30 Ağustos 2010 Pazartesi

İngiltere-Pakistan, 4.Test, 4.Gün, İngiltere 446, Pakistan 74 & 147

BU maçın sonucunu merak edenler için yazmak istedim. Aslında bu maçla ilgili hiç bir şey yazmak istemiyordum. Çünkü bir kriketsever olarak kendimi aldatılmış hissediyorum. Son 2.5 yıldır Pakistan'ın oynadığı her formattaki toplam 84 maçın da incelenecek olması olayın vahametini bir kez daha ortaya koyuyor. Düşünün Avustralya'nın yılın başında Sydney'de kazandığı muhteşem maçın, T20 Dünya Kupası'ndaki olağanüstü maçın, İngiltere'nin eze eze kazandığı 3 maçın, kısaca Pakistan'ın tüm maçlarının artık üzerinde bir büyük soru işareti var. Hiç bir zaman bilemeyeceğiz bu maçlarda Pakistanlı oyuncuların gerçekten mi hata yaptıklarını yoksa para için mi takımlarına ihanet ettiklerini.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen Pakistan'ın İngiltere turunun ODI ve T20 maçlarının oynanmaya devam edilecek olması da ayrı bir tartışma konusu. Maçların oynanacak olmasının da krikete verilen önem veya sel felaketiyle mahvolmuş Pakistan halkına biraz olsun mutluluk verme çabasıyla ilgisi olmadığının altını çizelim. Tek sebep maçların biletlerinin önceden satılmış olması, TV ve reklam haklarının dağıtılmış olması ve maçlara ev sahipliği yapacak sahaların sahibi yerel kriket takımlarının gelirlerinin kesilmemesi ve paraya ihtiyaçları olması.
Daha fazla söyleyecek bir şey yok sanırım

Şike Skandalı: Notlar

Okcan Basat'ın dediği gibi şike skandalları, ilerideki günlerde blogucumuzca irdelenecek bir konu. Özellikle Güney Afrika kaptanı Hansie Cronje'yle dünya gündemine oturan mevzu, son dönemde bilhassa Pakistan takımı oyuncularıyla karşımıza çıkıyor. Dün patlayan skandaldan hemen sonra yüzlerce makale yazıldı. Kısa kısa yorumlarla özet geçmek gerekirse:

*'News of the World' gazetesinin haberini görünce, aklıma hemen bu seneki Snooker Dünya Şampiyonası geldi. Avustralyalı Neil Robertson'ın kazandığı turnuvanın sonlarına doğru bir büyük usta, Shaun Higgins'in 4 frame'in skorunu tayin etmek için para almayı kabul ettiğine dair görüntülerin ortaya çıkışı hepimizi şaşırtmıştı. Haberi veren, yine News of the World gazetesiydi. Haber, zaten son yıllarda ilgiyi gitgide kaybeden ancak yeni başkanı'nın gayretleri ve yeni uygulamalarıyla tekrardan popülerleşmeye çalışan snooker'a çok büyük bir darbeydi. Oyunun ve oyuncunun birçok hayranı, büyük hayal kırıklığı yaşamıştı. Şu günlerde ICC ve ulusal kriket federasyonları da benzer girişimler içerisinde, özellikle Twenty20'yi yaygınlaştırarak, kriketi şuanda olduğundan daha popüler hale getirmek için çok çeşitli uygulamalar deniyorlar. Ancak açıkçası, pek çok yönüyle keyifli ve dikkat çeken bir test serisinde böyle bir haberle karşılaşmak hiç hoş değildi.

*Bir diğer önemli konu da Avustralyalı Ricky Ponting'in yorumlarıydı. Bilindiği gibi geçen yaz Pakistan, Avustralya seyahatini tam bir hezimetle sonlandırmıştı. Eleştiri okları, özellikle bazı oyuncuları ve de wicketkeeper Kamran Akmal'ın hedef alıyordu. Sonradan, bu hataların 'bilinçli' yapılmış olabileceğine, hatta dolaylı yoldan şike yapılmış olabileceğine dair iddialar ortaya atılsa da, suçlamalar kanıtlanamadı. Ponting, cricinfo'da bugün gördüğüm açıklamalarıyla o serileri tekrar hatırlattı ve: "Biz de geçen sene, tüm gücüyle oynamayan bir takımı yenmiş olabiliriz" türünden açıklamalar yaptı. Bu, skandalın şöyle de bir yönünü ortaya koydu: Bundan böyle Pakistan'ı kim farklı yenerse, ardından bir 'şike' söylentisiyle karşı karşıya kalabiliriz. Zaten ülkesinde, konuk takımlara güvenli bir ortam sağlayamadığı için test maçına evsahipliği yapamayan bir ekip, çok tehlikeli bir yola girdi.

*Son söz olarak da Salman Butt'un basın toplantısındaki halleriyle ilgili bir görüşüm var. Kaptan Butt, ne yazık ki şike söylentilerini tam anlamıyla reddedemedi. "Suçlamalar, kanıtlanamdığı sürece sadece iddia olarak kalır, isimleri bu yüzden iddiadır" diyebildi. Bu bana biraz, ülkemizde de sık sık tekrarlanan 'şike edebiyatı'nı hatırlattı. Kim ne derse desin, ülkenin önemli bir kısmı, sel felaketinde evsiz kalmış, beş parasız perişan olmuş vaziyetteyken, halkın kötü günlerinde belki de mutlu olabildiği tek kanal olan Pakistan Kriket Milli Takımı'nın 'şike' yapmış olması fikri bile oldukça ürkütücü. Gelişmeler neler gösterecek hep beraber göreceğiz.

29 Ağustos 2010 Pazar

Ingiltere-Pakistan Test Macinda Match Fixing Skandali

Bugun yayinlanan News of the World gazetesinde cikan flas haber bir anda kriket dunyasini sarsti. Yayinlanan haberde Mazher Majeed isimli birinin Pakistanli oyuncularin sike yapmasi icin bir duzen kurduklarini ve 150.000 sterlin karsiliginda onlara 'spot fixing' yaptiracagini NOTW muhaberine anlatirken cekilmis kamera goruntuleri, alinmis ses kayitlari yayinlandi. Konuyla ilgili olarak Scotland Yard ve Uluslararasi Kriket Konseyi (ICC) derhal sorusturma baslatti.

Spot Fixing Nedir?

Spot Fixing veya bir baska adiyla fancy fixing bir macin sonucunu direkt etkilemeyebilecek bazi konularda yapilmis hileli bahisleri fade eden genel bir terim. Daha cok tek gunluk maclarda uygulanan bu tur hileli bahislerde ornek vermek gerekirse bir takim eger isterse aldigi para karsiliginda bir ODInin ilk 15 overinda kac sayiya ulasilacagini veya kac wicket kaybedecegini onceden belirleyip ona gore hareket edebilir. Mesela X takimin oyuncusu veya oyunculari  ilk 15 over sonucunda en az 80 sayi alacagini para karsiliginda bir araciya bildirirse o kisi de bunu bahiscilere bildirip bunun uzerine yuklu miktarda bahis oynanmasini saglayabilir. Spot fixing icin bircok sekil daha mumkun. Mesela iceriden birisi kac oyuncunun o gun gunes gozlugu takacagini, kura atisi kazanilirsa kaptanin neyi tercih edecegini vb bircok bilgiyi sizdirip onun uzerine bahis oynanmasini saglayabilir. Macin sonucunu direkt olarak etkilemeyecegi varsayilan bu bilgiler uzerine bahis yasal takibati cok zor oldugu icin sporun icinde oldugu bilinen ancak fazla onlem alinamayan bir tur sike sekli.

Ingiltere-Pakistan Macinda Nasil Sike Yapildi?

Bu kismi gazetenin haberinden ogreniyoruz. Habere gore gazete muhabiri Mazher Majeed isimli kisiyle bulusmus. Muhabir bu kisiye onceden oyunculara verilmek uzere 10000 pound vermis ve Majeed bu parayla kaptan Salman Butt'un basini cektigi 4 oyuncuya (diger uc ouncunun adi Kamran Akmal, Moammad Asif ve Moammad Amir) ulastirmis. Maci nasil etkileyebilecegini gostermek icin onceden blirlenen gun ve overlarda hangi aticinin no ball yapacagini soylemis. Ayni dedigi gibi Pakistanli aticilar Asif ve Amir no ball hatalarini yapmislar. Buna benzer bilgileri muhabire veren Majeed bunun gibi seylere bahis oynanmasini saglayarak cok buyuk paralar kazandigini, butun takimin bu olayin icinde oldugunu ve Test serisini takip edecek T20 ve ODI serisinde de benzer olaylarin olacagini anlatmis. 2.5 yildir bu isin icinde oldugunu belirten sahis ayrica baska detaylari muhabire anlatmis.
Bu haberin detaylarina ve video goruntulerine http://www.notw.co.uk/ adresinden ulasabilirsiniz.
Kriket ve match fixing'in tarihi birlikteligini ileriki gunlerde cok daha detayli olarak dostum Uygar Karaca ile ele alacagiz.

28 Ağustos 2010 Cumartesi

Triangular Series Final: Sri Lanka Şampiyon



Evsahibi, Asya Kupası finalini kaybettiği rakibine karşı, bu kez aynı turnuvada ikinci kez zafer elde edip, şampiyonluğa ulaştı.

Geç bir saat ve halen evden uzaklardayım. Fakat 'Bu maçı şu an, şimdi yazmalıyım' dedim içimden. 'Yazı beklemez'in en güzel örneğini Okcan Basat verdi. Kendisi taa İngiltere'lere gitmişken, bizim de Dünya Basketbol Şampiyonası'nı Abdi İpekçi'den takibimiz mazeret olamazdı.

Önbakışta, para atışının öneminden bahsetmiştik. Dambulla'da iki yüzlü madeni yuvarlak, yine yapacağını yaptı ve evsahibi için döndürdü ibreyi. Kumar Sangakkara, yine hemen Mahela Jayawardena'yı ilk sıraya yerleştirdi; tarihi Hindistan galibiyetinin üzerinden 1 hafta geçmeden. Ne yaptığını çok iyi bilen Jayawardene'yle Dilshan ikilisi de, açılış partisini başlattı. İkiliden Jayawardene, Ishant Sharma'nın kısa topuna yakalandığı 20. overda, skor çoktan 121/1 olmuştu. Fakat parterni Dilshan, 'Virender Sehwag 110 yapar da ben yapamaz mıyım? ' dedi ve başardı. Toplam 12 tane FOUR ve tek SIX'le,oyundan Praveen Kumar'ın atışıyla çıkarken, 40. overa gelinmişti. İlk devrenin gerisinde de Sri Lankalı batsmanlardan Chamara Silva, bu güzel pastayı 24 koşuluk kremayla süslemeyi ihmal etmedi. Devrede Hindistan adına en düşük ekonomi yüzdesi yakalayan oyuncusu Pathel, Sangakkara ve Perrera'yı üst üste dışarı gönderdi. Dilshan'ın wicketınıysa Ishant Sharma almıştı.

Hep söylenir; Dambulla'da gece takibi zordur. Kaptan MS Dhoni, ekibini topladı ve şampiyonluk için umuda yolculuğu başlattı. Lakin deniz sakin değildi. Lasith Malinga, daha ilk overda turnuvanın en başarısız openerlarından Dinesh Karthik'i avladı. 'Tek kişilik hücum takımı' Virender Sehwag'ın sonuysa daha dramatikti. Nuwan Kulesakara, LBW itirazında bulundu. Fırsatı değerlendirmeye girişen Sehwag, leg bye kazanacağım derken, Kapudegera'nın 'direct hit'iyle sopasını 28'de bıraktı. Nedense hep de Hint okyanusunda kabaran Thisara Perrera dalgası, yeni yeni toparlanmaya çalışan Yuvraj Singh ve Virat Kohli'yi de denize düşürünce işler iyice kolaylaştı. Kaptan Dhoni, 'Gemimi bırakmam' dedi ve yanına aldığı favori tayfalarından Suresh Raina'yla beraber kürek çekmeye başladı. Fakat Raina'nın takati, Suresh Randiv'in falsolu darbesiyle 29'da kesilecekti. Dhoni inat etti ve çok uzaklarda gözüken kara parçasına doğru salladı sopasını. Ama nafile. Kaderde, takım arkadaşı Virender Sehwag'a kasten 100'ü göstermeyen Suresh Randiv'in topuyla devrilmek vardı meğer. Turnvaya, bonus alamayan tek takım olarak giren Sri Lanka,74 koşuluk bu galibiyetle Dambulla'nın nihai galibiydi.

Ingiltere-Pakistan, 4.Test, 3.Gun, Ingiltere 446, Pakistan 74 & 41/4

Dun Ingiltere'nin muhtesem geri donusunu yazdiktan sonra buyuk bir surprizle karsilastim. Cok sevdigim esim bana bir surpriz hazirlamisti. Bir zarf icinde verdigi kagit benim bu guzel maca daha yakindan bakmami saglayacakti. Bir kez daha dunyanin en sansli erkegi hissettim kendimi ve sabah kosarak havaalanina gittim. Saat 10.20'de Londra'ya indigimde kosarak Lord's kriket sahasina gidebilmek icin metroya yetistim. Ulastigimda mac coktan baslamis, Ingiltere gun icinde wicket kaybetmeden 400 sayiyi bulmustu. Stuart Broad ve Jonathan Trott'un gardi daha dusmemis ve kahramanca direnc gostermeye devam ediyorlardi. Ben de Lords'un buyuleyici havasina girmisken dun hicbir varlik gosteremeyen Saeed Ajmal, Broad'in direncini kirmayi basardi ve yemek arasina girildiginde mac Ingiltere'nin tamamen kontrolune gecmisti. Yemek arasinda sonra James Anderson ve Trott'un wicketlari Pakistanlilari fazla sevindirmemisti. Trott en sonunda 184 sayiyla cikarken Lords'da herkes ayaktaydi ve Trott ile beraber muhtemel Ingiltere galibiyetini de alkisliyorlardi.
Pakistan inningi basladiginda daha ilk toplarda James Anderson ve Stuart Broad'in swing bowling dersi basladiginda Pakistan'in bu moral bozukluguyla daha fazla dayanamayacagi cok acikti. Pakistan 10 sayiya ulastiginda zaten 3 wicket kaybetmisti ve bir anda mac tek tarafli oynanir hale geldi. Bundan sonra gorduklerimizi tek bir cumleyle ozetlemek mumkun. Ingiliz aticilar Pakistanli vuruculari paramparca ettiler. Pakistan'in ilk inningi sadece 33 overda sona erdiginde Pakistan ancak 74 sayiya ulasabilmis ve asagilayici bir yenilgiye dogru son hizla surukleniyordu. Inning bittikten sonra Ingiltere kaptani Andrew Strauss beklendigi bir sekilde Pakistan'i 2. inning icin davet ettiginde Pakistan'in dayanma gucunun de sonuna gelinmisti. Pakistan gunu 41/4 ile kapattiginda macin ve eziyetin bir an evvel bitmesi icin dua eder hale gelmislerdi. Ben de bu sansli gunumde 17 wicket gormenin ve iyi bir bowling dersine tanik olmanin mutlulugu icinde Lords'dan ayrildim.
Yarin icin ise soylenecek pek bir sey kalmiyor. Kesin bir Ingiltere galibiyetini bekliyoruz. Bundan sonra da iki takim arasinda oynanacak T20 ve ODI maclarinda Pakistan kirilan onurunu kurtarmaya calisacak.

