya'nın ağır eleştiriler aldığını hatırlatmak gerekir. Bu sırada, İngiltere'nin çalıştırıcısı Andy Flower, göz bölgesinden sürpriz bir operasyon geçirdi; kanser tehlikesi atlattı. İkinci Test, Avustralya için tam bir hezimetti ve İngiltere'nin 71 koşu farkla gelen galibiyeti, seride dengeyi bozdu. Bu seriden sonra İngilizler belki biraz rahatlıktan, farklı konularla Avustralya manşetlerine düştü. Yıldız oyuncuları Kevin Pietersen'in, hayalindeki spor arabayla aşırı hız yaparken polis tarafından durdurulması ya da yeniden baba olan James Anderson'un ülkesine gitmesine izin verilmesi gibi. Perth'te bu kez Avustralya kazandı, evsahibine moral geldi. Fakat Avustralya spor mabedi Melbourne Criket Ground'da, 70,000 kişinin önünde yaşanan yenilginin ardından 'Küllerin' İngilizlerde kalacağı anlaşıldı ve Sydney bozgunundan sonra Ricky Ponting, tarihte 3 Ashes yenilgisi gören ilk Avustralya kaptanı oldu.

Peki şimdi ne olacak? Öyle gözüküyor ki Avustralya, şapkasını önüne koyup düşünmeye başladı bile.

1- Serileri parmağındaki sakatlanarak sonlandıran ve doğru dürüst hiçbir hücum katkısı veremeyen Ricky Ponting, kaptanlığı bir maçlığına, yardımcısı Micheal Clarke'a emanet etti. Yalnız o da pek iyi bir Ashes dönemi geçirmediği için hep tartışıldı. Ponting şimdilik Test takmı kaptanlığını bırakmış değil ve bir gün bırakırsa, arkasından gelecek kişinin Clarke olacağı her kesin dilinde. Clarke da kendisini buna hazırlıyor; Test takımı performansına daha dikkatli eğilebilmek için T20 takımı kaptanlığını bırakması bunu gösteriyor. Kimilerine göre bu, yerinde bir karardı çünkü format gereği hızlı koşu alması gerekliydi, o ise fazla tedbirli bir oyuncuydu. Nitekim İngiltere'ye karşı Dünya Kupası finali kaybedildiğinde kaptanlık görevi de ondaydı. Bir hatırlatma: Ricky Ponting'de, 2008'de hezimete uğrayarak İngiltere'den evinde dönen T20 Dünya Kupası AvustralyaMilli Takımı kaptanıydı ve aynı gerekçeyle görevi bırakmıştı. Ve bir not: Clarke'ın bu işi yapabileceğine dair ciddi şüpheler taşıyan nitelikli ve nicelikli yorumcuların sayısı da az değil.

2-T20 takımının kaptanlığına, aynı zamanda Victoria Eyaleti takımı Bushrangers'ın da kaptanlığını yapan Cameron White getirildi. Yardımcısıysa Tim Paine oldu. Genç bir wicketkeeper(kale bekçisi diyebiliriz, özel bir görev) olan Paine, eğer işler iyi giderse, ileride Test takımı kaptanlığına kadar yürüyebilecek bir isim olarak gösteriliyor; çünkü Test takımı wicketkeeperı Brad Haddin, Ashes'da iyi maçlar çıkarmasına rağmen, T20 milli takımından kesildi. Bu, 'Gençlerin önünü açacağız' yaklaşımına bir işaret olarak algılanabilir.

3-Falsolu atıcı konusundaki belirsizlik sürüyor. Nathan Hauritz'i önce günah keçisi ilan edip, takımdan kestiren basın, gerçeği görünce Hauritz'e hakkını verdi ama çok geçti. Xavier Doherty ya da Micheal Beer gibi isimler 'süpriz kurtarıcı' düşüncesiyle aslanların önüne atıldı ama doğal olarak bir mucize yaratamadılar. Efsaneleri Shane Warne'un emeklilikten dönüş projesinde bir kıpırdanma yok.

4- Takımın koçu Tim Nielsen'in kariyeri de tartışılmaya başlandı. Değiştirilirse sürpriz olmayacak. Yerine gelecek adaylardan 'Avustralya Test Takımı'nda oynamış olma' vasfı arandığı görüşü, Herald Sun gazetesinden aktarılmıştı. Bunun için de eski ünlü oyunculardan Steve Waugh'un ismi geçiyor.

5- İngiltere'de, Testlerden önce kariyeri tartışılan Alastair Cook, serilerin en değerli adamı seçildi. Sezon içinde gösterdiği kötü performansın ardından, bir-iki değişik takımda adeta rehabilitasyon programına sokulan Kevin Pietersen geri kazanıldı. Tüm bunlar olurken, efendi kişiliğiyle dikkat çeken Paul Collingwood, 'Ben yeteri kadar destek olamadım.' diyerek Test takımından ayrıldı. Bir dönem Avustralya'da yaşayan, New South Wales Üniversitesi'nin eski öğrencilerinden Andrew Strauss, İngiltere'nin efsane kaptanları arasındaki yerini aldı. Hızlı atıcı James Anderson, bu sezon başında gösterdiği çıkış ivmesini, tavan yaptırdı ve kariyerinin en güzel günlerini yaşıyor.

6- İster istemez, bir zamanların büyük imparatorluğu olmanın kibirini taşıyan kimi İngilizler için, tıpkı 1966 Futbol ve 2003 Rugby Dünya Kupası'nda olduğu gibi, eski günlerin nostaljisini yaşatan bir büyük zaferdi geride kalan. Bu, ülkedeki eski popülerliğini, epey bir zaman önce futbola kaptırmış kriket için de yeniden ilginin artması, stadyumların dolması, sponsporların yatırımlarında daha bonkör davranması beklentisini de beraberinde getirdiği için İngiltere Kriket Kurulu tarafından, ayrıyetten alkışlandı.

7-Avustralya'nın üzüntüsü başkaydı. Onlar 'Tamam yenilebiliriz ama bu İngiltere'ye değil' diyerek hezimetin karşılarındaki takımın süperliğinden değil, kendilerinin dibe vurmasından ileri geldiği görüşünü savundular çoğunlukla. Fakat bir gerçeği de unutmadılar: Avustralya'nın ezeli rekabetteki üstünlüğü dönemi, bu seneki Ashes'la -bence sonlandırılmasa da - büyük yara aldı. Kralın çıplak olduğu anlaşıldı.

Son olarak da ileriye dönük beklentilerden bahsedelim. Avustralya, gözünü daha kısa formatlara dikmiş vaziyette, İngiltere'yle yapılacak tek günlük maç ve T20 serilerinden sonra Dünya Kupası'na odaklanmaya çalışıyor. İngiliz gazetelerinden 'The Guardian'daysa, şu soru açıkça soruluyor: 'Şimdilerde 4 numarada yer alan Test takımımız, neden Hindistan'ın elindeki birinciliğe yükselmesin?'