Triangular Series Final: Sri Lanka-Hindistan

Son dönemde kriketseverlerin izlemeye doyduğu bir ikili: Sri Lanka ve Hindistan. Dambulla'da yeni bir randevu, Triangular Series'in bu seneki şampiyonunu belirleyecek.

Sri Lanka: Yeni Zelanda 'yı bonus puanı alamadan yendikten sonra, kafalarda soru işaretleriyle ortaya çıktı evsahibi. Hele hele, Suresh Randiv'in bile bile no ball attığı gerçeği gizlenemeyince, toparlanılması zor bir yıpranma sürecine girebilirdi. Ne var ki, gergin ortamı lehlerine çevirmeyi başardılar. Şimdi turnuvada bir kez, özellikle Thisara Perrera'nın 5 wicketlı kahramanlık şovuyla yendikleri, bir kez de Virender Sehwag'ı durduramadıkları için yenildikleri rakibe karşı oynayacaklar. Şu gerçek var ki, hücumları rakiplerine göre çok daha iyi durumda. Mahela Jayawardena, nisbeten yavaş başladığı serilerde git gide düzeldi ve kendisinden beklenen istikrarı ortaya koydu. Bu özelliği Tillarakatne Dilshan ve Kumar Sangakkara gibi takım arkadaşlarını da çok rahatlattı. Chamara Silva'nın son maçta ortaya koyduğu performans, final için umut vericiydi. Angelo Matthews gibi all-rounderları henüz hücum performanslarıyla gündeme gelmedi ama Thisara Perrera, bowling'de olduğu gibi, batting'de de katkı yapabilir. Eğer para atışını Hindistan kazanır da vurucu olmayı seçerse, Sri Lanka, ikinci devreyi Tharanga'yla değil de Jayawardena'yla açabilir. Kadrolarında, pek fazla değişiklik beklenmiyor.

Muhtemel Kadro: 1 Tillakaratne Dilshan, 2 Upul Tharanga, 3 Kumar Sangakkara (capt & wk), 4 Mahela Jayawardene, 5 Angelo Mathews, 6 Chamara Silva, 7 Chamara Kapugedera, 8 Thisara Perera, 9 Suraj Randiv, 10 Nuwan Kulasekara, 11 Lasith Malinga

Hindistan: Daha önce de belirttiğimiz gibi onların en büyük derdi "Hücum" oldu. Öyle gözüküyor ki Dambulla'da Virender Sehwag kazanırsa, Hindistan da kazanıyor. Hindistan turnuvada iki maç aldı. Usta vurucu birinde 99 diğerindeyse 110 yaptı. Biraz da kaptan Dhoni'nin verdiği desteği işin içine katalım fakat bu ikilinin dışındakiler, kimilerine göre vuruculara ters gelen bu wicketta yokları oynadılar. Tüm sezonu, uyanmaya çalışmakla geçiren Yuvraj Singh, hafif hafif nefes almaya başladı ama bir finalde patlama yapacak düzeye gelebildi mi? Üstelik 4. sırada hücuma katılmaya hazırlanan bir oyuncu için, başlangıç vurucuları güven verici bir ortam hazırlayabilir mi? Sehwag'ın üstüste 30'u geçtiği iki maç yok. Dinesh Karthik, orta sıralara alışık bir vurucu olarak opener olmayı yadırgıyor. Virah Kohli ya da Rohit Sharma'dan hangisinin 3.sırada olduğu, şuana dek durumda bir değişiklik yaratmadı. Twenty20'nin de yıldızlarından Suresh Raina, henüz bir maçta 10'u geçebilmiş değil. Böyle bir durumda güvenebilecekleri departman tabi ki bowling. Orada Praveen Kumar, Hindistan için serilerin en yararlı oyuncularından biri oldu. Hızlı atıcılarda Ishant Sharma, bana göre Asish Nehra'dan daha faydalıydı. Özet olarak görünen o ki, Hindistan'ın galibiyet anahtarı, yine olası bir Sehwag-Dhoni ortaklığından gelecek. Fakat cricinfo'da, hücumdaki sıkıntılara çare olarak, Rawindra Jadeja'nın yerine ekstra bir vurucu, Rohit Sharma'nın kullanılabileceği önerilmiş ki kendisinin Asya Kupası'ndaki performansına bakınca mantıklıymış gibi gözüküyor. Zaten Sehwag da, Eurosport'un haberine göre Sharma, Kohli, Raina gibi genç vuruculara güvendiğini belirtiyor.

Muhtemel Kadro: 1 Virender Sehwag, 2 Dinesh Karthik, 3 Virat Kohli, 4 Yuvraj Singh, 5 MS Dhoni (capt & wk), 6 Suresh Raina, 7 Rohit Sharma, 8 Praveen Kumar, 9 Ishant Sharma, 10 Ashish Nehra, 11 Munaf Patel

Dambulla: Mevsimsel olmayan yağmurlar, kriketseverleri yanılttı. Fakat, aradan sonra da görüldü ki genellikle batsmanlar için zorlayıcı nitelikte değerlendirilen wicket, bu etiketi hakettiğini gösterdi. Açık farkla biten maçlar da bunun istatistiksel kanıtı. Hava raporları, yarın için bulutlu/açık diyor ve bu da, büyük ihtimalle para atışını seçen takımın hücum yapmayı tercih edeceğini gösteriyor.

Tarih: Yakın zamandaki Asya Kupası gösterdi ki, grup aşamasındaki sonuçlar aldatıcı olabilir. Rangiri Dambulla'da Sri Lanka, Hindistan'ı yenerken zorlanmadı ama finalde gülen taraf, konuk ekip oldu. Her ikisinde de para atışını kazanan, maçı da galibiyetle sonlandırdı.

Özetin özeti: Maçın sonucunu belirleyecek üç önemli faktör: Hava atışı ve buna bağlı para atışı, Sri Lanka'nın hızlı atıcıları ve Hindistan'da Sehwag'ın ne yapacağı.

27 Ağustos 2010 Cuma

İngiltere-Pakistan, 4.Test, 2.Gün, İngiltere 346/7

İngiltere 346/7 (Trott 149*, Broad 125*, Amir 6/73)

Dünkü yağmur nedeniyle kısa süren bir günün ardından Lord’s kriket alanı 2.güne merhaba dediğinde güneşli bir hava güzel bir maçın ilk habercisi gibiydi. Yarım kalan dünkü overını tamamlayan Mohammad Amir’in ilk atışları herhangi bir wicketla sonuçlamasa bile topun çizgisi ve aldığı falso Pakistanlı atıcılar için umut vericiydi. Bir önceki maçtan dolayı baskı altında olan İngiliz vurucular wicketa uyum sağlamaya çalışırken Mohammad Amir’in muhteşem atışı Alastair Cook’u oyun dışında bırakırken Pakistan için ilk hedef gerçekleşmişti. Sonrasında Mohammad Asif’in overı kazasız belasız geçildiğinde Kevin Pietersen ve Jonathan Trott derin bir oh çekmişler ve önlerindeki zor günün nasıl geçeceğini düşünmeye başlamışlardı. Bütün bunlar olurken Lord’s seyircisi bir kahramanın doğuşuna tanık olacaklarından habersizdi. Mohammad Amir bir kez daha atış için geldiğine aynı over içinde hem Pietersen’i hem de Paul Collingwood’ı avladığında İngilizlr şaşkın bir şekilde skorborda bakıyorlardı. Lord’s seyircisi ise gözlerine inanamıyordu. Dünü bir wicket kaybederek 39 sayıda bitiren İngiltere bir anda sayı kazanamadan 3 wicket daha vermiş ve skor 39/4 olmuştu. Trott ise neredeyse her overda karşısında yeni bir partner buluyor ve olann bitene anlam veremiyordu. Ancak Mohammad Amir’in daha söyleyecek sözleri olduğundan habersiz tekrar toparlanmaya çalışırken Eoin Morgan da dışarıda kaldığında oyun 47/5 olmuştu. Bir önceki maçta İngiltere’yi bir utançtan kurtaran Matt Prior devreye girerek yemek arasına takımını Trott ile beraber taşıdığında skor 97/5 idi ve seansın galibi hiç kuşkusuz Pakistan olarak görülüyordu.

Yemekten sonra da devam eden Amir fırtınası son kurbanları arasına Prior ve Grame Swann’ı kattığında skor 102/7 olmuş ve İngiltere Trott’un tüm çabalarına rağmen utanç verici bir skorla karşı karşıya kalmak üzereydi. Bir an evvel İngiltere’nin tüm vurucularını dışarı çıkarmak için sabırsızlanan Pakistanlılara Stuart Broad’ın kendinden emin vuruşları engel olmaya başladığında Pakistan’ın sinirleri gerilmeye başladı ve bir ara oyundan ziyade her iki takım oyuncuları arasındaki ağız dalaşı setredilir hale geldi. İki Yeni Zelandalı hakemin zamanında müdahalesiyle olaylar yatıştıysa da Pakistan’ın ritmi bozulmaya başlamıştı. Çay arasına gelindiğide skor 185/7 olmuştu.
Krikette her ne kadar bireysel performanslar ön planda gözükse ve yıllar içinde anlatılsa da temel bir gerçek var, o da kriketin bir takım sporu olduğu. Dolayısıyla her zaman maça başlarken takım olarak bir planınız olmak zorunda bunu takımdaki her oyuncunun üzerine düşeni yapmasıyla uygulamak zorundasınız. Bunu en güzel örneklerinden birini bu maçta Pakistanlı atıcıların nasıl Amir’i yalnız bıraktıkarını görerek yaşadık. Geçen maçın kahramanı Wahab Riaz ritminden uzak, Mohammad Asif çabalarının karşılığını alamadığı için küsmüş ve Saeed Ajmal wickettan dikkate değer spin çıkaramazken Pakistan bir anda dağılmaya ve raydan çıkmaya başladı. Bundan sonra parıldayan güneşin altında tek görülen şey Trott ve Broad’ın muhteşem bir batting dersi oldu. Bir çok rekoru altüst eden bu ikili gün bittiğinde beraber 244 koşu çıkarmış, Broad kariyerinin ilk 100 koşusuna ulaşmış ve Trott yıl içinde en çok koşu yapan 2. vurucu olma ünvanını kazanmıştı. Tarihe geçen ikili Lord’s kriket sahasını terk ederken seyircilerin bu ikiliyi ayakta alkışlamaları, akşam güneşinin güzelliğiyle birleştiğine muhteşem bir günün bitişi kutlanıyordu.

Bugünün galibi ise hiç kuşkusuz İngiltere oldu. Çok zor bir durumdan toparlanıp 346/7 ile gün tamamlandığında İngiltere artık en az 400 sayıyı hedefleyip sürklase olan Pakistan’ın gün bittiğinde tüm oyuncularını oyun dışında bırakmayı amaçlayacaktır. Böyle bir moral bozucu günden sonra Pakistan’ın toparlanması hayli zor gözüküyor. Yarın acaba bugün gibi büyük sürprizlere sahne olur mu bilinmez ama Pakistan için tehlike çanlarının çaldığı bir gerçek. İngiltere bu haliyle maçı kesinlikle kaybetmeyecek bir duruma geldi ve artık Pakistan’ın baskı altındaki kırılganlığından faydalanarak seriyi galibiyetle bitirmeyi hedefleyecektir.

26 Ağustos 2010 Perşembe

İngiltere-Pakistan, 4.Test, 1.Gün, İngiltere 39/1

İngilizlerin hava tahminlerine ne kadar meraklı oldukları herkesçe bilinen bir olgu. Yıllarca futbol ve kriket nedeniyle ben de artık hava tahmini konusunda onlar kadar saplantılı olduğumu itiraf etmeliyim. Bir maçın nasıl geçeceğini öngörebilmek için iyi bir hava durumu izleyicisi olmak gerekiyor. Londra’da dün gece başlayan şiddetli yağmur nedeniyle bugün maçın geç başlayacağı haberi kötü gidecek bir günün habercisiydi. Önce yemek saati erkene alındı, daha sonra kura atışı yapıldı. Bu şartlar altında kritik öneme sahip kurayı kazanan Pakistan kaptanı Salman Butt, İngiliz meslekdaşı Andrew Strauss’un kıskançlık dolu bakışları arasında önce atıcı olmayı seçtiğinde Pakistan avantajı ele geçiren taraf oldu. Maçın ilk atışı için genç yetenek Mohammad Amir topu eline aldığında Pakistan taraftarlarının yüreği küt küt atıyordu. Ancak ilk top Amir’in elinden çıktığında öyle bir geniş açıyla gitti ki wicketkeepera hiç şans bnırakmadan anında 5 wide sayısı geldi. Bu komik durum herhalde atışı karşılayan Andrew Strauss’un aklına 2006 Ashes’da Steve Harmison’ın The Gabba’daki atışını getirmiştir. Sonrasında kapalı havanın verdiği avantajı erken wicketlara çevirmek isteyen Amir ve adaşı Asif vurucu rakiplerini zorlamaya başladı. Mohammad Amir 3.overda Alastair Cook’u avlamaya çok yaklaşsa da (Umar Akmal basit bir catch şansını tutamadı) ilk oyundan çıkma şanssızlığını yaşayan vurucu Asif’in atışını iyi okuyamayıp leg stump’ını kaybden kaptan Strauss oldu.

Maç tam bir ritm bulmaya başlamıştı ki tabiat ana bir kez daha kendini göstererek yağmuru getirdiğinde günün geri kalanının oynanma ihtimali de giderek azaldı ve ilk gün sona erdi. Yarın için havanın kapalı ancak yağmurun hafif olacağı öngörülmekte. Her geçen saat Pakistan için seriyi eşitleme şansının azalması demek. Yarın için Pakistan’ın yapması gereken ilk şey yemek arasına kadar en az 2 wicket yapıp İngiltere’yi baskı altına sokmak olacak. Eğer 3. günün sonuna kadar her 2 takım da ilk inninglerini tamamlarsa o zaman bu maçın beraberlik harici bir sonuçla bitme olasılığı artacaktır. İngiltere ise yarınki ilk seansı kayıpsız atlatırsa rahat oynayıp 400 hatta 500’ü zorlayabilir. Bu da kalan günde İngiltere’nin yenilgi şansını neredeyse sıfıra indirecektir.

25 Ağustos 2010 Çarşamba

İngiltere-Pakistan, 4.Test, 26-30 Ağustos 2010, Lord's, Londra

İngiltere: The Oval’daki maça kadar İngiltere büyük bir özgüvene sahip takım görüntüsü veriyordu. Beklenmedik bir biçimde The Oval’da bir çöküş yaşadılar ve kafalardaki soru işaretlerini giderebilmek için sadece bir maçları kaldı. Ashes öncesi son provada İngiltere için kazanmanın önemi bir kat daha artmış durumda. Bu seriyi 4-0 kazansa Test sıralamasında Avustralya’nın üstüne çıkarak psikolojik bir avantaj yakalama şansı da ortadan kalktı. Alastair Cook’un biraz eski formunu bulmaya başlaması bir önceki maçın tek pozitif noktasıydı. Bu maç az çok Ashes serisi için kadronun belirleneceği maç olacak ve tüm İngiliz oyuncular son kostümlü provada en iyisini yapmak zorunda olduklarının bilincindeler. Takımda bir değişiklik beklenmiyor.
Muhtemel Kadro: Andrew Strauss, Alastair Cook , Jonathan Trott, Kevin Pietersen, Paul Collingwood, Eoin Morgan, Matt Prior, Graeme Swann, Stuart Broad, James Anderson, Steven Finn


Pakistan: Herkesi yanıltarak geçen hafta aldıkları galibiyetle bir anda seriyi eşitleme şansı yakalayan Pakistan’ın en büyük derdi istikrarsızlık olarak göze çarpıyor. Akla gelen ilk soru acaba geçen haftaki galibiyet büyük bir sürpriz mi yoksa yeniden eski güce kavuşmanın bir göstergesi mi? Her ne kadar ben birinci şıkkı düşünsem de Pakistan artık bir istikrarı yakalamak gerektiğinin farkında. Geçen maçta oynamayan Umar Gul sakatlığını atmış olsa bile bir önceki maçın kahramanlarından Wahab Riaz’ın yerini alması zor. Salman Butt da açılış vuruculuğundan üçüncü sıraya geçerek biraz olsun formunu buldu. Büyük bir sürpriz olmazsa Pakistan da aynı kadroyla maça çıkacak.
Muhtemel Kadro: Yasir Hameed, Imran Farhat, Salman Butt, Azhar Ali, Mohammad Yousuf, Umar Akmal, Kamran Akmal, Mohammad Amir, Wahab Riaz, Saeed Ajmal, Mohammad Asif

Lord’s: Halen birçoklarına göre kriketin mabedi burası. Dünyanın en özel ve anlamlı kriket alanı. Tüm ouncular için burada oynamak ve buranın onur listesinde yer almak gerçekleşmesi istenen en anlamlı rüya. Burada iki takım en son 2006’da oynadıklarında maç berabere bitmişti. Burada İngiltere 2005’ten beri yenilmiyor. Pakistan ise daha bir ay önce ev sahibi sıfatıyla oynadığı maçta Avustralya’ya yenildi. Vurucular için çok uygun bir wicketa sahip olan Lord’s, atıcılara avantaj sağlayacak fazla unsur içermiyor. İlk iki gün kapalı ve yağmurlu bir hava olasılığı atıcıların şansını arttıracaktır. Kural olarak burada kurayı kazanan takımın hep vurucu olmayı seçtiğini hatırlatalım.

Serinin Önceki Maçları

İngiltere-Pakistan, 1.Test, Trent Bridge, Nottingham

İngiltere 354 (Morgan 130, Collingwood 82, Asif 5/77) & 262/9dec (Prior 102no, Gul 3/41)
Pakistan 182 (Gul 65no, Malik 38, Anderson 5/54) & 80 (Kaneira 16no, Anderson 6/17)
İngiltere 354 koşuyla kazandı

İngiltere-Pakistan, 2.Test, Edgbaston, Birmingham

Pakistan 72 (Amin 23, Anderson 4/20) & 296 (Haider 88, Ajmal 50, Swann 6/65)
İngiltere 251 (Pietersen 80, Trott 55, Ajmal 5/82) & 118/1 (Strauss 53no, Trott 53no, Amir 1/31)
İngiltere 9 wicket ile kazandı

İngiltere-Pakistan, 3.Test, The Oval, Londra

İngiltere 233 (Prior 84no, Broad 48, Riaz 5/63) & 222 (Cook 110, Trott 36, Amir 5/52)
Pakistan 308 (Ali 92, Yousuf 56, Swann 4/68) & 148/6 (Butt 48, Yousuf 33, Swann 3/50)
Pakistan 4 wicket ile kazandı.

Triangular Series 6. Maç Günü: Hindistan finalde



Sri Lanka'nin evsahibi sıfatıyla katıldığı üçgen serileri finalindeki rakibi, Yeni Zelanda'yı rahat deviren Hindistan oldu. Maçın yıldızı, 110'a ulaşan Virender Sehwag'dı.

Turnuvanın ana fikri 'istikrarsızlık' yine gündemdeki konuydu. Yeni bir 'zeminle' girilen maçta Hindistan, para atışını kazanıp, hücumu seçerken, beklendiği gibi, Rohit Sharma'nın yerine Virat Kohli'yi, 3. sıraya yerleştirmişti.Fakat mücadele, güne 'batting' konusundaki soru işaretleriyle giren Hindistan için sancılı başladı. Dinesh Karthik daha ilk overda, yerine giren Virat Kohli 8 koşu yapmışken, Yuvraj Singh ve Suresh Raina ise, kısa atışlarla yükseğe çıkan toplara hamle yapmaya çalışırken oyun dışı kaldılar. Yeniden maç kadrosuna giren Tim Southee, maç başında aldığı iki wicketla Yeni Zelanda'nın moralini yükseltti. Fakat onların asıl problemi, tıpki Sri Lanka'nınkine benziyordu. Bir maç iyi bir maç kötü performans çıkaran Virender Sehwag, 99'undan sonra, bu kez de turnuvada 100'e geçen ilk adam oldu. Hindistan over'larında bundan sonrası, belki de kendi adına, bu turnuvadaki en iyi hücum performansını çıkaran MS Dhoni'ye kaldı. Kaptansa 38'iyle Hindistan'ın 223'e ulaşmasında büyük pay sahibi oldu.

İkinci devreyse, bu turnuvada sık gördüğümüz 'hücum sıkıntısı yaşayan takımlar' filmini yeni baştan izletti bizlere. Fakat seride bu seferki farklılık, Yeni Zelanda'nın ayakta kalan hiçbir vurucu çıkaramamasıydı. Açılış departmanında denenen BJ Watling, daha iyisi beklenen Martin Guptill gibi kötü kapattı turnuvayı. Ross Taylor'ın oyuna girişi çok çabuk oldu.O da, temelsiz bir binaya kat çıkamayınca hücum takımı çaresiz kaldı. Hızlı atıcı Praveen Kumar, etkili olamadığı Sri Lanka maçından sonra güzel bir geri dönüş sundu rakip kaptanı yemledikten sonra dışarı göndererek. 4-4 ve out...Bir sonraki umut kapısı, Scott Styris'dı fakat o da Praven Kumar'ın atışında topu, sopasının iç tarafıyla çubuklara gönderince tek koşuyla dışarıda kaldı. Son şans Nathan McCullum 5'te çıkınca maçın galibi az çok belli oldu. Kyle Mills, kaydettiği 7 adet FOUR ve 3 adet SIX'le, 52 yaptı ama rekora iki kala, bu beklenmedik direnişi ve Hindistan'ın galibiyet kutlamalarını biraz geciktirişi sonlandı. Sonuç olarak Hindistan, 105 koşu farkla kazandı.

Cumartesi günkü Final maçı, tıpkı Asya Kupası maçında olduğu gibi, Hindistan ve Sri Lanka'yı buluşturacak.

photo:www.cricinfo.com

24 Ağustos 2010 Salı

Triangular Series 6.Maç Günü: Hindistan-Yeni Zelanda

Üçgen serilerde grup maçlarının son buluşması, yarın Yeni Zelanda ve Hindistan'ı karşı karşıya getirecek. Kazanan, evsahibi Sri Lanka'nın finaldeki rakibi olacak.

Yeni Zelanda: Şu ana dek 'hücum yapamamak' tüm takımların korkulu rüyası oldu. Yeni Zelanda da, turnuvanın geride kalan kısmında bu sorunu derinden yaşamaya aday. Kiwilerin, serilere getirdiği kadroda, hırçın çocukları Jesse Ryder, kaptan Daniel Vettori ve ikinci kaptan Brendon McCullum gibi eksiklerin bulunduğunu daha önce de belirtmiştik. Hücuma büyük destek verecek bu isimlerin boşluğunu doldurmak da özellikle Ross Taylor'a kalmıştı. Taylor ve Scott Styris, Hindistan'a karşı oynanan ve kazanılan ilk maçta çok iyi bir ikili oluşturmuş, kaybedilen wicketlarla telaşlanan takımı toparlamışlardı. Fakat istikrarsızlık, adeta turnuvanın göbek adı oldu. Mesela Yeni Zelanda'nın openerlarından BJ Watling, hücum yapabildiği tek maçta 55'e ulaşabilmişken, çok şeyler beklenen Martin Guptill, 11 sayının üzerine çıkamadı. Guptill, bir önceki maçta sakattı ama yarın açılışçı vurucular arasında yerini alacak. Böylelikle Peter Ingram büyük ihtimalle hücumda 4.sıraya, sakatlığı nükseden Jacob Oram'sa kenara çekilecek. All-rounder Oram'la beraber off-spinner Kane Williamson'ın sakatlanması, bowling'deki opsiyonları kısıtlıyor ama bu turnuvada maçları getiren hep topu döndürebilen hızlı atıcılar oldu. Büyük ihtimalle şuana dek toplam 10 overda izleyebildiğimiz Andy Mckay ya da Tim Southee'den biri sahada karşımıza çıkacak.

Muhtemel Kadro: 1 Martin Guptill, 2 BJ Watling, 3 Ross Taylor (capt), 4 Peter Ingram, 5 Scott Styris, 6 Grant Elliott, 7 Gareth Hopkins (wk), 8 Nathan McCullum, 9 Daryl Tuffey, 10 Kyle Mills, 11 Andy McKay/Tim Southee


Hindistan:Sri Lanka'ya rekor farkla kaybettikleri maç, batting'deki -aslında Twenty20 Dünya Kupası'nda da göze batan- sıkıntılarını gözler önüne serdi. Usta Virender Sehwag üst üste iyi ODI maçları çıkaramıyor. Virat Kohli veya Rohit Sharma'dan beklenen koşuların sayısı da kısıtlı. Takımın güvenilir isimlerinden kaptan MS Dhoni ve tek günlüklerin değişmezi Suresh Raina bile, oyunun kaderini değiştirecek direnişler gösteremedi. Yuvraj Singh, bu seneki görüntüsünden çok uzak değildi ama Sri Lanka maçının küçük de olsa olumlu bir noktasıydı Hindistan için. Aynı şeyleri, hızlı atıcı Ishant Sharma için de söyleyebiliriz. Praveen Kumar'la beraber, Yeni Zelanda'yı zorlayacak atıcılar arasına girebilir. Ben bu kez Rohit Sharma'nın yerine, Virat Kohli'nin oynayabileceğini düşünüyorum. Tabi genelde olduğu gibi para atışını kimin kazanacağı da 'gece takibinin' kim tarafından yapılacağını belirlemesi açısından önemli.

Muhtemel Kadro: 1 Virender Sehwag, 2 Dinesh Karthik, 3 Virat Kohli, 4 Yuvraj Singh, 5 MS Dhoni (capt & wk), 6 Suresh Raina, 7 Ravindra Jadeja, 8 Praveen Kumar, 9 Pragyan Ojha, 10 Ishant Sharma, 11 Ashish Nehra

Dambulla ve Hava Koşulları:

Atışların ve vuruşların yapıldığı 'pitch', bu maç öncesinde değiştirdi ve karakteristiğini etüd etmek takımların birkaç over'ını alabilir. Fakat cricinfo'ya değerlendirmeye yapan Hindistan kaptanı Dhoni, antrenman seansında,yarın büyük farklılıklar beklemeyediğini söyledi. Hava koşulları da yine tedirgin edici çünkü beklenen hafif bir yağmur yağışı var. Bu da Duckworth/Lewis metodunu gündeme getireceğinden para atışını kazanan takımın tercihi ilginç sonuçlar doğurabilir. Yeni Zelanda ve Sri Lanka arasındaki maç da yağmur yüzünden tamamlanamamıştı.