Kişisel görüşüm de şudur ki, pek çok ağır yenilgi, değerlendirebilenler için ileride kazanılacak bir çok büyük başarının da motivasyon kaynağı olmuştur. 'Montreal 76'da madalya alamadım' diyerek Avustralya Spor Enstitüsü'nü kuran zihniyet varlığını koruyorsa, bir sonraki buluşmanın hesapları da şimdiden başlamıştır ki başladı da. Yerel kriket sistemini, topyekün bir değerlendirme sürecine tabi tutmaya hazırlanan ülkede, Avustralya Hokey takımınlarını(kadınlar ve erkekler) başarıdan başarıya koşturan spor danışmanı Ric Charlesworth'ün ismi, manşetlere düştü bile.

1) 'Küllerin İçinden' için tklayınız.

ODI Serisi, 2. Maç, Güney Afrika 189-Hindistan 190 Hindistan 1 koşu farkla kazandı

G.Afrika 189(Smith 77,Patel 4-29)- Hindistan 190(Yuvraj 53,Tsotsobe 2-22)

G.Afrika'nın evsahipliği yaptığı seride eşitlik hep hakimdi ve bu durum, 2. ODI maçından sonra da değişmedi.

50'şer overdan oynanan seriye, bu kez Cape Town evsahipliği yapıyordu ve iki takımda da değişiklik yoktu.

Normal hava koşullarında, Cape Town'da para atışını kazanan her kaptan gibi, Dhoni de yüksek skorlu maç beklentisi içinde, batting hücuma ilk olarak kendi takımını geçirdi. Yeni topta Güney Afrika, çok iyi hızlı atıcılara sahip olduğu için, ilk overlar kritik olacaktı.

Bunun bilincinde olan Murali Vijay ve Sachin Tendulkar ikilisi de, maça epeyce sakin başladı. Özellikle Tendulkar. Yine de, powerplay bitmeden Murali Vijay, topu kenara göndereceğim derken Morkel'a yakalandı ve strateji, zarar hanesine ilk çiziğini attı. Ardından Botha, runout'la Tendulkar'ı gönderme şansı yakaladı fakat onun yapamadığı direct hit, David Miller'dan geldi ve hızlıca 22'ye giden Virat Kohli oyun dışı kaldı. Botha'nın da çok güzel bir offspin atışla Tendulkar'ı oyun bırakmasından sonra Hindistan, hem fazla koşu alamamamış hem de önemli wicketlarını kaybetmiş bir halde kaldı: 67-3.

Hindistan'ın en istikrarlı ortaklığı Yuvraj Singh-MS Dhoni döneminde geldi ve takım bu dönemde 150'leri görürken Yuvraj half century'e ulaştı. Genelde Botha'nın kullanıldığı bu bölümün hemen ardından Tsotsobe geri döndü ve Yuvraj'ı çıkararak Hindistan battingindeki çöküşü başlattı. Son 10 overa girilirken kendi powerplayini kullanmaya karar veren Dhoni, sonraki atışta, yine Suresh Raina'nın çıkışını izlerken kötü bir devre sonucu alınacağını tahmin etti belki de. 48 overda elde edilebilen koşu sayısı 190 oldu. Kilidi açan Tsotsobe'ydi.

Tabi bir çöküş görmek için Güney Afrika'nın devresi gerekiyordu. Yüksek sayı bulunmasıyla ünlü bu sahada, ilk maçı farklı bir skorla alan G.Afrika için galibiyet pek de uzaklarda sayılmazdı. Hashim Amla'nın da fazla beklemeye niyeti yoktu ama karşısına, Tsotsobe'ye özenen Munaf Patel çıktı. Amla 4'te oyundan ayrıldı. Fakat bu kez Greame Smith, kontrolü eline aldı ve özellikle Colin Ingram'la oluşturduğu ikiliyle bozulan moralleri biraz olsun düzeltti. Ingram'ın da birkaç maçlık formsuzluğunu, en azından 20'yi geçerek geride bırakma adımını atması da olumluydu. Hindistan, rakibin bouncer silahını kendi kötü kullanamadığı için Smith'i de uzun süre çıkaramadı.

İşler G.Afrika için güzel güzel giderken, yine sahneye Harbhajan çıktı ve Ingram'ı dışarı alarak ritmi bozdu. Bundan sonra evsahibi, belini neredeyse hiç doğrultamadı. İlk 10 overda adeta rakip vurucularca darmadağın edilen Asish Nehra, üzüntüsünü AB de Villiers'ı dışarı göndererek unuttu. Harbhajan belki bir wicket daha alamadı ama diğer offspinner olarak kullanılan Rohit Sharma, ilk ODI'da olduğu gibi yine wicket yaptı. Duminy'nin ve De Villiers'in yetersiz performansına rağmen Smith'in inadı G.Afrika'nın son 20 overa girerken ayakta kalmasını sağladı .

İşte tam bu bölümde, G.Afika batting powerplayini kullanayım derken, tıpkı Hindistan gibi, üst üste gelen wicketlarla geri düştü. Işığı yakan Munaf Patel, Smith'i çıkardı. Ardından Zaheer Miller'ı avladı.Bu beklenmedik çöküş karşısında belli ki batting sırasının arka bölümündekiler de şaşkındı. Tabi Botha'nın Zaheer Khan tarafından çıkarılışı, bana göre haksız bir karardı diye de eklemek gerek. Çünkü ağır çekim, topun sadece sopaya çarptığını gösteriyordu. Bundan sonrasıysa G.Afrika için tam bir kabustu; maçınsa çok heyecanlı geçmesini sağladı. Battingi zayıf oyuncuları karşısında bulan Hindistan, overların bitimine kadar rakibin gerekli koşuyu geçmesini engelleyemeyeceğinden var gücüyle saldırdı. G.Afrikalılar da bir an önce galibiyete gitme hevesiyle epey atik davrandı ve kumarı kazanan Hindistan oldu.

Seride durum, bir kez daha eşitlendi.

15 Ocak 2011 Cumartesi

Yeni Zelanda-Pakistan, 2.Test, 1.Gün, Yeni Zelanda 246/6

Yeni Zelanda 246/6 (Taylor 78, Vettori 38*, Gul 2/53)