Kriket Dünyası Pakistan'a Yardım Elini Uzatıyor



26 Temmuz’dan beri Pakistan’ı etkileyen ve çok büyük zarar veren sel felaketinin uluslararası yardım kuruluşlarını harekete geçirmesinden sonra kriket dünyasından da Pakistan’a yardım çabaları arttı. Yaklaşık 20 milyon kişinin etkilendiği felaket sonrası Pakistan Kriket Kurulu yardım amaçlı bir maç organizasyonu için çalışmalara başladı. Cumartesi günü sonuçlanan İngiltere-Pakistan test maçı sonrasında her 2 takım oyuncuları da aldıkları maç paralarını yardım için bağışlamışlardı. Uluslararası Kriket Konseyi’nin bir karma takım oluşturup Pakistan’da yardım maçı organize etmeyi düşündüklerini açıklamasını takiben Zimbabwe Kriket Kurulu en somut adımı atmak için girişimlerini hızlandırdı.
2006 yılından beri Test maçı oynamayan ve Test statüsüne geri dönmek için çabalayan Zimbabwe, Pakistan’da kriket maçı oynamak için başvuruda bulundu. Hatırlanacağı gibi 2009 Mart ayında Lahore’da Sri Lanka takımını taşıyan otobüsün ve eşlik eden kafilenin saldırıya uğramasından sonra Pakistan’da her türlü uluslararası kriket maçları durdurulmuştu. Zimbabwe Kriket Kurulu başkanı Peter Chingoka yaptığı açıklamada ‘Şu anda aklımızdaki tek düşünce insanların acısını azaltıp yardım edebilmek, bunun için Pakistan’da oynamaya hazırız’ diyerek maçın en uygun zamanda oynanabilmesi için çaba sarf ettiklerini belirtti.

Pakistan’daki yardım faaliyetleri için çalışan ve bağış kabul eden kuruşların bir listesine şu adresten ulaşabilirsiniz. http://www.chowrangi.com/donation-links-and-relief-resources-for-pakistan-flood-victims.html

Twitter ve Kriket


Artık bilgisayarlarımızı açtığımız andaki rutinlerimize bir yenisi daha eklendi.Evet, ne ‘yazık ki’ Twitter hayatımıza çoktan girdi. Fakat köprünün öteki tarafındakiler, yani takip edilen bir sürü sporcu da işin keyfini sürüyor ama ipin ucunu kaçıranlar, olayı abartanlar da var.

Kriketçiler arasında da Shane Warne’undan tutun, Steve Finn’ine kadar bir çok oyuncunun twitter hesabı mevcut. Hatta IPL’in devrik başkanı Lalit Modi bile, kendisini dolaylı olarak bu site üzerinden ‘öterek’ savunmuştu. Fakat İngiltere’nin 19 yaş altı takımından Azeem Rafiq, kadroya alınmadığını duyunca hırsını parmaklarından çıkarıp, “Hocam beş para etmez” (not: kibar çeviri, tam karşılık için; kelime: wanker ) diye gönderdiği tweetle gündeme oturdu. Fakat bu davranışı, sadece 1 ay cezalandırılmasıyla sonuçlanmadı. Görünüşe göre İngiltere, önümüzdeki sene milli takımla kontrat yapacak oyunculara, 'Twitter kullanmayacağımı taahhüt ederim.' maddesini de imzalatacak. Haberi cricinfo’dan okuduğumda hemen aklıma Okcan Basat’la bu konu üzerinde duruşumuz geldi. Avustralya’lı Philippe Hughes da, geçen seneki Ashes zamanında 3.Test maçı kadrosuna alınmayacağını öğrenince erkenden ‘ötmüş’, ya da bir diğer deyişle kendince- saflığından mı bilinmez-takım stratejilerini sabote etmişti. Sadece takımını değil, kendisini de zora düşürenler de olmadı değil. Hafif kilolu Tim Bresnan da, malum konu üzerine şaka yapmayı amaçlayan bir hayranının, ‘Şişko Bresnan’ temalı Photoshop çalışmasını görünce küplere binmişti. Greame Swann ve Stuart Broad’un aynı konu üzerindeki tweetleriyle bir sorunu olmayan Bresnan, mevzu bahis hayranını twitter üzerinden paylamış, küfür kıyametten sonra : “Pardon,İngiltere milli takımını temsil eden bir oyuncu olarak böyle yapmamam lazımdı abarttım galiba” diye de özür dilemişti. Kısacası Twitter vakaları bir hayli fazla, hatta Yeni Zelanda rugby takımı da, NBA oyuncuları da bu işten nasibini çoktan aldı. Fakat Avustralya Kriket Kurulu'nun tutumu daha farklı. "Twitter'ın getirisi, götürüsünden fazladır."mantığını benimsenmiş olacak ki bu seneki Ashes'ta hem Facebook'a hem de Twitter'a "Sorun değil."açıklamasını yaptı. Tabi test kriketinin canlı tutulmaya çalışıldığı şu günlerde, yalnızca Micheal Clarke'ın 40,000 takipçisini mağdur etmek, pek de akıllıca olmazdı?

22 Ağustos 2010 Pazar

Triangular Series 5.Maç Günü: Sri Lanka Finalde


Serilere Dambulla'da evsahipliği yapan Sri Lanka, özellikle ilk devredeki performansıyla Hindistan'ı bozguna uğratarak finale ulaşmayı başardı.

Final ulaşabilmek için, Sri Lanka'nın kazanması gerekiyordu ama bu kadarını da -büyük ihtimalle- onlar da beklemiyorlardı. Sri Lanka kadrosunda fazla sürprize yer yoktu. Cezası biten Suresh Randiv, Ajantha Mendis'le yer değiştirmiş, diğer spinner Rangara Herath'sa yerini orta-hızlı atıcı Thisara Perera'ya bırakmıştı. Para atışını kazanan Hindistan , bir çok takımın Dambulla'daki tercihini tekrarladı ve 'Batting'î seçti. Kaptanın pişman olması uzun sürmedi. Bir önceki buluşmanın 99'luk kahramanı Virender Sehwag, Nuwan Kulesekara'nın içe falso alan atışıyla 12 koşudayken dışarıda kaldı. Sri Lanka bundan sonrasını getirirken-kısmen Yuvraj Singh dışında- herhangi bir zorlanma yaşamadı.Singh 8.over'da oyuna girerken, Hindistan'ın ulaşabildiği sayı sadece 26'ıydı.
38'e ulaşıp, en fazla sayı üreten Singh, kötü geçen bir sezonun ve yakın zamanda atlattığı hastalığının ardından biraz olsun moral bulabildi.Singh'in ilk partneri Rohit Sharma'nın, Angelo Matthews'un döndürdüğü topu ayağıyla engelleyip 11'de çıkması kadar hayal kırıklığı yaratan bir şey varsa, o da genç yaşına rağmen Hindistan'ın ODI'lardaki tecrübelisi Suresh Raina'nın 8'de çıkmasıydı. Bu, yeni bir kahramanlık gösterisini başlatacaktı çünkü atışın sahibi Perrera, ODI kariyerinde ilk kez 'bir maçta 5 wicket' onuruna giden yola böyle girecekti. Bu turnuvada hiç kullanılmayan orta-hızlı atıcının daha sonraki kurbanları kaptan MS Dhoni, Ravindra Jadeja, Praven Kumaar ve Ishant Sharma oldular. Devre bittiğinde Hindistan yalnızca 103'e ulaşabilmişti.
20 overlık Twenty20 maçlarında bile çok düşük sayılacak bu skor, 50 over'da tabi ki Hindistan'ın havluyu attığına işaretti. Nitekim Sri Lanka, yapması gerekeni zorlanmadan başardı ve bonus puanla galibiyeti elde etti. Üstelik, normalde 3 veya 4. sırada hücuma gelen ancak bu kez 'devreyi açan' Mahela Jayawerdene'le Tillakaratne Dilshan ikilisi bozulduğunda 10. overa gelinmişti ve Sri Lanka çoktan 68'i bulmuştu. Burada Hindistan'ın hızlı atıcıları Praveen Kumar ve Asish Nehra'nın hatalı çizgi seçimleri ve topu hiç döndürememeleri Hindistan için büyük eksiydi. Atıcılar arasında dikkat çeken biri varsa, o da Ishant Sharma'ydı. Sharma aynı zamanda adeta güzel bir binanın temeliyle birinci katını çıkan ikiliyi üst üste dışarı gönderen oyuncuydu. Ama çok geç gelen bu hamlenin sonrası,Sri Lanka için çok zor değildi.
Hindistan'ın 203 top kala ve 8 wicket farkla kaybettiği maç, ODI tarihin en ağırlarından biriydi. Kalan toplar bakımından, uğranılan hezimet 1981'de Avustralya'ya karşı daha 174 top varken kaybedilen maçı gündeme getirdi.*

*: Bu istatistik, http://timesofindia.indiatimes.com/sports/cricket/series-tournaments/sri-lanka-tri-series/top-stories/Perera-fiver-guides-Sri-Lanka-into-tri-series-final/articleshow/6393365.cms adresinden alınmıştır.

İngiltere-Pakistan, 3.Test, 4.Gün, İngiltere 233&222, Pakistan 308&148/6, Pakistan 4 wicket ile kazandı

İngiltere 233 (Prior 84no, Broad 48, Riaz 5/63) & 222 (Cook 110, Trott 36, Amir 5/52, Ajmal 4/71)
Pakistan 308 (Ali 92no, Yusuf 56, Swann 4/68) & 148/6 (Butt 48, Yousuf 33, Swann 3/50)

Pakistan 4 wicket ile kazandı.

Büyük bir güvenle dördüncü güne başlayan Pakistan’ın ilk hedefi son 2 İngiliz vurucuya fazla koşu şansı vermemekti. Nitekim Steven Finn ve Stuart Broad’dan oluşan ikili, sadece bir sayı almayı başarabildi ve İngiltere tüm vurucularını kaybettiğinde ancak 22 sayı toplayabilmiş (dün çay arasına girildiğinde skorun 194/3 olduğunu hatırlatmakta fayda var) ve çöküş tamamlanmıştı. Tabuta son çiviyi çakan Mohammad Amir inningi 5 wicket alarak sonlandırdığında İngiltere topraklarında bir inningde 5 wicket alan en genç yabancı oyuncu olma onurunu da kısa kariyerindeki başarı hanesine eklemişti.

Bu dakikadan sonra Pakistan’ın galibiyet için sadece 148 sayıya ihtiyacı kalmıştı. Buna rağmen herkesin aklında aynı soru vardı. Acaba Pakistan bu 148 sayıyı alabilecek miydi? Daha önce Pakistan’ın çöküşünü defalarca izlemiş olan ve sadece bu seride 2 kez 100 sayının altında kalarak inningini tamamlamış (ilk maçta 80, 2.maçta 72) olduğunu bilen İngilizler galibiyete herkesten daha fazla inançlı bir şekilde sahaya geri döndüler. Daha ilk over bitmeden James Anderson’ın Yasir Hameed’in oyun dışı bırakmasıyla İngiltere’nin galibiyete olan inancının arttığı açıktı. Sonrasında oyuna giren kaptan Salman Butt, herhalde o an başka birisinin Pakistan’ın kaptanı olarak o sorumluluğu taşımasını istiyordu. Önemli bir karar vermesi gerekliydi, ya rüzgarı arkasına almış İngiliz atıcılara atak yaparak karşılık verecekti ya da çok dikkatli oynayıp İngiliz atıcıların hata yapmasını bekleyip koşuları yavaş ama emin bir şekilde bulmaya çalışacaktı. Aşırı dikkatli oynamaya çalışmanın Pakistan gibi dengesiz bir takımda artan baskıya yol açacağını fark eden Butt doğru kararı vererek karşı saldırıyı başlattı ve ortaya koyduğu mantalite sayesinde Pakistan yemek arasına ulaştığında skor 115/3 ve maçı kazanmak için sadece 33 sayıya ihtiyaç vardı.
İngiliz oyuncular maçın bittiğine henüz inanmadıklarını yemek arasında dönüşte bir kez daha ortaya koydular ve Azhar Ali’nin tereddüdünden faydalanıp onu run out ile çıkardıklarında Pakistanlı oyuncuları baskı altında ezmeye başladılar. Sonrasında Mohammad Yousuf’un Anderson tarafından avlanması baskıyı giderek arttırdı ve ardından Karman Akmal’ın Graeme Swann’a yenik düşmesi skoru 132/6’ya getirdi ve sinirler iyice gerildi. Son 16 koşu için Umar Akmal ve maçın adamı seçilen Mohammad Amir dayanmayı başararak Pakistan’a 2001’den sonra İngiltere topraklarında ilk galibiyetini getirmeyi ve sel felaketi nedeniyle kötü günler geçiren Pakistan’da yurttaşlarının yüzünü azıcık olsun güldürmeyi başardılar.

21 Ağustos 2010 Cumartesi

Triangular Series 5. Maç günü: Sri Lanka-Hindistan

Sri Lanka'nın Yeni Zelanda ve Hindistan'ı ağırladığı Triangular Series'de bir sonraki maç gününde evsahibi Sri Lanka ve Hindistan'la karşı karşıya geliyor. Son maçına hazırlanan Sri Lanka, finale kalmak istiyorsa kazanmak zorunda.

Sri Lanka: Herkes galip gelirken bonusu da kapmış, Sri Lanka'nınsa bunu başaramamış olması evsahibinin önemli eksiğiydi. Pek de mevsimsel olmayan yağmurun aniden bastırıp, iyi giden bir Yeni Zelanda maçının sonlanmasına izin vermemesi ise şanssızlığı oldu. Üstüne üstük, tarihe 'Randiv no-ball'u olarak geçen olayın üzerine 'Sangakkara'nın McCullum'a 'dayılanması', hep maçların sonuçlarından çok başka başka şeylerin konuşulmasını sağladı. Fakat özellikle Tillakaratne Dilshan'ın Yeni Zelanda hızlı atıcıları karşısındaki cesaretiyle Mahela Jayawardene'nin üzerinden attığı durgunluk, ön sıra vurucuları açısından takımın üzerindeki baskının biraz hafiflemesini sağlayacak gibi. Buna ek olarak, bu turnuvada ilk kez sahaya sürülen Chamara Silva'nın neredeyse half-century'i zorlaması da, ortadan sona doğru sıralanan hücumcular açısından takımın artısı oldu. Cezası biten Suresh Randiv, büyük ihtimalle Ajantha Mendis'in yerine yeniden takıma alınır, bir diğer spinner Rangara Herath'ın yerine de bir önceki maça göre fazladan bir hızlı atıcı kullanılabilir. Thisara Perera da bu turnuvada ilk kez sahaya çıkabilir.