Wellington’a oynanan ikinci Test maçında ilk günü avantajlı kapatn ekip hiç kuşkusuz Pakistan oldu. Hamilton’da oynanan ilk Test maçını üç günde kazanan Pakistan, bu maçı yenilmeden tamamlayabilirse 2006/07 sezonunda konuk ettiği West Indies’den sonra ilk kez bir Test serisini galibiyetle kapatmış olacak.
Deplasmanda oynadığı serilerde son galibiyetini yine Yeni Zelanda karşısında 2003/04 sezonunda elde eden Pakistan, tarihi bir başarının eşiğinde olduğunun bilincinde olarak maça oldukça etkili başladı. Kura atışını kazanan Yeni Zelanda beklendiği gibi vurucu olmayı seçti. Şiddetli esen rüzgarlarıyla ünlü ve ‘Windy Welly’ oalrak da bilinen Wellington’da özellikle rüzgara karşı atış yapmanın çok zor olduğu gerçeğini bilen ev sahibi ekibin amacı Pakistanlı atıcılar henüz ritmini bulamadan iyi bir avantaja sahip olabilmekti. Özellikle bir önceki Hindistan serisinde iyi maçlar oynayan açılış vurucusu Brendon McCullum’un daha ilk over içinde Umar Gul tarafından oyun dışında bırakılması tüm hesapları alt üst etti. Tecrübeli bir vurucusunu yitiren Yeni Zelanda iki genç vurucusu Martin Guptill ve Kane Williamson ayakta kalmaya ve Pakistanlı hızlı atıcılara karşılık vermeye çalıştılar. Eğer Avustralyalı umpire Daryl Harper 3.overın son atışında topun Guptill’in sopasına çarptığını tespit edip ‘out’ kararı verseydi Yeni Zelanda çok daha büyük bir sorunla karşılaşmış olacaktı. Tehlikeden ucuz kurtulan ev sahibi ekip skoru yavaş yavaş da olsa ilerletirken ilk saat biterken Williamson’ın sabırsız bir şekilde gereksiz bir topa hamle yapmaya çalışması sonucu oyundan çıkması Pakistan’ı ateşledi. Yemek arasına kadar çok etkili olan Pakistanlı atıcılar bunun karşılığını alamasalar da kontrolü elde tutmayı başardılar ve yemek arasına 80/2 ile gidildi.
Yemek arasından sonraki ilk yarım saat içinde Tanvir Ahmed’in arka arkaya iki topta önce Martin Guptill, sonra da Jesse Ryder’ı oyun dışına çıkarması Yeni Zelanda’yı şoka uğratsa da uzun süredir formsuz olan Ross Taylor’dan gelen destek önemliydi. Tim McIntosh’un yerine kadroya alınan James Franklin’in de Taylor’a eşlik etmesiyle toparlanma sürecine giren Yeni Zelanda, Pakistan’ın falsolu atıcılarına, özellikle de ilk maçın adamı seçilen Abdur Rehman’a karşı gösterdikleri direnç takdir topladı. Ross Taylor, çok ihtiyacı olan 50 koşuyu yaparak takımını maçta tutmayı başardı ve çay arasına takımını 147/4 ile taşıdı.
Maçta üstünlüğü ele geçirebilmek için son seansta kritik wicketlar alması gerektiğini bilen Pakistan ilk saat içerisinde önce Franklin’i sonra da Taylor’ı oyun dışında bırakarak amacına ulaşmak yolunda önemli bir adım atmasına rağmen bir önceki maçın ilk gününde olduğu gibi bu adımın gerisini getirmeyi başaramadı. Son 4 wicketı almak için çok çabalayan Pakistan atıcılarının yorulmaya başlaması ve spin bowlerların da wicket almaya çok yaklaşmalarına rağmen şanssız bir ünlerinde olması nedeniyle etkinliğini kaybetti. Kaptan Daniel Vettori önderliğinde bir kez daha toparlanan Yeni Zelanda Vettori-Young ikilisinin başarılı oyunuyla günü başka wicket kaybetmeden 246/6 ile kapatmayı başardı. 

14 Ocak 2011 Cuma

Avustralya-İngiltere T20 Serisi, 2.Maç, Avustralya 147/7, İngiltere 143/6, Avustralya 4 koşu farkla kazandı

Avustralya 147/7 (Finch 53*, Warner 30, Swann 2/19), İngiltere 143/6 (Bell 39, Davies 29, Johnson 3/29), Avustralya 4 koşu farkla kazandı

Aylardır doğru dürüst yüzü gülmeyen Avustralya için İngiltere galibiyeti, 5 maçlık T20 yenilgi serisini bitirmek bakımından önemliydi. Rakibinin de 8 maçlık galibiyet serisine son veren Avustralya'nın bir sonraki ODI serisi için gerekli morali toplaması gelecek serinin de çekişmeli geçme ihtimalini arttırıyor.
Melbourne'deki maçta para atışını kazanan Avustralya ilk maçta olduğu gibi vurucu olmayı seçerken, İngiltere kaptan Paul Collingwood, kurayı kaybettiği için pek de üzgün değildi. Yağan yağmurların etkisiyle ıslak olan oyun alanı ve de sınırların büyük olması burada 150 civarı bir skorun yeterli olacağı izlenimini veriyordu. Atıcılarına oldukça güvenen Collingwood, ilk hızlı atıcı ikilisi Chris Woakes ve Ajmal Shahzad'ı kullanarak erken wicket bulmayı ve formsuz orta sıra vurucularını ortaya getirmeyi planlıyordu. Avustralya'nın açılış vurucuları Shane Watson ve David Warner yavaş bir başlangıç yapsalar da sonradan açılarak daha ilk 4 overın sonunda 36 koşuyu yakaladılar. Hızlı atıcılardan yeterli verim alamayan Collingwood'un erken gelen spinner hamlesi meyvelerini çabucak verdi ve Graeme Swann aldığı wicket ile Avustalya'nını hızını kesmeyi başardı. Daha sonra da ikinci spinner Michael Yardy'nin devreye girmesi hem Avustralya'nın koşu almasını sınırlandırdı hem de arka arkaya gelen wicketlar sayesinde 12 over tamamlanmadan Avustralya'nın 5 wicket kaybetmiş olarak dengesinin bozulmasını sağladı. Ancak yerel kahraman Aaron Finch'in olağanüstü çabası ve arka arkaya bulduğu 4 ve 6lık vuruşlar dengeyi tekrar Avustralya lehine çevirdi. Kendisine destek olan bir arkadaşı daha olsa belki Avustralya çok daha büyük bir skora ulaşabilirdi, yine de zor durumdan kurtularak bulunan 147 koşu ev sahibi ekip için yeterli bir skor gibi gözüküyordu.
İngiltere inningi başladığında Ian Bell ve Steve Davies, Shaun Tait ve Brett Lee'nin atışlarına iyi karşı koyarak galibiyet için iyi bir platform hazırladılar. Powerplay bölümünü wicket kaybetmeden geçen İngiltere'de Ian Bell formda gözükürken 8. over içinde Michael Johnson'ın önce Bell'i sonra da kevin Pietersen'i oyun dışı bırakması oyunun gidişatını Avustralya lehine çevirdi. Özellikle Shane Watson'ın orta hızlı atışları İngiltere'nin koşu hızını yavaşlatırken Collingwood ve Davies'in wicketlarını da alan Watson büyük moral verdi. İlşk 4 wicket kaybedildikten sonra Eoin Morgan ve Luke Wright yeterli süre oyunda kalıp takımı taşıyamadılar, bir önceki maçın kahramanı Chris Woakes da fazla top karşılamayınca  İngiltere 'nin maçı kazanma şansı giderek azaldı. Son overa kadar maçı getiren ve galibiyeti kovalamayı bütün bu zorluklara rağmen başaran İngiltere, Brett Lee'nin son over atışlarından yeterli sayıyı çıkaramayınca yenilgiye razı oldu. Maçın adamı Aaron Finch seçildi.

13 Ocak 2011 Perşembe

ODI Serisi, 1. Maç, Güney Afrika 289-Hindistan 154

Güney Afrika 289(Duminy 73,De Villiers 76,Sharma 2-30)-Hindistan 154(Kohli 54, Tsotsobe 4-31)

Keyifli Test serilerinin ardından sıra, ODI serilerine gelmişti. İlk maçın evsahibi, Testlerde ilginç olayların yaşanmasına sebep olan ve Hindistan'ın Güney Afrikaam 'daki evi Durban'dı.

Bugünkü maçla beraber, Hansie Cronje'nin elindeki ODI'larda en fazla milli olan oyuncu unvanına ortak olan Greame Smith, para atışını kazandı ve hücum yapmayı seçtikten sonra takım 22'ye gelmişken çıktı ve powerplay'deki ilk kayıp oldu.

Fakat bu zemine çok alışkın olan Hashim Amla, kontrolü aldı ve hızlı atıcılar karşısındaki üstünlüğüyle half centurye gitti. Diğer tarafta, genç hızlı atıcıyı da kullanmaya başlayan Hindistan, uzun süren sessizliğini, Colin Ingram'ı dışarı göndererek buldu, durum 72-2'ye geldi. Tabi 23 topta 5 koşu yapması da biraz çekingen kaldığını gösterdi. Ardından da Amla gitti.

Bir sonraki ikili, aynı zamanda Güney Afrika'yı galibiyete götürecek ikiliydi. Takım bu ortaklık sayesinde tam 131 sayı kazandı. İkili sorumluluğu dengeli şekilde paylaşarak, Yuvraj ve Harbhajan'lı falsolu atış dönemlerini gayet iyi ve 50'ye ulaşarak geçirdi. Sol elli hızlı atıcı Asish Nehra, bu dönemin sonlarına doğru, rakibin altın madeni oldu adeta.

Ortaklığı bozansa, yeniden şans bulduğu ODI formasıyla atışlara gelen Rohit Sharma oldu. Hemen ardından JP Duminy'nin biraz daha yükselmesini beklediği beklediği top ayağına çarptı ve Rohit Sharma ikinci wicketını aldı.

Hindistan'ın eline böyle önemli bir rakibi durdurma fırsatı geçmişken Johan Botha ve Wayne Parnell'in olşturduğu ikiliye de bir hayli fazla koşu vermeleri, maçı kaybetmelerinde önemli etkendi. Sonunda Güney Afrika devreyi 289 koşuyla bitirdi.

Durban'daki ışıklar altında 290, yüksek bir takip sayısıydı ve Murali Vijay'in ilk overda çıkması,Hindistan'ın işini bir kat daha zorlaştırıyordu. Güney Afrika 4 hızlı atıcı seçmeyi kararlaştırmıştı ve ilk darbe de, aralarında en yeni olan Lonwabo Tsotsobe'den geldi. Devreyi açan Tendulkar da çıkınca, Hindistan'ın yavaş başlangıcı 13-1 gibi bir skor getirdi.
Hindistan'ın klasik zafiyeti zıplayan topları zorlayan Güney Afrika'nın bu stratejisi de tuttu.
Hazır işler iyi giderken Güney Afrika, atış takımının powerplayini aldı ve alır almaz da Morne Morkel Rohit Sharma'yla Yuvraj Singh'i avladı.

Virat Kohli'yle kaptan MS Dhoni ikilisi, biraz durumu kontrol altına alır gibi oldu. Özellikle, Güney Afrika'nın tek spinnerı Johan Botha'yı hedef alan ikilinin sonu,Wayne Parnell'in parmak uçlarıyla kazandırdığı bir run outla geldi.

Hindistan 5 vurucusunu kaybetmişti ve daha 100'e gelememişti bile. Bu işin üstesinden gençlikle gelinebilir miydi? Suresh Raina ve Virat Kohli ikilisi, Hindistan'ın en verimli ortaklığını kurdular. Yalnız Kohli 50'yi henüz geçmişti ki, karşısında yine Dale Steyn'i buldu. Lonwabo Tsotsobe de Suresh Raina'yı çıkararak Hindistan'a son darbeyi vurdu.

Sonuçta hızı, falsoya tercih eden Güney Afrika, 4 falsolu atıcı birden deneyen Hindistan'ı 135 koşu farkla yendi.

5 maçlık ODI serisinde bir sonraki buluşma, Cumartesi günü Johannesburg'da olacak.

12 Ocak 2011 Çarşamba

T20 Serisi , Avustralya-İngiltere, İngiltere tek wicket farkla kazandı

Avustralya 157 (Watson 59, Yardy 2-28) İngiltere 158 (Morgan 43, Watson 5-14)
ve rekoru kırdı diye devam etmekte fayda var başlığa. Twenty20'lerde 8 maç üst üste maç kazanmak:"Bu T20 de tam piyango işi kardeşim" diyenlerin haklı çıkmadığını mı gösteriyor? İleride göreceğiz.

Ashes'ı kaybeden Avustralya'lıların kalp kırıklığı, Adelaide Oval'da da devam etti. Çiçeği burnunda kaptan Cameron White para atışını kazandıktan sonra vuruş yapmayı tercih etti. Maç ayrıca, Queensland Eyaleti'nde yaşanan ölümcül sel felaketinden zarar görenlere yardım toplama adına da mühim bir karşılaşmaydı.

İngiliz Stuart Broad'un yerine hızlı atıcılar arasında kadroya ilk kez giren Chris Woakes, Ahmed Shahzad ya da Tim Bresnan, üçüncü overdan sonra hızlanmaya başlayan David Warner ya da Shane Watson'dan-powerplay bitene kadar- wicket alamadı. Spinnerlardan sol elli Micheal Yardy ve özellikle Greame Swann, kendilerinden beklenmeyecek kadar kötü başlangıç yapsalar da ilk wicket yine Yardy'den geldi. Shane Watson, sürpriz olmayan bir şekilde, 50'yi geçer geçmez çıktı. Yardy, diğer başlangıç vurucusunu da kenara gönderen atışın sahibiydi.

Kaptan White, Micheal Clarke'ın yaptığını yaptı ve kendisini daha üst sıralarda batting'e getirdi. David Hussey'le White'ın oluşturduğu ikili, yavaş ilerlemesinin yanında fazla direnemedi ve 15. overın sonuna kadar ancak 106 koşu üretebildi. Greame koşu sayısını kısıtlarken Bresnan Hussey'i oyun dışına itti. Victoria'da devre açan Micheal Finch, belki son sıralarda gelmesinden, belki de ilk T20 milli maçını oynamasından dolayı, fazla oyuna giremedi. Avustralya'nın hücum devresi 157'lik koşuyla sonlandı.