Muhtemel Kadro
:1 Tillakaratne Dilshan, 2 Upul Tharanga, 3 Kumar Sangakkara (capt & wk), 4 Mahela Jayawardene, 5 Angelo Mathews, 6 Chamara Silva, 7 Thisara Perera, 8 Suraj Randiv, 9 Nuwan Kulasekara, 10 Dilhara Fernando 11 Lasith Malinga

Hindistan: Yavaş yavaş Dünya Kupası kadrosunu şekillendirmeye bakan Hindistan'sa rakibe göre daha rahat, çünkü rakiplerini Virender Sehwag'ın 'bonus' performansıyla yendiler. Sehwag çok önemli bir vurucu fakat Testteki başarısını ODI'lara üst üste iki maç yansıtıp yansıtamayacağı konusu, maçı izleme sebeplerimizden biri olacak. Hindistan'da yine hastalığından kurtulduğu haberi gelen Yuvraj Singh, pek de keyifli geçirmediği bir dönemde takıma büyük ihtimalle geri dönecek ama yapabilecekleri de ayrı merak konusu. Bu da bana göre büyük ihtimalle Virat Kohli'nin kadroya girememesi demek oluyor. Hindistan'ın ön sıra vurucuları, Yeni Zelanda'nın hızlı atıcılarına karşı direnememiş, wicketlar çarçabuk elden çıkmıştı. Eğer ki ilk overlarda Praveen Kumar, Asish Nehra ve Ishant Sharma Sri Lanka'nın top-order'ını kontrol altında tutarsa -bouncerlara hamle yapmayı seven Dilshan'ı erken gönderebilirse- yine işleri çok kolaylamış olacaklar.

Muhtemel Kadro:1 Virender Sehwag, 2 Dinesh Karthik, 3 Rohit Sharma/Virat Kohli, 4 Yuvraj Singh, 5 MS Dhoni (capt & wk), 6 Suresh Raina, 7 Ravindra Jadeja, 8 Praveen Kumar, 9 Pragyan Ojha, 10 Ishant Sharma, 11 Ashish Nehra

Önceki Maçlar:

Maç 1 : Hindistan v Yeni Zelanda Dambulla - Aug 10, 2010
Yeni Zelanda 200 koşuyla kazandı.
New Zealand 288 (48.5 ov); India 88 (29.3 ov)

Maç 2: Sri Lanka v Yeni Zelanda Dambulla - Aug 13, 2010
Sri Lanka 3 wicketla kazandı. ( 55 balls daha varken)

Maç 3: Sri Lanka v Hindistan Dambulla - Aug 16, 2010
Hindistan 6 wicket'la kazandı. ( 93 top daha varken)
Sri Lanka 170 (46.1 ov); Hindistan 171/4 (34.3 ov)

Maç 4:Sri Lanka v Yeni Zelanda Dambulla –Aug 19,2010
Yağmur nedeniyle tamamlanamadı.

Puan Durumu

Üçgen Seriler:

3 takımın aralarında yapacağı maçlardan sonra ortaya çıkacak puan durumuna göre ilk ik sırayı alan takımlar 28 Ağustos 2010 günü final maçına çıkacaklar. Üçgen serilerde
Galibiyet(Bonussuz): 4 Puan
Galibiyet(Bonuslu) : 5 Puan
Yenilgi : 0 Puan
Bonus: Eğer bir takım, diğerinin koşu oranının %25 fazlasıyla galip gelirse, bonus puan kazanılır.

İngiltere-Pakistan, 3.Test, 3.Gün, İngiltere 233&221/9, Pakistan 308

İngiltere 233 (Prior 84no, Broad 48, Riaz 5/63) & 221/9 (Broad 6no, Finn 0no, Amir 4/51, Ajmal 4/71)
Pakistan 308 (Ali 92no, Yousuf 56, Swann 4/68)

Üçüncü gün başladığında bütün gözler son ayların İngiltere adına en formsuz oyuncusu Alastiar Cook’un üzerindeydi. İlk inningler bittiğinde 75 sayı geride olan ve bir önceki gün kaptan Andrew Strauss’u kaybeden İngiltere’nin maçta kalabilmesi için Cook kilit rol üstlenmişti. Bulutlu bir havada hızlı atıcıların saldırısına kahramanca direnen Cook, çok ihtiyacı olduğu şans meleğinin de yardımıyla bu seride ilk kez 50 sayıyı geçmeyi başararak güne İngiltere’nin iyi başlamasını sağladı ve İngiltere ilk inningdeki farkı eriterek yemek arasında gittiğinde skor 110/2 idi. Havanın bulutlu olduğu bir güne iyi başlaması beklenen Pakistanlı atıcılarda ise bir hayal kırıklığı duygusu hakimdi ve bu duygu Yemek sonrası bölümde de kendisini gösterdi. Kendine güveni tekrar yerine gelen Cook, partneri Jonathan Trott’un soğukkanlı oyununun da katkısıyla kutsal 100 sayısına ulaştığında İngiltere maçta kontrolü ele geçirmiş en az 400 sayıyı hedefleyen bir pozisyona gelmişti.

Pakistan adına ilk günün kahramanı Wahab Riaz sonunda Cook’un direncini kırdığında Oval seyircisinin ayakta alkışları arasında Cook oyundan çıkarken yüzünde son aylarda görmeyi unuttuğumuz bir gülümseme kariyerini kurtardığını düşünerek rahatlamış olmanın dışavurumuydu. Oyuna giren Kevin Pietersen ve Trott İngiltere’yi zorlanmadan çay arasına taşıdılar. Çay arasına gidildiğinde her şey İngiltere’nin istediği gibiydi, skor 194/3 olarak skorborda yansımıştı.
Çay arasında Pakistan’ın bölümünde ne oldu, neler konuşuldu bilmemiz mümkün değil. Gördüğümüz tek şey bitkin bir şekilde çay arasına giden Pakistanlı atıcıların geri döndüklerinde maçın gidişatı hakkında farklı fikirlere sahip olduklarıydı. Önce Saeed Ajmal çaydan sonraki ilk overda Pietersen’i ‘yemleyerek’ attığı 3 toptan sonra çıkarmayı başardı. Sonrasında 2 gündür aşırı sıvı kaybı nedeniyle halsiz kalan ve tam kapasiteyle oynayamayan Muhammad Amir Trott’un sabrının taşmasını fırsat bilerek wicketını aldı ve bütün oyun bir anda tersine döndü. Son yıllardır çok nadiren karşılaştığımız İngiltere’nin çöküşünü durdurmak için güvenilir ‘devşirme’ Eoin Morgan da ilk inningin kahramanı Matt Prior da çare olamadı. Günün sonuna gelindiğinde İngiltere inanılmaz bir şekilde son 6 wicketını 27 sayı için kaybetmişti ve güzel başlayan gün tam bir kabusa dönmüştü. 221/9

Tam 4 yıl önce bugün ünlü ball tampering (top zedeleme) skandalı yaşanmış ve Pakistan, önde olduğu test maçından çekilmişti. Bugün ise Pakistan sahayı terk ettiğinde galibiyete çok yakın olmayı hissetmenin rahatlığıyla günü bitirdi.
Dördüncü günde son kalan iki İngiliz vurucu Steven Finn ve Stuart Broad mümkün olduğunca fazla sayı yapıp İngiltere’yi maçta tutmaya çalışacaktır. Hiç şüphe yok ki Pakistan’ın son inninginde her şey olabilir. Kriketseverlere bu maçtan bağımsız genel bir senaryo verip ‘Son inningde maçı kazanmak için 150 sayıya ihtiyacı olmasına rağmen kazanamayacak takım hangisidir’ diye genel bir soru sorulsa gelecek cevapların büyük çoğunluğu Pakistan olacaktır. O yüzden Pakistan her ne kadar günü sonunda önemli bir avantaja sahip olarak görülse de önünde önemli bazı engeller var. 1) Demin de bahsettiğimiz Pakistan’a olan güven! 2) Wicket öngörüldüğü gibi 3.günden itibaren spinnerlar için avantajlı hale geldi. Bugün de gördük ki Saeed Ajmal çok iyi falsolar yakalamaya başladı. Daha yetenekli olan Graeme Swann 4.günden itibaren maça ağırlığını koyabilir. 3) Pakistanlı oyuncular baskı anlarında çok çabuk dağılma potansiyeline sahipler ve onları Mohammad Yousuf’un tecrübesi bile kurtaramayabilir. Bir önceki Avustralya serisinin 2. maçında Pakistan’ın kazanması için 40 sayıya ihtiyacı ve elinde 7 wicket varken bile Avustralya Pakistan’ı çöküşün eşiğine kadar getirdi ve kısa bir zamanda 4 wicket aldılar.
Bütün bunların ışığında avantaj Pakistan’da gibi gözükse de halen İngiltere maçın içinde ve dördüncü gün bir sürprize sahne olabilir. Pakistan’ın en son İngiltere’de galibiyetini Haziran 2001’de aldığını hatırlatmakta fayda var. O son galibiyeti gören tek oyuncu da emekliliği bırakıp geri dönen Mohammad Yousuf.

20 Ağustos 2010 Cuma

Triangular Series 4.Maç Günü: Sri Lanka-Yeni Zelanda Maçı Tamamlanamadı




Sri Lanka-Yeni Zelanda maçı, Yeni Zelanda'nın atış yapmayı seçtiği ilk devrenin 44.over'ında başlayan yağmur yüzünden tamamlanamadı, puanlar paylaşıldı.


Dün, para atışından sonra başlayan ve maçın bugüne ertelenmesine sebep olan yağmur, bugünkü maç öncesinde yerini bulutlu bir havaya bırakmıştı. Hava tahmin raporları, yağmurun er ya da geç geleceğini öngörüyordu. Her iki takımın da dünkü kadrosunda oynama yapmadan çıktığı para atışını yine, Yeni Zelanda kaptanı Ross Taylor kazandı ve söz konusu belirsizliği göz önünde bulundurarak atış yapmayı seçti.
Kyle Mills ve Daryl Tuffy'nin hızlı atışlarını 2 over boyunca sabırla karşılayan Tillarakatne Dilshan, hızlanmak için çok beklemedi ve özellikle Mills'in atış yaptığı 4.over'da 4 FOUR birden kaydetti. Upul Tharanga'yı 12 koşuyla dışarı gönderen bouncer geldiğinde, Dilshan 39'daydı.
Dilshan'ın hızına kaptan Kumar Sangakkara da ayak uydurmaya başladıktan sonra sakatlıktan iyileşen Jakob Oram'la, Scott Styris'ın overlarında rüzgar dindi. Styris, Dilshan'ı 'bowled'la dışarı gönderip 50'yi göstermedi.
Her türden binbir türlü kuş görüntüleriyle zaman zaman belgeseli andıran oyunun ilginç anlarından biri de, Sangakkara'nın koşu yapmaya çalışırken, stumpların yanında karşısında çıkan Nathan McCullum'ı'a omuzla sarsmasıydı. Her iki oyuncu da işlerini yapmaya çalışırken ve Randiv vakasından sonra ortalığın karışık olduğu bir ortamda, muhtemelen sinirleri yıpranmış olan Sangakkara'nın bu davranışı, pek de kibarca değildi ama McCullum'un da dünyanın en masum atıcısı olduğu söylenemezdi.

Sangakkara da 40'ta çıkarken, arkadaşlarının görevini devralan ve Dambulla'da iyi maçlar çıkarmayı seven Jayawardene nihayet sazı eline aldı ve bir daha da bırakmadı.
Bu serilerdeki silik görüntüsünü üzerinden atan eski kaptanın Silva'yla oluşturduğu başarılı ikili,offspinner Kane Williamson'ın tehditkar atışlarına sükunetle karşılık verip wicket kaybetmeyerek Sri Lanka'yı zafere doğru götürmeye yaklaşıyordu.
Ne var ki 43. overın sonunda kendisini gösteren yağmur, yeniden dönüşü engelledi. Damlaların düşmeye başlamasıyla birlikte coverların kapanışı, maçı anlatan spikerin deyimiyle 'askeri düzen' içerisinde, disiplinli ve çok çabuk bir şekilde gerçekleşti. Fakat aralıksız yağan yağmura karşı koymanın imkanı yoktu.
Sri Lanka'nın 203'e ulaştığı maçın yarısı dahi tamamlanamadığı için sonuçsuz kalan maçtan her iki takım da ikişer puan aldı.

19 Ağustos 2010 Perşembe

İngiltere-Pakistan, 3.Test Maçı, 2.Gün, İngiltere 233 & 6/1, Pakistan 308

İngiltere 233 (Prior 84no, Broad 48, Riaz 5/63) & 6/1 (Anderson 2, Cook 0no)
Pakistan 308 (Ali 92no, Yousuf 56, Swann 4/68)

Güneşin parıltısını esirgemediği bir sabaha uyanan Londra’da 2.gün İngiltere’nin beklendiği gibi agresif başlangıcına sahne oldu. Günün açılışını yapan Steven Finn daha 2.atışta Yasir Hameed’in çekingenliğinden yararlanarak oyun dışında bıraktığında İngiltere için işlerin iyi gideceğine inanç artmıştı. İki açılış vurucusu dışarıya çıktığından 4. sırada oyuna giren Salman Butt’un üzerindeki baskı yüzünden okunuyordu. Kendine güvensiz ve formsuz bir vurucu ekibine kaptanlık eden Butt, her ne kadar oyuna iyi başladıysa da daha günün ilk saati dolmadan Graeme Swann tarafından dışarı çıkarıldığında Pakistan uçurumun eşiğine gelmişti. Ne de olsa ilk 2 maçtaki tablo açıktı. Pakistan’ın domino taşları gibi devrilmesi olası bir görüntü olarak kimseyi şaşırmayacaktı. Bu beklentiyi boşa çıkaran oyuncular ise 7 aylık emeklilikten geri dönen Mohammad Yousuf ve nightswatchman olarak girdiği oyunda 2. saatini tamamlamak üzere olan Wahab Riaz oldular. Aranın verdiği paslanmışlık hissini atmaya çalışırken ateşle oynayan Mohammad Yousuf tecrübesini ortaya koyarak gemiyi sakin sulara getirmeye çalışırken tam da yemek arasından önce partneri Wahab Riaz, Graeme Swann sürpriziyle karşılaştı. ICC Yılın Kriketçisi ödülü için adaylar açıklandığında sürpriz bir şekilde adı listede yer almayan Swann, kendini yeterince hatırlatmış olmalıydı ki adının bir anda tekrar listeye eklenmiş olduğu haberi duyuruldu. Yemek arasına girildiğinde Pakistan 111 koşu almış fakat 4 wicket kaybetmişti.