Sakatlığını sonlandırdıktan sonra Ashes'a katılan Ian Bell, şimdi de, uzun bir aradan sonra yeniden T20 takımında devre açıyordu. İlk topta da neredeyse CLT20-2010'da ve her daim dirseğinden problem yaşayan Shaun Tait tarafından avlanacaktı ama O'Keefe topu yakalama şansını değerlendiremedi. Buna rağmen hızlı başlayan İngiltere, wicketı da hızlı kaybetti. Veteran Brett Lee, 'hoşgeldim' partisini Steve Davies'i dışarı göndererek açtı. Çekirge gibi bir-iki pozisyonda daha sıçramayı başaran Ian Bell, sonunda Mitchell Johnson'a verdi wicketını ama o overda, İngiltere 53'e gelmişti. Powerplay bitmeden özellikle New South Wales eyalet takımıyla iyi maçlar çıkaran Steve O'Keefe, oyuna ısınamayan Kevin Pietersen'i de çıkarınca Avustralya umutlandı. Uzun süre dikkatli davranan İngiltere de Paul Collingwood ve T20 Dünya Kupası kahramanlarından Eoin Morgan durumu biraz toparlar gibi oldular. Maçtaki ilginçlikler üst üste gelen dörtler ya da üst üste gelen wicketlarla devam etti. 15. devrenin sonunda İNgiltere, 131/7'ye gelmişti ve galibiyet çok uzaklarda değildi. Aradan geçen sürede, özellikle Morgan'ın 30 sayısı büyük önem arz etti. Ne var ki asıl kahraman, güzel bir allrounder performansıyla takımı son devreye getiren Woakes oldu. 6 topta 4 koşuya ihtiyacı olan İngiltere, son devreye Greame Swann'ı kaybederek başladı. Ardından topları Ahmed Shahzad karşıladı, gerekli sayıları aldı ama son dokunuş, yine Woakes'dan geldi. 1 wicket farkla kazanan İngiltere de, T20 Dünya KUupası finalindeki galibiyetini tekrarladı.

9 Ocak 2011 Pazar

T20 Maçı, Güney Afrika-Hindistan, Hindistan 21 koşu farkla kazandı

Güney Afrika 147(Van Wyk 67, Ntini 1*, Nehra,Pathan 2-22) Hindistan 167 (Sharma 53, Raina 41, Theron 2-39)

Sonunda bir senedir üzerinde durulan tarihi olay gerçekleşti ve Güney Afrika'nın Dünya Kupası'na evsahipliği yaptığı stadyumlardan Moses Mabhida'da, bir kriket maçı oynandı. Elbette büyük organizasyonlara var güçleriyle hazırlanıp teknoloji harikası, devasa, büyüleyici stadyumlar yapan ülkeler, el ayak çekilince bu dev canavarı nasıl iflah edeceklerini kara kara düşünüyorlar ve aktif kalmasını sağlamak için böyle organizasyonlara ihtiyaçları var. Bu eleştirel girişten sonra maçın kendisine geçebiliriz diyeceğim fakat önce maçın bir başka önemine değinmekte fayda var.

Güney Afrika'nın 'ayrımcılık politikası'nı bırakışından ve uluslararası kriket dünyasına döndükten sonra, geleneksel olarak beyazların elindeki kriket milli takımı, artık siyah oyuncuları da kabul ediyordu. Bu manada, hızlı atıcı Makhaya Ntini'nin ülke bütünlüğünün sağlaması için önemi çok büyüktü. Kendisi geçen yıl test takımından çıkarıldıktan sonra, milli formayı bırakmayı karar verdi ve Güney Afrikalılar da onu onurlandırmayı ihmal etmediler. Hindistan karşısındaki T20 takımına son bir kez daha alındı Ntini. Aslında onun, bu formatın eskilerinden olmadığını, oynadığı T20 maçı sayısının neredeyse iki elin parmakları kadar olduğunu da belirtelim. Tabi başarılı kariyeri boyunca zaman zaman :'Güney Afrika Test takımındaki siyah oyuncu kontenjanından faydalandığı için takıma girebiliyordu' yorumlarının da yapıldığını söyleyelim. Katılmak-katılmamak izleyenlere kalmış ama ben şahsen, sırf böyle bir kontenjandan faydalanabildiği için bu kadar süre görev yapmış ve bu kadar wicket almış olabileceğini düşünmüyorum.

Buradan kadrolara geçelim. Güney Afrika'da Makhaya Ntini'ye eşlik edecek oyuncular, Wayne Parnell ve Rusty Theron olarak tayin edilmişti. Test yorgunu Tsotsobe, dinlendirildi. CLT20'deki Warriors takımından tanıdığımız Rusty gibi, Colin Ingram da ekibin yeni oyuncularındandı ve ön sıra vurucular arasında, sakat olan Greame Smith ya da dinlendirilen Jacques Kallis'in yokluğunda şans bulacaktı. Greame Smith'in yerini, yerel ligdeki olumlu performansıyla seçicilerin dikkatini çekmiş ve üçüncü T20 maçına çıkan Morne Van Wyk dolduracaktı. Durban'daki wicket koşulları da göz önünde bulundurularak çift full time falsolu atıcıya yer verilmişti: kaptan Johan Botha ve Robin Petersen.

Hindistan da, G. Afrika testlerini pek de iyi geçirmeyen Virender Sehwag'ı dinlendirdi. Bunun yanında, IPL açık artırmasında 'en pahalı Hindistanlı' unvanını alan Gautam Gambhir ya da ülkenin kriket güneşi Sachin Tendulkar yoklardı. Rohit Sharma hücumda şans buldu. Harbhajan Singh'ten boşa çıkan offspinnerlık görevini Ravichandran Ashwin almıştı. Zaheer Khan yokken de hızlı atıcılar arasında Munaf Patel dahil edilmişti.

Maç, toplanan 50,000 kişilik izleyicisi sayısıyla, Güney Afrika'nın en kalabalık kriket maçı olma özelliğini eline geçirdi. Tabi stadyumun, aslında bir futbol sahasına sahip olması önemli bir problemdi çünkü kenar çizgileri, normalden daha yakında bulunuyordu. Yavaş bir wicket beklenmekteydi ve maç sürprizlere gebeydi.

Para atışını MS Dhoni kazandı ve üst üste iki defa para atışı kazanmanın şaşkınlığını yaşasa da hücum yapmayı tercih etti.

Powerplay oyunlarında Wayne Parnell,Rusty Theroun ve Makhaya Ntini'yi-evet üçünü birden- kullanmaya karar veren Güney Afrika, Parnell'le karşı hızlı başlangıç yapan Vijay'i 3. overda oyun dışına çıkarmayı başardı. Powerplaylerin sonunda Rohit Sharma'yla karşılaşan Makhaya Ntini, jübilesinde hatırlamak istemeyeceği bir over çıkardı ve rakibine tam 20 koşu bıraktı. Bu sayede Hindistan, 6 over sonunda 57'ye gelmişti ki tek wicket kaybıyla, bu zeminde hiç de fena bir sonuç değildi bu. Hemen spinnerlar devreye girdi ve Johan Botha, son defa Güney Afrika'da bir maça çıktığında kahramanlık mertebesine ulaşan Virat Kohli'ye 30'u göstermeden wicket aldı. Koşuları çok da fazla kısıtlayamamasına rağmen, falsolu atıcı planına sadık kalan Botha, sonunda bunun karşılığını aldı çünkü suların ısınmaya başladığı 10.overdan sonra Duminy ve Petersen üst üste birer wicket alarak durumu dengelediler. Rusty Theron, çok fazla koşu kısıtlayamasa da Yusuf Pathan ve Suresh Raina'yı çıkararak yine kendini hatırlattı. Buna rağmen Hindistan devreyi 168/6 gibi iyi bir skorla kapattı.

İkinci yarı Güney Afrika'ya hızlı bir giriş lazım derken Asish Nehra'nın Hashim Amla'yı çıkarışını gördük. Test ve ODI'ların usta açıcısı, Greame Smith ya da Kallis gibi, T20 formatında erkenden elimine olma sorununu yaşamıştı. Tabi PP'deki tek wicket kaybı bu değildi. Oyuna ısınmakta yavaş davranan Colin Ingram da Munaf Patel'e verdi wicketını. PP biterken G. Afrika 59'a ulaşabildiyse, Morne Van Wyk'a bunun için çok teşekkür etmeliydi. Van Wyk'la AB DE Villiers'ın ortaklığı Güney Afrika'nın işleri yoluna koymasını sağladı ve ilk Yuvraj-Ashwin imzali ilk spin ataklar atlatıldı. Ne var ki bir Praveen Kumar arasından sonra başlayan ikinci atakta AB De Villiers'ın runout olması, takımı bozdu ve peşinden JP Duminy'le Van Wyk da çıktılar. Bu da Güney Afrika takibinin sonu oldu; 147'de kaldılar. Tabi Makhaya Ntini de son maçından 'not out' la ayrılmanın ayrıcalığını yaşadı.

Yeni Zelanda-Pakista, 1.Test, 3.Gün, Yeni Zelanda 275&110, Pakistan 367&21/0, Pakistan 10 wicket farkla kazandı

Yeni Zelanda 275 (McCullum 56, Southee 56, Ahmed 4/63) & 110 (McCullum 35, Southee 17, Rehman 3/24), Pakistan 367 (Shafiq 83, ul Haq 62, Arnel 4/95) & 21/0 (Umar 12*, Hafeez 9*), Pakistan 10 wicket farkla kazandı

İlk 2 gün denk bir şekilde ilerleyen mücadelenün üçüncü gün sona ermesi eminim herkes için bir sürpriz olmuştur. Hindistan karşısıda iyi mücadele eden ve tekrar mücadeleci kimliğinin bulmuş izlenimi veren Yeni Zelanda'nın bu kadar kolay bir şekilde Test maçını kaybetmesi beklenmiyordu. Ancak Pakistan'ın 3.gün gösterdiği direnç ve sonrasında sergilediği atıcı performansı dört dörtlüktü ve Pakistan fırtına gibi eserken Yeni Zelanda çaresizlik içinde kıvrandı ve sonunda yıkıldı.
Üçüncü güne başlarken rakibinin sadece 25 koşu gerisinde olan ve hala elinde 6 wicketı olan Pakistan'ı erken wicketlarla yoldan çıkarmak Yeni Zelanda için hayati önem taşıyordu. Dünden devam eden Asad Shafiq ve Misbah ul Haq ikilisi durdukça Yeni Zelanda'nın başının çok ağrıyacağı belliydi. O yüzden ev sahibi hızlı atıcılar agresif başladılar ve bunun karşılığını çok geççmeden aldılar. Günün ilk saati içinde arka arkaya iki topta önce Tim Southee'nin Shafiq'i, sonra da Brent Arnel'in ul Haq'ı dışarıda bırakması Pakistan'ın asıl olmayan vurucularının oyuna girmesini sağladı. Wicket alma becerisini eğer bu arada ev sahibi ekip devam ettirebilse çok daha çekişmeli bir maç izlenebilrdi ancak Pakistan'ın alt sıra vurucuları inanılmaz bir direnç ortaya koydular. Bu da Yeni Zelanda atıcılarını ritmden çıkarmaya yetti. Adnan Akmal ve Abdur Rehman ikilisi ortaya koydukları mücadeleyle farkı iyice açmaya başladılar. Bu ikilinin getirdiği 76 koşu maçı ibreyi Pakistan'a çevirirken Yeni Zelandalı alan oyuncularının üç wicket fırsatını topu düşürerek heba etmeleri moralleri iyice bozdu. Bu ikilinin oyun dışı kalmasından sonra Umar Gul trendi devam ettirdi ve hızlı aldığı koşularla skoru taşıdı. en sonunda Yeni Zelandalı atıcılar 10 wicketı almayı başardıklarında Pakistan 367 koşuya ulaşmış ve ciddi bir avantajı elde etmişti.
İkinci inninge moralsiz giren Yeni Zelanda, karşısında 'gaza gelmiş' bir Pakistan hızlı atıcı kadrosu bulunca iyice sıkıntıya girdi. Yine de mücadele gücünü kaybetmeyen Yeni Zelanda çay arasına gidilirken henüz wicket kaybetmeden 9 overda 33 koşuya ulaşmayı başardı.
Çay arasından hemen sonra devreye giren spinner Abdur Rehman'ın henüz ikinci overında Tim McIntosh'un wicketını alması dengeleri değiştirdi. Hızlı atıcı Wahab Riaz ile beraber atış yaptıkları dönem Pakistan'ın galibiyetinin anahtarı oldu. Riaz'ın Brendon McCullum'un değerli wicketını alması, sonrasında da Rehman'ın Martin Guptill'i avlaması Yeni Zelanda'yı bir anda 60/3 ile zor bir durumda bıraktı. Psikolojik olarak çöken Yeni Zelandalı vurucuların üçüncü gün doğru uzunlukta ve çizgide atılan hızlı atışlar ve güzel falsolu atışlar karşısında şaşkın ördekler gibi avlanmaları uzun sürmedi. Bu dönemde arka arkaya 3 wicket kaybeden ve sadece 1 koşu alabilen Yeni Zelanda skor 62/6 olduğunda başının iyice belada olduğunu anladı. Geri kalan işi de diğer hızlı atıcılar bitirdi. Test maçları tarihinin belki de en kötü ortalamasına sahip oaln ve 'yürüyen wicket' oalarak tabir edilen Chris Martin'in 60 Test maçı ve 87 inninglik kariyerinde toplam 100 koşuya ulaşması günün en büyük kutlamasına sahne oldu. Adeta Brian Lara'nın 400 not out ile rekor kırdığı güne benzer bir şeklide Yeni Zelanda'da herkes Martin ile sarmaş dolaştı. Yeni Zelanda'da tüm oyuncular toplam 110 koşu ile oyun dışı kaldıklarında Pakistan'ın galibiyet için 19 koşu alması yetecekti ve dört over içerisinde buna ulaşan Pakistan maçı 10 wicket farkla kazandı. Maçın adamı ise Abdur Rehman seçildi.