Yemek sonrasında 50 sayıyı geçmeyi başaran Mohammad Yousuf gözüne 100 sayıyı kestirmişken başka bir 100’ün geleceğinden habersizdi. 23. Test maçını oynayan Graeme Swann Yousuf’un dikkatsizliğinden yararlanıp wicketını aldığında kariyerinin 100.Test wicketını elde etmiş olmanın gururunu yaşıyordu. Hızlı atıcıların çok etkisiz kaldığı İngiltere’yi maçta tutan adam hiç kuşkusuz son günlerde ‘kedi kurtaran kahraman’ olarak alaya alınan Swann’dan başkası değildi.

Yousuf’tan sonra oyuna giren ve genç yıldız Umar Akmal, kritik bir dönemde Azhar Ali’ye destek olarak Pakistan’ı çay arasına gidildiğine 215/5’e taşıdılar. Bundan sonra Pakistan’ın en büyük amacı İngiltere’nin skorunu geçerek avantaja sahip olmaktı. Bu konuda Azhar Ali haricindeki iki iyi vurucuları Akmal kardeşleri gereksiz şekilde kaybetmelerinden sonra Ali’nin kahramanca direnişini yeni topla beraber devreye giren hızlı atıcılarıyla kırmayı başaran İngiltere, Pakistan’ı 308 sayıda tutmayı başardı. Günün son kalan 3 overında tek yapması gereken wicket kaybetmemek olan İngiltere’de ise kaptan Strauss, sol elli hızlı atıcılar karşısındaki zaafına yenik düşerek dışarıda kalınca İngiltere günü 6/1 ile tamamladı.
Üçüncü gün, İngiltere maçta kalabilmek için ciddi bir sınavla karşı karşıya kalacak. Her ne kadar vurucuları Pakistanlı meslekdaşları kadar güvensiz değillerse de ilk inningdeki gibi bir facianın altından kalkabilmek mümkün olmayabilir. İkinci günün sonunda ortaya çıkan tablo avantajın Pakistan’dan yana olduğu ve kendine fazlasıyla güvenen Pakistanlı hızlı atıcılar karşısında yarın ilk 2 saatlik bölümde İngiltere’nin kaderinin belirleneceği yönünde. İngiltere 250'nin üzerinde bir sayıya ulaşabilirse Pakistan için son inningde176 veya üzeri gibi bir sayıya ulaşması Graeme Swann'ın artacak baskısı ve Stuart Broad'ın bouncerları düşünüldüğünde göründüğünden çok daha zor olacaktır.

Triangular Series 4.Maç günü Erteleme

Sri Lanka'nın Yeni Zelanda ve Hindistan'ı ağırladığı üçgen serilerde Sri Lanka'ya Yeni Zelanda arasındaki ikinci buluşma yoğun yağış nedeniyle yarına ertelendi.

Dambulla'daki ODI maçları tarihinde ilk kez yağmur, bir maçın ertelenmesine sebep oldu.
Suresh Randiv'in 'no-ball'vukuatının yankıları sürereken Sri Lanka kadroda üç değişikliğe gitti. Ajantha Mendis'le Rangana Herath, boşalan spinner kontenjanını doldurdu, önceki maçlarda çok hücuma çok fazla destek veremeyen Chamara Kapugedera ve Nuwan Kulesakara takımdaki yerlerini korurken, hayal kırıklığı yaratan hücumda Thilan Saamerewera'nın yerine Chara Silva'ya orta sırada şans verildi.
Yeni Zelanda'danın açılış vurucularından Martin Guptill maça çok kısa bir süre kala sakatlanınca yerine Peter Ingram geldi.Sakatlıktan çıkan Jakob Oram da ekibe dahil olunca hızlı atıcılar Tim Southee ve Andy McKay, bu maçtaki kadroya giremedi.

18 Ağustos 2010 Çarşamba

Triangular Series 4. Maç günü: Sri Lanka-Yeni Zelanda


Sri Lanka'nın Yeni Zelanda ve Hindistan'ı ağırladığı üçgen serilerde ikinci yarıya 19 Agustos Perşembe günü geçilecek. Sri Lanka'yla Yeni Zelanda'yı bir kez daha buluşturacak maçta kaybeden taraf, final için dezavantajlı konuma düşecek.

Sri Lanka: Sri Lanka bir önceki buluşmada Yeni Zelanda'yı, para atışını kaybetmesine rağmen devirmişti. Sonraki maçta Hindistan'a karşı bonus puan vererek kaybettiği maç, Suresh Randiv'ce gönderilen 'bilinçli' no-ball'un gölgesinde kaldı. Sehwag'a 100'ü göstermemek adına yapılan bu centilmenlik dışı hareketten sonra suçunu kabul edip özür dileyen genç off-spinner Suresh Randiv, cezasını Yeni Zelanda maçında oynamayarak çekecek. Akıl hocalığı yaptığı ileri sürülen Tillakaratne Dilshan'sa para cezasına rağmen oynuyor. Randiv'in yokluğunda Sangakkara spin departmanındaki Herath-Mendis'i beraber kullanabilir. Asya Kupası'nda takımı taşıyan Jayawardene'se Triseries'de sessizliğini koruyor. Sangakkara'nın Hindistan maçında memnun kalmadığı hücum ekibinde Perrera da denenebilir.

Muhtemel Kadro
: Kumar Sangakkara (Kaptan), Mahela Jayawardene, Tillakaratne Dilshan, Chamara Kapugedera, Nuwan Kulasekara, Lasith Malinga, Angelo Mathews, Ajantha Mendis, Rangana Herath,Thilan Samaraweera, Upul Tharanga.

Yeni Zelanda:Ekip, turnuvaya, özellikle hızlı atıcılarıyla sonuca gittiği Hindistan maçıyla girmişti. Rakibe göre daha fazla dinlenme zamanına sahip olan Kiwilerde nispeten yeni oyuncuların performansları merakla bekleniyor. Shane Bond'un yokluğunda, hızlı atıcı bölümünde özellikle Kyle Mills iyi maçlar çıkardı. İlk ODI deneyimini yaşayan Kane Williamson ilk iki ODI'ında duckla, yani sayı üretemeyerek dışarı çıkmanın sıkıntısını yaşasa da özellikle Hindistan maçında elde ettiği düşük ekonomi oranıyla aldığı wicket, Daniel Vettori'siz Yeni Zelanda'nın spin bowling ekibi için önemliydi. Vettori gibi baba olmayı bekleyen Brendan McCullum'un ve dirsek sakatlığı süren açılış vurucusu Jesse Ryder'ın yokluğundaysa kaptan Ross Taylor'la birlikte gözler, Tecrübelilerden Scott Styris de Hindistan karşısında güzel bir gösteri sunmuştu,BJ Watling'in ilk ODI performansı, bu maçta da onu açılışçılar arasına sokabilir. Gelen haberlere bakılırsa dizarkası kirişlerinden sakatlanan Jacob Oram'ın durumu da maçta oynamaya elverişli gözüküyor.
Muthemel Kadro:Ross Taylor (Kaptan), Kyle Mills, Martin Guptill, Gareth Hopkins, Nathan McCullum, Andy McKay, Jacob Oram, Scott Styris, Daryl Tuffey, BJ Watling, Kane Williamson.

Rangiri Dambulla Stadyumu:

2000'de açılan bu stadyum, geçtiğimiz günlerde Hindistan'ın zaferiyle sonlanan Asya Kupası'na da ev sahipliği yapmıştı. Zaman zaman vurucular için fazla zorlayıcı olmakla eleştirilen bu wicketın sonradan eklenen ışıklandırmalarının da yeterli olup olmadığı, hatta sonradan hücuma geçen takım için büyük zorluklar yaratıp yaratmadığı ayrı bir tartışma konusu. Bu nedenle, ODI'larda para atışının çok önemli sayıldığı bir wicket olarak gözükse de istatistikler geçmişte bunun çok büyük bir eşitsizliğe yol açmadığını gösteriyor. Yine de şu ana kadar para atışını kazanan rakım hep hücum yapmayı seçti.

Önceki Maçlar:


1st Maç: Hindistan v Yeni Zelanda Dambulla - Aug 10, 2010
Yeni Zelanda 200 koşuyla kazandı.
New Zealand 288 (48.5 ov); India 88 (29.3 ov)

2nd Maç: Sri Lanka v Yeni Zelanda Dambulla - Aug 13, 2010
Sri Lanka 3 wicketla kazandı. ( 55 balls daha varken)

3rd Maç: Sri Lanka v Hindistan Dambulla - Aug 16, 2010
Hindistan 6 wicket'la kazandı. ( 93 top daha varken)
Sri Lanka 170 (46.1 ov); Hindistan 171/4 (34.3 ov)

Puan Cetveli:



Üçgen Seriler:

3 takımın aralarında yapacağı maçlardan sonra ortaya çıkacak puan durumuna göre ilk ik sırayı alan takımlar 28 Ağustos 2010 günü final maçına çıkacaklar. Üçgen serilerde
Galibiyet(Bonussuz): 4 Puan
Galibiyet(Bonuslu) : 5 Puan
Yenilgi : 0 Puan
Bonus: Eğer bir takım, diğerinin koşu oranının %25 fazlasıyla galip gelirse, bonus puan kazanılır.

İngiltere-Pakistan, 3. Test Maçı, 1.Gün. İngiltere 233, Pakistan 48/1

İngiltere 233 (Prior 84no, Broad 48, Riaz 5/63) Pakistan 48/1 (Hameed 36no, Riaz 0no)

Londra sabahı saat 10.30. Kuru ve güneşli bir havada kura atışını kazanan İngiltere tahmin edildiği gibi önce vurucu olmayı seçtiğinde herkes Pakistan için çok uzun ve yorucu bir günün başladığını düşünüyordu. İlk overda Muhammer Amir’in atışlarında topun falsosu ve gidişi de pek umut verici değildi. Ne olduysa ilk overdan sonra oldu ve kriket tanrısı devreye girerek Pakistan’a bir iyilik yapmaya karar verdi. İkinci overda önce bulutlar güneşi kapattı, sonra Muhammed Asif’in atışında Alastair Cook wicketını kaybederek dışarıda kaldı. Sadece bir over içinde oyunun bütün gidişatı değişmeye başladı. Ardından Pakistanlı atıcıların acımasızca İngiliz vurucuları oyun dışına çıkarmaları The Oval’da sessizliği sağladı. Yemek arası geldiğinde skorbordda 70/5 yazısı görüldüğünde İngiltere’nin güvenilir ilk 5 oyuncusu dışarıda kalmış, mili takımla ilk maçını oynayan ve bu yıl yerel liginde bir inningde hiç 2’den fazla wicket yapmayan Wahab Riaz ise 3 wicket ile kariyerine muhteşem bir başlangıca imzasını koymuştu. Yemekten sonra kriket tanrısı Pakistan’a yeterince iyilik yaptığını düşünmüş olmalıydı, çünkü havadaki bulutlar dağılmış ve güneş yüzünü yeniden gösteriyordu. Bunu fırsat bilen İngiliz vurucular Matt Prior ve Stuart Broad’ın karşı saldırıya geçerek skoru 94/7’den 213/8’e getirdiklerinde İngiltere’yi oldukça güvenli bir yere getirdiler. Son 2 wicketı 20 sayı kaybederek alan Pakistan İngiltere’yi 233 sayıda tutarak ilk inninge noktayı koyduğunda onur listesinin en başında kariyerinin ilk maçında 5 wicket yapan elit sporcular arasına giren Wahab Riaz vardı.

Pakistanlı açılış vurucuları takımlarını ilk inningleri için sahaya çıktığında ilk hedefleri geri kalan overlarda wicket kaybetmeden günü kapatmaktı. Bir önceki Bangladeş ve bu serinin ilk iki maçında fırtına gibi oynayan İngiliz hızlı atıcıları karşısında zor bir görev üstlenen Yasir Hameed ve Imran Farhat ikilisi tam iyi bir platform oluşturmuşken James Anderson bu ikiliyi bozmayı ve İngiltere için kötü başlayan güne iyi bir nokta koymayı başardı. İlk günün sonunda Pakistan 48/1 ile az farkla günü daha iyi durumda kapatan takım olmayı başardı.
Yarın bizi nasıl bir gün bekliyor? Bunu cevabını vermeden önce hava tahminini incelememiz ilk şart. Bakıldığında bugünden daha az bulutlu bir gün yarın bizi bekliyor. Bu da İngiliz atıcıların Pakistanlılar kadar avantajlı şartlarda güne başlamalarını engelleyecektir. Nightswatchman olarak günün sonunda oyuna giren Wahab Riaz’ı uzaklaştırmak zor olmaz ancak muhtemelen 4. sırada oyuna girecek Salman Butt İngiltere için çok daha önemli bir tehlike oluşturuyor. İlk günün moraliyle Pakistan mutlaka İngiltere’den en az 100 sayı daha fazla yaparak 350 civarı bir sayıyı hedefleyeceklerdir. Dolayısıyla yarın Pakistan’ın maçı kazanma yönünde adım atabilmesi için en kritik gün olacak.

Hatıratma: 2006'daki Test'te Ne oldu?


Kriket tarihindeki önemli olaylardan birisi de 20 Ağustos 2006'da, The Oval'daki testte yaşanmıştır.
129 yıllık ve 1,814 maçlık Test geçmişinde ilk kez bir takım, sahadan hükmen mağlubiyetle ayrılmıştır.
Testin 4. gününe girildiğinde Pakistan ve İngiltere zorlu bir mücadele içinde, ibreyi lehlerine çevirmeye çalışmaktadırlar. Derken Umar Gül'ün, Alastair Cook'u 83'teyken lbw'da dışarı gönderirken kullandığı Reverse Swing'le olaylar gelişmeye başlar. Topun fazlaca dönüşünden şüphelenen hakemler Billy Doctrove ve Darell Hair, toplara bir göz atmaya karar verirler. Gördükleri manzaranın ardından Pakistan oyuncularının, topun şeklini bilinçli olarak 'fazlaca' etkilediklerine kanaat getirirler ki bu deplasmanda oynayan Pakistan'ı çileden çıkaracaktır. Verilen 5 koşuluk ceza ve İngiltere'ye sağlanan top seçme hakkı şöyle dursun, Pakistan oyuncuları bunu, kendi performanslarına hakaretten saymış olacaklar ki çay arasından sonra sahaya dönmeyi reddederler. Takım kaptanı İnzamam-Ul-Haq'ın çabaları bile durumu değiştirmeye yetmez. Pakistan,o gün maçtan çekilecek, galibiyet İngiltere'ye yazılacaktır.Daha sonra Pakistan Kriket Kurulu, maçın beraberlikle sonlandığını kabul ettirmeye çalışsa da zafer(?)İngiltere'de kalacaktır.