8 Ocak 2011 Cumartesi

Yeni Zelanda-Pakistan, 1.Test, 2.Gün, Yeni Zelanda 275, Pakistan 235/4

Yeni Zelanda 275 (McCullum 56, Southee 56, Ahmed 4/63) Pakistan 235/4 (Shafiq 74*, Umar 54, Arnel 2/53)

İkinci güne başlarken Pakistan'ın ilk hedefi kalan 3 Yeni Zelanda wicketını da erkenden alabilmekti. Yeni Zelanda ise dünkü savaşçı kimliğine tekrar bürünüp 350+ bir skor hedefliordu. Bu yüzden ilk seans biraz da maçın gidişatını belirleyecekti. Dün pek de ekili olamyan Pakstanın açılış hızlı atıcıları Tanvir Ahmed ve Umar Gul bugün gerçek güçlerini ortaya koydular. Daha günün ilk overında Gul'ün atışında Tim Southee'nin devre dışı kalması Pakistan'ı hareketlendirdi. Kendisine eşlik edecek sadece etkisiz Brent Arnel ve 'yürüyen wicket' Chris Martin kalan Kane Williamson bu zor durumda sabırlı oynamak yerine hızla skoru arttırmayı seçince risk almaya başladı. Bu sayede kendi 50 koşusunu bulan Williamson, Tanvir Ahmed'e yenik düşünce Yeni Zelanda'nın skoru 300+ taşıma şansı kalmadı ve 275 ile tüm vurucular oyun dışı kaldığında Pakistan ilk hedefine ulaşmış oldu.
Pakistan ilk inningine başladığında kötü bir sürprizle karşılaştı. Henüz daha ilk overda Chris Martin'in aldığı Mohammad Hafeez'ın wicketı Yeni Zelanda'nın moralini tekrar yükseltti. Pakistanlı vurucular her ne kadar rakip atıcılar tarafından büyük bir tehditle karşılaşmasalar da kendi sabırsızlıkları ve kötü vuruş seçimleri yüzünden wicketlarını kaybetmekten kurtulamadılar. Yemek arasıdan sonra ev sahibi atıcıların daha doğru çizgi ve uzunlukta atış yapmaları bu durumla birleşince wicketlar da ardı arkasına geldi. Martin'in yemek arasından sonra aldığı Azhar Ali wicketına ek olarak Arnel'in Taufeeq Umar ve Younis Khan'ı avlaması Pakistan'ı potansiyel bir zor durumun eşiğine getirdi. Buna rağmen Hamilton wicketının hızlı atıcılara pek de yardımcı olmaması, daha doğrusu topun doğru dürüst kavis ve falso almaması sayesinde atıcılar bu baskıyı korumayı başaramadılar. Toparlanan Pakistan, rakip hızlı atıcılar Martin ve Arnel'in kötü atışlarına hakettikleri cezayı kestiler. Güney Afrika karşısında bu tür pozisyonlara sıkça düşen Pakistan artık savaşmayı ve kötü durumdan kurtulmayı öğrendiğini kanıtlarcasına karşı saldırıya geçti. Kaptan Misbah Ul Haq  ve G.Afrika serisinde oynadığı ilk Test maçında ümit veren Asad Shafiq fırsatı değerlendirerek hızla sayı kazanmaya başladılar.  Arnel-Martin ikilisinin haricinde diğer hızlı atıcı Tim Southee ve falsolu atıcı Daniel Vettori rakibe daha az koşu verse de Ul Haq ve Shafiq'i durdurmaları ve ritmlerini bozmaları mümkün olmadı. Bu ikili Pakistan'ı günün sonuna 235/4 ile getirdiklerinde takımlarına ciddi bir avantajı da beraberinde getirmeyi başardılar. Aradaki 35 koşuluk farkı yarın kapatıp öne geçmek için sağlam bir platform oluşmuştu artık.

7 Ocak 2011 Cuma

Yeni Zelanda-Pakistan, 1.Test, 1.Gün, Yeni Zelanda 260/7

Yeni Zelanda 260/7 (Southee 56*, McCullum 56, Rehman 3/51)

Her ne kadar Ashes serisi gibi yüksek profilli veya Güney Afrika-Hindistan gibi heyecan uyandıran bir seri olmasa da birbirine denk 2 takımın Test serisi kriket dünyasına renk getirmiştir. Kasım ayında Hindistan karşısında iyi mücadele eden Yeni Zelanda ve Güney Afrika serisinde yenilmeyen Pakistan’ın 2 maçlık Test serisi Hamilton’da bugün başladı.
Kapalı ancak yağmursuz bir günde kura atışını kazanan Pakistan atıcı olmayı seçti ve ev sahibi Yeni Zelanda vurucu olarak başladı. Henüz maçın 2. overında hızlı atıcı Umar Gul’ün Tim McIntosh’u oyun dışı bırakmasıyla Pakistan iyi bir başlangıç yapmış oldu. Ne var ki Pakistan atıcılarının istikrarsızlık sorunu her zamanki gibi baş gösterdiğinde kontrolü ele alan Brendon McCullum ve Martin Guptill cezayı kesmeye başladılar. Umar Gul ile beraber diğer hızlı atıcılar Tanvir Ahmed ve Wahab Riaz birbirleriyle uyum içinde olmayınca ortak bir taktik üretemediler ve özellikle McCullum bu durumu çok iyi kullanarak erken kaybedilen wicketın yarattığı baskının hafiflemesini sağladı. Yavaş başlayan Yeni Zelanda’ya tekrar ivme kazandırn McCullum-Guptill ikilisi Yeni Zelanda’yı 78/1 ile yemek arasına  getirdi.
Yemek arasından toparlanarak geri gelen Pakistan önce Umar Gul’ün tuzağına düşen McCullum’ın sonra da Abdur Rehman’ın formsuz Ross Taylor’ın wicketlarını almasıyla tekrar avantaj yakaladı. Babasının cenazesine katılmak için Pakistan’a geri dönen Saeed Ajmal’ın yerine kadroya alınan falsolu atıcı Abdur Rehman’ın istikrarlı atışları Yeni Zelanda’nın rahat koşu almasını engelledi ve uygulanan baskı meyvelerini vermeye başladı. Jees Ryder’ın run out olması ve Martin Guptill’in, Abdur Rehman’ın en kötü atışında wicketını kaybetme becerisini göstermesiyle çay arasına giderken Pakistan kontrolü ele geçirmişti ve skor 160/5’e gelmişti.
Çay arasından sonraki ilk saat içinde wicket alma trendine devam eden Pakistan önce ilk Test maçını oynayan wicketkeeper Reece Young sonra da kaptan Daniel Vettori’nin wicketlarını alınca Yeni Zelanda’nın sonunun geldiğini hissetmeye başladı. Yıldızı Hindistan serisinde parlayan genç vurucu Kane Williamson’ın direncine Tim Southee de eşlik edince karşı atağa geçen Yeni Zelanda, Pakistan’a henüz işlerin bitmediğini hatırlattı. Bu direnç karşısında toparlanan Pakistan atıcıları yine disiplinden uzaklaştılar ve günün bu ikili 83 koşuluk bir ortaklık kurarak Yeni Zelanda’yı günün bitiminde Pakistan ile avantaj anlamında eşit konuma taşımayı başardı.