Not: Bahsi geçen Inzamam-Ul-Haq, şu sıralar büyük sıkıntıda olan Pakistan hücum departmanının başına hoca olarak atanması düşünülen ikonik oyuncudur.

Not: Geçen sene, hezimetle biten Avustralya testleri sırasında Pakistan'ın sembollerinden Shahid Afridi de topu ısırırken, yani şeklini etkilemeye çalışırken görüntülenmiş: "Bunu herkes yapıyor." demiştir. Son Dünya Kupası'nda Twenty20 takımına kaptanlık eden Afridi, test kriketinden emekli olmuştur.

İngiltere-Pakistan, 3.Test, 18-22 Ağustos 2010, The Oval, Londra


İngiltere: Son 6 maçını kazanan İngiltere o kadar kendine güveniyor ki daha Pazar günü maçın kadrosu açıklandı. Bu seride formsuz olan Alastair Cook beklenildiği gibi yerini koruyor ve çok formda olan bowlerlar Pakistan’ın korkulu rüyası olmaya devam edecekler. Yavaş yavaş Ashes havasına girmeye başlayan ve çok büyük oranda Ashes kadrosunu belirleyen İngiltere için bu maç iyi bir prova olacaktır.
Muhtemel Kadro: Andrew Strauss, Alastair Cook , Jonathan Trott, Kevin Pietersen, Paul Collingwood, Eoin Morgan, Matt Prior, Graeme Swann, Stuart Broad, James Anderson, Steven Finn

Pakistan: Mohammad Yousuf’un takıma dönmesi gerekli olan stabiliteyi takıma kazandıracaktır. Takımın en zayıf noktası olan vurucu ekibi kendini mutlaka toparlamak zorunda. 2. maçta takımın en iyilerinden olan wicketkeeper Zulqarnain Haider’in parmağındaki kırık nedeniyle oynamayacak olması Kamran Akmal’e yeniden şans verilmesini sağladı. Takımın hızlı atıcılarından Umar Gul de sakatlığı nedeniyle tur kadrosundan çıkarıldı. Yerine muhtemelen Wahab Riaz oynayacaktır. Açılış vurucusu olarak Yasir Hameed sürprizi de ilginç bir hamle olarak görülebilir.
Muhtemel Kadro: Yasir Hameed, Imran Farhat, Salman Butt, Azhar Ali, Mohammad Yousuf, Umar Akmal, Kamran Akmal, Mohammad Amir, Wahab Riaz, Saeed Ajmal, Mohammad Asif

The Oval: Londra’nın en eski kriket sahalarından biri olan The Oval genel karakter olarak kurayı kazanan takımın ilk olarak vurucu olmayı seçtiği, hızlı skor üretilebilen bir wicket’a sahip. Her tür atıcının sevdiği bir wicket olmasının yanında geçen yıl Ashes serisinin son maçında 3.günden itibaren spin bowlerlar için bir cennet halini almıştı. Belki bu yıl o kadar dramatik bir spin dostu wicket olmayacak ama tecrübeli spinnerlar yine de kendileri için bir avantaj sağlayacaktır. The Oval aynı zamanda 2006’da Pakistan’ın maçtan çekilmesiyle sonuçlanan ünlü Test maçına da ev sahipliği yapmıştı.

Serinin Önceki Maçları

İngiltere-Pakistan, 1.Test,  Trent Bridge, Nottingham

İngiltere 354 (Morgan 130, Collingwood 82, Asif 5/77) & 262/9dec (Prior 102no, Gul 3/41)
Pakistan 182 (Gul 65no, Malik 38, Anderson 5/54) & 80 (Kaneira 16no, Anderson 6/17)
İngiltere 354 koşuyla kazandı

İngiltere-Pakistan, 2.Test,  Edgbaston, Birmingham

Pakistan 72 (Amin 23, Anderson 4/20) & 296 (Haider 88, Ajmal 50, Swann 6/65)
İngiltere 251 (Pietersen 80, Trott 55, Ajmal 5/82) & 118/1 (Strauss 53no, Trott 53no, Amir 1/31)
İngiltere 9 wicket ile kazandı

17 Ağustos 2010 Salı

Kriket ve Centilmenliğin Sorgulandığı Anlar

Hep centilmen sporu olarak bilinen krikette nadiren de olsa centilmenliğin sorgulandığı olaylar oluyor. Son olarak Sri Lanka - Hindistan arasında oynanan tek günlük maçta yaşanan bir olay en somut örneklerden birisi. Kısaca özetlemek gerekirse Hindistan'ın maçı kazanmak için 1 sayıya ihtiyacı vardır. Virender Sehwag 99'da ve vuruş sırasındayken atıcı Suraj Randiv'in kasıtlı olarak atış esnasında ayağını çizginin ötesine geçirerek no ball yapar ve Sehwag'a hakettiği 100 şansını vermeden maçı bitirir. Geçen yıl benzer bir olayın yine Sri Lankalı Lasith Malinga ve Sachin Tendulkar ile yaşandığını hatırlayan Hindistanlı oyuncular çileden çıkar.
Maç sonunda Sehwag'ın basın toplantısında Randiv'i suçlayan açıklamalarıyla az da olsa gerilen ortam bugün Sri Lanka kriket kurulu sekreterinin Hindistan menajerini arayarak resmi olarak özür dilemesi, Randiv'in de bizzat Sehwag ile görüşerek özür dilemesi olayın her ne kadar tatlıya bağlanmasını sağlasa da bu olay daha uzun süre tartışılacak. Kendi fikrim ise böyle bir oyunda kesinlikle bu tarz bir hareketin yerinin olmadığı yönünde. Bir oyuncu eğer böyle bir başarıyı hakettiğini gösterdiyse bu sevinç ve başarı ondan esirgenmemeli, tüm seyirciler de bu başarıyı gösteren oyuncuyu rakip de olsa alkışlamalı ve saygı göstermeli.

Test Başlangıçları-I

Test başlangıçları şu son üç-dört ayda dikkat çekici seviyede. Yeni oyuncuların neler yapabileceğini herkes merakla bekliyor. Ben de kendimce bir özet geçeyim istedim ve akla ilk gelenlerle başlayıp, lafı fazla uzatmaktan uzak durma niyetindeydim.



1- Eoin Morgan: Herkesçe en fazla merak edilen Test debutant diyebiliriz. Twenty20'de takımı zafere götürenlerin başında geliyordu İrlandalı batsman. Okcan Basat,Artık Morgan'ın Test takımı konusunun iyiden iyiye gündeme geldiğini hatırlatıyordu yayınlarımızda. Nitekim beklenen oldu,ODI'larda, özellikle Bangladeş'e karşı kendini ispat eden Middlesex'li oyuncu, test başlangıcını da yine güney Asyalı'lara karşı yaptı. İlk devrelerde elde ettiği 44 koşuyla half century'nin sınırlarını zorladı.

Bununla da kalmadı Morgan, sadece üçüncü Test maçında, Pakistan karşısında 100'e, yani century'e bile imza attı. The Ashes'tan önce son derece önemli bir silah eklendi İngiltere'nin hücum timine.



2-Suresh Raina: Sportif açından değil belki ama idari ve finansal bakımdan, kriket dünyasının en çok tartışılan ligi IPL'in yıldızlarındandı Raina. Fakat 101'i bulduğu Güney Afrika maçını saymazsak aynı formu Twenty20 Dünya Kupası'na yansıtamamış, takım 2008'de şampiyon olduğu turnuvadan ve Karayipler'den hayal kırıklığı ve batsmen departmanındaki olumsuz hatta çaresiz görüntüsüyle ayrılmıştı.

Sonunda Raina da hayallerini gerçekleştirmeyi başardı. Tendulkar'ın da "Hiç ilk Test'ini oynuyor gibi değildi" sözleriyle özetlediği başlangıç, 23 yaşında ve Sri Lanka'yla deplasmanda buluştukları seride geldi.

Raina'nın 98 maçlık sabırlı ODI kariyerini ve her üç formatta 100'ü bulan tek Hindistan'lı olduğu düşünüp, Test Kariyerini 100'le açan diğer son Hindistanlı'nın, 2 gün önceki ODI maçında 99'a ulaşıp, Hindistan'ı Sri Lanka karşısında yine zafere götüren büyük usta Virender Sehwag olduğunu hatırlarsak umut verici bir başlangıç olduğunu söyleyebiliriz.



3-Zulqarnain Haider: Tam da zamanında. Onun Test başlangıcı için söylenebilecek şeylerin başında bu geliyor. Bu 'çok' yeni ismin Test kariyerine başlamasının üzerinden 1 hafta bile geçmedi. Fakat performansı çok konuşuldu. Pakistan'da kriketçi olmak, Türkiye'de futbolcu olmak gibi. Takım kaybettiğinde hemen 3-5 oyuncunun performansı masaya yatırılıyor, kimilerine gerekçe gösterilmeden para cezası, maç cezası kesiliyor,-bkz. Shoaib Malik kimileri şike yapmakla suçlanıyor-bkz. Kamran Akman., kimileriyse suçlamalardan bıkıp kriketi bırakıyor, fakat sonradan, takımın hücumdaki zorlanışları göz önünde bulundurularak geri çağırılıyor. İşte böyle bir dönemden geçen Pakistan kriketi, yeni bir hezimetin eşiğine kadar gelmişti İngiltere'yle yapılan ikinci Test maçında. Takımın kalesi, wicketkeeper görevini Kamran Akmal'dan devralan genç Haider'e devredilmişti. O ise hünerlerini, takımın hücum yaptığı dönemde ortaya çıkardı. İlk devrede sadece 72 yapabilen Pakistan, üçüncü gün sonunda havluyu atmak üzereydi ki Haider'in 88'i, Test kriketinde geçen seneki Avustralya serisi sendromunu üzerinden halen atamamış gözüken Pakistan'ın, sonunda maçı kaybetse de sevinecek bir şeyler bulmasını sağladı. Sonradan, genç kriketçinin Hepatit-C teşhisiyle hastanede yatan ve komada kalan babasından iyi haberler aldığını da öğrendik.

Ne yazık ki parmağı kırılan bu genç oyuncunun İngiltere turu sona erdi. Haider'in, İngiliz atıcı Stuart Broad tarafından, pek de centilmenliğe sığmayacak şekilde fırlatılan topla bu hale geldiğini iddia edişini de bitiriş notlarımız arasına ekleyelim.

15 Ağustos 2010 Pazar

Murali'den Sonra Yaşam: Spin Bowling Ne Olacak?

Shane Warne’ın 2007’de, Anil Kumble’nin 2008’de Test kariyerlerini bitirmelerinden sonra Muttiah Muralitharan’ın da artık Test maçlarında oynamayacağını belirtmesi spin bowling’in geleceğini de tartışmaya açtı. Fast bowlerların domine ettiği 70 ve 80lerden sonra 1990ların başından itibaren bu üçlünün başını çektiği grup tekrar spin bowling’in bir hücum silahı olarak kullanılmasında önemli rol oynamışlardı.
Halen en tecrübeli ve etkili spin bowlerlar olan Daniel Vettori, Harbhajan Singh ve Graeme Swann’ın ortak özellikleri maç kazandırabilecek yeteneklerinin yanı sıra 30 yaş ve üzerinde üzerinde olmaları. Bu üçlünün dışında etkili spinner bulmak çok zor. Özellikle Avustralya ve Güney Afrika bu konuda en büyük sıkıntıyı çeken 2 ülke. Avustralya son 3.5 yıl içinde sekiz değişik oyuncu kullandı ve aradığını bulamadı. G.Afrika ise apartheid sonrası 18 yıldır önemli bir spin bowler yetiştiremedi. Yeni Zelanda ve West Indies için de gelecek parlak gözükmüyor.
Tüm bunların ışığında spin bowlerlar için gelecekte başarılı olmak biraz daha zorlaşacak. Her ne kadar bir spin bowlerın olgunlaşması ve maç kazandırır hale gelmesi için yıllar geçmesi gerekiyor olsa da bu potansiyele sahip oyuncu sayısı iki elin parmakları kadar az. Bunlar arasında Steven Smith (Aus), Ajantha Mendis (SL), Adil Rashid (Eng), Pragyan Ojha (Ind) beklenen gelişimi göstermesi en olası oyuncular. Belki de önümüzdeki on yıl spin bowlerların duraklama sürecine tanıklık edeceğiz.

14 Ağustos 2010 Cumartesi

Sri Lanka'lı Murali: Tarihin En Büyüğü mü?



Büyük ustalara ya da özel oyunculara veda etmek her zaman zordur. Bisikletseverler Lance Armstrong’un ayrılığına üzülmüşler, Micheal Jordan’ın vedasından sonra (ikincisi) ağlamışlardır. Justine Henin’e şaşırmışlar, Micheal Schumacher’eyse alkış tutmuşlardır. Başarılı olmak şöyle dursun, bazen özel olmak da önemlidir. Pascal Nouma Beşiktaşlılar’ın, Hagi Galatasaraylıların daima hatırlayacağı adamken Fowler Liverpolluların sevgilisidir. Petar Naumoski’yse 50 yaşında da gelse Türkiye’de iş bulabilecek cinsten sevilir.

Bir kriket oyuncusunun spora vedasını anlatmak için epey uzun bir giriş paragrafıydı sanırım. Bir kahraman, Murali Muralitharan, Temmuz ayı sonundaki Hindistan-Sri Lanka serisinde sahaya çıktı ve test kariyerine muhteşem bir final sahnesiyle nokta koydu. O, sonu gelmez rekorlar ve istatistiklerin ardından, Test kariyerinde 800 wicket alan ilk ve tek adam olarak yerini alırken tarih sayfalarında, akıllarda da şu tartışmayı, şu iddialı, cevabını vermenin belki çok kolay, ya da imkansız olduğu soruyu beyinlere kazıdı: “Dünyanın gelmiş geçmiş en iyi bowlerı, yani atıcısı mı?”
Böyle bir sporcunun ardından yazı yazarken iki ya da üç defa düşünemek, pek çok kez baştan başlamak, planı değiştirmek, çok okumak ve iyi tasarlamak gerekiyor.