The Ashes: Avustralya-İngiltere, 5.Test, 5.Gün, Avustralya 280 & 281, İngiltere 644, İngiltere maçı inning ve 83 koşuyla kazandı

Avustralya 280 (Johnson 53, Watson 45, Anderson 4/66) & 281 (Smith 54*, Siddle 43, Anderson 3/61), İngiltere 644 (Cook 189, Prior 118, Johnson 4/168)

İki aylık sürenin sonunda nihayet Avustralya’nın çektiği işkence sona erdi. Maçın son gününde kalan 3 wicketı İngiltere 1.5 saat içinde alarak günü ve seriyi noktalandırdı. 5 maçlık seride kaybettiği 3 maçı da inning farkıyla kaybeden Avustralya tarihinde ilk kez bunu başarmış (!) oldu. Bu ağır yenilgi Avustralya tarihine  kara bir leke olarak geçecek şüphesiz. İngiltere ise seri öncesi hazırlık maçlarından itibaren planları, taktikleri hazır ve formda olduğunu kanıtlayarak seriye iddialı başlamıştı ve gösterdiği olağanüstü performansla iddiasının doğruluğunu kanıtladı. Maçın ve serin adamı Alastair Cook seçildi, Paul Collingwood da dünkü yazıda belirttiğimiz gibi Test kariyerini bu tarihi Ashes serisi galibiyetiyle noktaladı. İleride bu serinin üzerine daha çok yazarak görüşlerimizi ortaya koyacağız.

6 Ocak 2011 Perşembe

Test Serisi 3.Gün , 5. Gün, Cape Town, Güney Afrika 362&52/2 Hindistan 364&166(Gambhir 64, Harris 0-29) Test Berabere Bitti

Güney Afrika 362(Kallis 161, Sreensath 5-114)&341(Kallis 109*, Boucher 55, Harbhajan 7-120) Hindistan 364 (Tendulkar 146, Steyn 5-75)&166(Gambhir 64, Harris 0-29)

Hücum sırasını alan Hindistan, 340 koşu alırsa maçı kazanacaktı fakat bu zor bir olasılık olduğundan, daha defansir oyunla beraberliği kurtarmayı tercih ettiler. Kriketin güzel yönü de bu. Sadece oyunun tek bir tarafını oynayarak maçı kazanmanız, sıyrılmanız mümkün değil. İkinci devre de 1000 fark da yapsanız, halen galibiyet için almanız gereken 10 wicket var.

Daha önceki devrelerden dersini alan Virender Sehwag, sakat sakat oynayan Gautam Gambhir gibi, oldukça ihtiyatlı girdi sabah seansına. Tabi hemen günün başında JP Duminy, topu düşürmese de yine klasik şekilde, erken oyun dışı kalacaktı.
Seanstaki tek wicketsa Morne Morkel'den geldi. 40 topta 11 koşu yapan Sehwag çaresiz görevi arkadan gelenlere teslim etti. Sıradaki Rahul Dravid, Test kriketinde çıkarılması en zor oyunculardan biri olduğundan, şu serilerdeki düşük skorları fazla düşündürücü değildi. İlk amaç oyunda kalmaktı. Zaten topun yeniliğini kaybetmesinden sonra hızlı atıcılar da verimini yitirmeye başladı-Morkel hariç. Yemek arasına gelindiğinde Hindian 58'i yakalamıştı, fakat halen 287 koşuya ihtiyaçları vardı galibiyet için.

İkinci seansta Greame Smith'i de atışlara getiren Güney Afrika, sabırsızlıkla beklediği wicketı alabilmek için epey uğraştı fakat rakibin istikrarlı biçimde koşu almasını engelleyemedi. Gambhir, ilk devreye göre daha hızlıydı. Önce Paul Harris'te LBW korkusu yaşayan Dravid, sonunda 31 koşuyla maçı bitirdi maa ikinci wicket için Gambhir'le oluşturduğu ikili yeteri kadar moral bozucuydu. Ardından Gambhir, AB de Villiers'e, düşürdüğü iki top için çok teşekkür etti çünkü bu sayede çay arasına, sadece 2 kayıpla giren Hindistan, beraberliğe çok yaklaşmıştı. Gereken koşu sayısı da 226 olunca, galibiyet için umutlanmaları için yeteri kadar fazla sebepleri yokmuş gibi gözükmekteydi.

Son seansa Steyn ve Morkel'in var güçleriyle gönderdikleri hızlı toplarla giren Güney Afrika, Gambhir'in de direnişini hemen bitirdi. Fakat ardından Paul Harris, Harbhajan'ın yaptığı işlerin yarısını yapabildi-rakibin koşusunu sınırladı ama wicket alamadı- ve Güney Afrika beraberliği razı oldu. Bireysel performansların öne çıktığı Test serisi de berabere bitti.

The Ashes: Avustralya-İngiltere, 5.Test, 4.Gün, Avustralya 280 & 213/7, İngiltere 644

Avustralya 280 (Johnson 53, Watson 45, Anderson 4/66) & 213/7 (Clarke 41, Watson 38, Bresnan 2/32), İngiltere 644 (Cook 189, Prior 118, Johnson 4/168)

Adım galibiyete yaklaşan İngiltere, bugün maçı kazanamadığı için kendini şanssız olarak görebilir. Buna rağmen dördüncü gün ortaya koydukları mücadeleye şapka çıkarmamak haksızlık olur. Güne 488/7 ile başlayan İngiltere’de kalan diğer oyuncuların performansları zaten çok eleştirilen Avustralyalı atıcıların amatörler gibi görünmelerini sağladı. Bütün seri boyunca Perth hariç hiçbir maçta 20 İngiltere wicketını almayı başaramayan Avustralyalı atıcıların çaresizliği ve beceriksizliğini daha fazla vurgulamaktan inanın yoruldum. Bu beceriksizliği çok iyi değerlendiren İngiltere dünün üzerine 156 koşu daha ekleyerek Avustralya’nın derin acılar içerisinde kıvranmasını sağladı.
Artık serideki 3. yenilgiyle yüzyüze olan Avustralya’nın iki seçeneği vardı, ya hızlı bir şekilde çektiği acıyı sonlandıracak ya da direnmeye çalışarak acıları arttıracaktı. Avustralyalı açılış vurucuları ilk yolu seçerek Shane Watson önderliğinde pozitif bir yaklaşım sergilemeye çalıştılar. Buna rağmen bütün seri boyunca peşlerini bırakmayan o teknik eksikliklere bağlı problemlere bir de Wastson’ın karıştığı run out eklenince Avustralya için yapacak fazla bir şey kalmadı. İngiliz atıcıların yerden yere vurduğu Avustralyalı vurucular iyi ve sabırlı başlangıçlarını yüksek skorlara taşıyamadan birer birer domino taşları gibi devrildiler. İnmgiliz atıcılar her ne kadar bugün 10 wicketı da alarak yarın tekrar gelmek zorunda kalmak istemeseler de Peter Siddle ve Steven Smith’in kolay teslim olmaması nedeniyle bu emellerine ulaşamadılar.
Artık yarın serinin son gününde İngiltere maçı kazanarak 3-1 galip gelecek ve Avustralya’nın acılarına son verecek. İngiltere için bu kadar harika geçen günün en üzücü kısmı Paul Collingwood’un Test kariyerini noktaladığını açıklamasıydı. İngiltere’nin en spektaküler oyuncusu olmamasına rağmen bana kalırsa İngiltere’nin bu düzeye gelmesinde en büyük emeğe sahip oyunculardan biri olan Collingwood’un emeklilik kararı bir burukluk yarattı.