Sonuncusu için bir şey diyemeyeceğim ama bu Sri Lankalı fenomenin, tıpkı karşısındaki batsmenlar, yani vurucular gibi, beni de offspinleri, topspinerli, doosralarıyla şaşırttığını söylemeliyim. Fakat özetle aslında neden bu kadar önemli olduğunu yazmak niyetine büründüm. Ama yine de hayat hikayesinin bir kısmını paylaşmaktan da alıkoyamadım kendimi. Epey de uzun oldu, Murali için kısa ama bir blog yazısı için uzun.

Murali Muralitharan, Sri Lanka, ya da eski adıyla Seylon adasının merkezinde yer alan ve İngilizlerin Kandi adını verdiği, gerçekteyse Maha Nuvara ismindeki şehirde dünyaya geldi. Babası Sinnasamy Muthiah, bir çok Tamil Hintlisi gibi, adaya göçle gelmiş bir ailenin oğluydu ve ailesine bir torun kazandırıp Muttiah adını verdiği günlerde takvimde 17 Nisan 1972 yazıyordu.

Sri Lanka, Asya’da bisküvi tüketiminin en yoğun olduğu ülkelerden biridir. Sahip oldukları istatistikler, Hindistan’la bile baş etmelerini sağlar. Bilindik lakabıyla Murali’nin ailesi de, zamanında bisküvi işine girmiş, bir fabrika kurmuş ve oğullarını, iyi bir eğitim almasının yanında, iyi de bir Katolik olarak yetiştirilmesi için St. Anthony Kolej’ine göndermişti. Küçüklüğünde orta hızlı, hatta hızlı atıcı olmaya merak salan Murali, burada kimliğini bulmanın ilk adımlarını atacak ama bu ilk göz ağısının zaten doğuştan avantaj yaratan omzuna ve tabi atışlarına kazandırdığı artıları spin bowling’e aktarmaya başlayacaktı. Doğup büyüdüğü şehirde, eğer mahalle maçı yapıyorlarsa, büyük ihtimalle takımın offspinnerı Muralitharan’dı.

11 yaşında, hayatındaki zorlu dönemlerden birine girdi. Babasının fabrikası, adayı kasıp kavuran etnik çatışmalar sırasında, Tamillilerden pek hoşlanmayanlar tarafından yakılmıştı. Aile, Hindistan’a dönmeye niyetlenmişti ama baba Muttiah, fabrikayı yeniden kurup, her şeye baştan başlayarak, bugün Sri Lanka’nın en önde gelen bisküit fabrikalarından birini, Luckyland’i sıfırdan inşa etti. Belli ki sorun sadece para değildi. Murali, mücadele ruhunu, yüksek ihtimalle o günlerde edinmişti.

Muralitharan ve Kriket Kariyerinden Birkaç Küçük(!) Not: Sen ne atıyorsun arkadaş?

Muralitharan’ın kariyer başlangıcı 1992’nin Ağustos’una rastlar. Genç Murali, 1990’da, ülke öğrencileri arasında yılın kriketçisi seçilmişti. O dönem Sri Lanka’yı çalıştıran Bruce Yardley’in onu keşfetmesi de tam anlamıyla uzun sürmemişti. Avustralyalı hoca bir röportajda onu fark edişini ,“5 dakika. Sadece 5 dakikamı aldı. Ve sonra, tek söyleyebildiğim şey, “Wow!” oldu. Hemen takım seçicilere ‘Bu çocuğu oynatın, hemen şimdi’ dedim. Gereken her şey onda vardı.” diye özetliyordu. Daha sonra Pakistan’ın başına geçen ve ne yazık ki 2007 Dünya Kupası sırasında otelinde cansız bedeniyle karşılaşılan Bob Woolmer’se onu genç takımdayken izlemiş ve “Hipnotize edici” bulmuştu. Murali, o maçta aldığı tek wicketla Craig Mcdermott’u oyundan çıkardı. Tıpkı yakın geçmişte ortaya çıkıp herkesi şaşırtan Ajantha Mendis’in kariyer başlangıcı gibi Muralitharan’ın da atışlarındaki zenginlik dikkat çekiyordu. Hatta Avustralya’nın o dönemki önemli vurucusu Allan Border, Muralitharan’a maç sırasında sormuştu:” Pardon, sen ne atıyorsun, legbreak mi, offbreak mi arkadaş?”
Aynı yılın Aralık’ı sadece Murali için değil, Sri Lanka için de çok özeldi. Çünkü takım, o günlerde 40. yılını doldurduğu tarihindeki üçüncü galibiyetini, Yeni Zelanda karşısında elde etti. Ülkenin Pakistan ve Hindistan zaferlerinden yaklaşık 6 yıl sonra gelen bu mutluluğa Muralitharan’ın katkısı 9 wicket’la olmuştu.

Kariyerinin başlangıç aşamasında, iyiden iyiye hünerlerini sergilediği serilerden biri de Güney Afrika karşısındakiydi. 1993’teki bu mücadele, onun ilk ‘five wicket haul’, yani tek bir devrede ilk kez en az beş kez wicket aldığı karşılaşma olarak akıllarda kaldı. Dışarı gönderdiği isimler arasında, daha sonradan Güney Afrika spor tarihindeki en unutulmaz kara lekeyi şikeyle konduracak olan Hansie Cronje de vardı.
Bireysel performansının zirveye çıktığı maçlardan biri de şüphesiz The Oval’daki unutulmaz İngiltere zaferiydi. Kendisi, “Spin Bowling nedir, ne değildir?” konulu panelinde 16 wicket ve izin verdiği 220 koşuyla, tarihin en başarılı beşinci istatistiği nasıl yakalanır konusunun altını çizdi. Fakat İngilizlerin hocası David Lloyd, ikinci devrede 9 wicket birden alan, 4. gün sonunda iki rakip oyuncuyu birden çıkarıp takımını umutlandıran ve maçta tutan bu muzaffer oyuncu hakkındaki ‘chucker’ şüphelerini dile getirmeden edemedi.

Muralitharan’ın kendi aldığı wicketlar ve kırdığı rekorlar kadar, takımlarına kazandırdıkları da unutulmazdı. Test galibiyeti almakta zorlanan Sri Lanka, onun katılımından sonra çok daha iyi sonuçlar almaya başladı. Öyle ki Tek Günlük Maç takımı da Dünya Kupası’nı, belki de o güne kadarki en iyi jenerasyonla kaldırırken Murali, bu büyük başarıda büyük pay sahibiydi. Zaten yıllar sonra kariyerine baktığında, en mutlu olduğunu günü, “Dünya Kupası zaferini kazandığımız gün” olarak belirleyecek ve hiçbir şeyin buna benzemediğini hatırlatacaktı. O şampiyonluk, Muralitharan’ın açlık, fakirlik ya da etnik çatışma gibi temel insani sorunlarla uğraşan ülkesini, krikette saygı duyulan, kriket vasıtasıyla da hiç olmadı İngiltere’de, Avustralya’da, Karayipler, Güney Asya ve Güney Afrika’da önemsenen bir ülke haline getirdi. Bunlar yaşanırken Murali, tahmin edebildiğimiz üzere, ülkesinin en sevilen sporcusu olmuştu. Bu sevgi sadece wicketlardaki hünerinden değil, her zaman güleryüzü ki bu sayede 'Smiling Assasin' yani gülümseyen suikastçi lakabını almıştı- ve bir Tamil olmasına rağmen konuyu pek de politize etmeyişinden de kaynaklandı. Tamil’di, Hindistan’a vizesiz girip çıkabiliyordu ama, her zaman için “Ben Sri Lanka’lıyım.” demeyi de ihmal etmedi. (Tamillilerin özgürlüğünü savunan ayrılıkçı grup Tamil Kaplanları, ülkede terörist kabul edilmekte, Tamil Hindularıysa, devlet terörizmiyle yok edilmeye çalışıldıklarını savunmakta). Murali hep politikadan uzak kalmaya özen gösterdi: ”Politikacıların ilgilendiği tek şey gücü elde etmektir, insanların sorunlarıyla, ne yiyip içtikleriyle uğraşmazlar, ilgilenmezler.”
Sonunda oluşan bilançoya bakılacak olursa, istatistikler, tarihin en büyük spin bowler’ın döneminde yaşadığımızı ortaya koyuyor:
18 yıllık Test kariyerinde, 800 wicket, bir tek devrede en az beş wicket’ı en fazla alan oyuncu(67), bir maçta en az 10 wicket’ı en fazla alan oyuncu(22 ), doğrudan atışla en fazla Test Wicket’ı alan oyuncu (167) gibi Test rekorlarının yayına, Wasim Akram’ın 502’lik ODI wicket alma rekorunu kırmayı da ekledi.

Kandy’de karşılaştıkları Zimbabwe’ye, ‘Evime hoş geldiniz’ partisi sunarken ilk devrede elde ettiği 9 wicket ve izin verdiği, yalnızca 55 koşu, akla ve mantığa sığmayacak cinsten bir istatistikti. Sri Lanka’nın Hindistan’la bir hayli sık karşı karşıya geldiği bir gerçekti, bazıları da onun elde ettiği dereceleri, üst düzey takımlara karşı çok sık oynamak zorunda olmamasından ileri geldiğini öne sürdüler. Bu iddialara karşıyla, cricinfo.com istatistikleri, Zimbabwe ve Bangladeş’le oynanan maçlar çıkarılsa bile, Murali’nin elde ettikleriyle halen zirvede olduğunu da kanıtladı.

Tüm bunlar olup biterken, bir şey gündemden hiç düşmedi. Bu çocuğun atışları, ders kitaplarında yazanlarınkine hiç mi hiç benzemiyordu. Bir off-spinner, gönderdiği topun rotasını, yerde sektikten sonra şaşırtıcı şekilde değiştirmeye programlamak için parmak uçlarını, finger spin’i kullanırdı. Muralitharan’daysa, şaşırtıcı derecede elastik bilekler, özellikle de düzleşmeyen dirsek de önemli görevler üstleniyordu söz konusu işlemde. O’nun kendine özgü metodu dikkat çekmeye başlamıştı. Bir wrist-spinner mı yoksa bir hilebaz mı? Meyve veren ağaç taşlanmaktan hiç kurtulamadı.

Muralitharan ve ‘No-Ball’ : Kahramanlıkla Hilebazlık Arasında


1995 Eylül’ünde Sri Lanka, Pakistan’ı deplasmanda ilk kez yenebilmiş, 7 wicket alan off-spinner Murali’yse maçın adamı olmuştu. Fakat Aralık ayı’nda, Commonwealth ülkeleri için büyük önem taşıyan bir günde, Boxing Day’de ses getirecek işler gerçekleşti. Avustralya serisindeki ilk buluşmanın hakemi Darell Hair, görünüşe göre Murali’nin atışlarını geçersiz saymayı çok öncelerden kafasına koymuştu. Avustralya’lı umpire, Muralitharan’ın tam 7 atışına ‘no-ball’ kararı verdi. Bu olayın ucu, Murali’nin 2004’teki testlere gitmeyi reddedişine kadar uzanacaktı. Bu gelişme, hiç bitmeyecek ve de kısaca ‘Serseri mi yoksa bir dahi mi’ sorusunun ‘Olağanüstü bir yetenek mi yoksa bir hilebaz mı” versiyonuyla özetlenebilecek bir tartışmanın başlangıç noktasını oluşturacaktı.
Sorun neydi? Bowlerlardan beklenen, atış anında omuz, dirsek ve kolun düz bir çizgi oluşturmasıdır. Fakat Muralitharan’ın dirseği, atış anlarında sanki bir parça kırılıyor, olması gerekenden daha kenarda duruyordu. Bu da atışlarını gerçekleştirirken ‘chucking’ yaptığı, yani topu bowl etmeyip, sadece fırlattığı şüphesinin doğmasına sebep oluyordu. Hatta bundan şüphesi olmayanlar da vardı. Hindistan’ın eski atıcısı ve kaptanı Bishen Singh Bedi, “Eğer Murali hile yapmıyorsa, bana nasıl bowl yapılır bir gösterir misiniz?” diyerek görüşünü ortaya koyuyordu ve ekliyordu:”Omzunu falan kullandığı yok, daha çok bir cirit atıcısı gibi”.

Murali, 1996’daki Triangular Serilerde, bu kez Avustralı bir başka umpire Ross Emerson tarafından, yine ‘no-ball’’la durduruldu. Konu artık ciddiye binmişti ve devreye ICC yani Uluslarası Kriket Komitesi girdi. Hong Kong Üniversitesi Bilim ve Teknoloji Bölümü’nün incelediği kol-evet, ıssız bir köşede bulunmuş ve varlığı yeni keşfedilmiş, değişik türden bir canlı gibi-incelenen kol, görüşüne göre, doğuştan gelen fizyolojik bir ‘anormalliğe’ sahipti. Murali, dirseğini tam anlamıyla düzleştiremiyor, kolunu bir çizgi haline sokamıyordu. Konu karara bağlandı, ortaya çıkan hilebaz şüphesi, bir göz yanılsamasından ibaretti. Olaylar pek çok kez tekrarlandı. Batı Avustralya Üniversitesi’nde bir kez daha incelenen bu ‘uzuv’a yine yeni yeniden geçer raporu verildi. ICC çaresizdi; Dirsek, kendiliğinden büküktü ve oyuncunun yapabileceği hiçbir şey yoktu. Ne yazık ki onun üzerindeki deneyler, zaman zaman halka açık şekilde de sürdü. Bir televizyon kanalı, dirseğini kıramayacağı bir aparatıyla sardığı dirseğin, atışlarda etkili olmadığını kanıtlayarak Murali’yi bir nevi, bir kez daha temize çıkardı. Açıklama yapan doktora göre keramet, Muralitharan’ın, yine normal dışı bir fizyolojiye ve esnekliğe sahip olan omzundaydı. Buna bir de bileklerindeki yumuşaklık eklenince, mucizelerin gerçekleşmesi o kadar zor olmuyordu. Hatta tüm bu gelişmeler üzerine, ICC, ünlü 15 derece kuralını gündeme getirdi ve buna göre,atış yapan oyunculara 15 derecelik bir taviz verildi. Pek çoklarına göre kural, ‘Murali’ye özel’di. Kuralın mazeretiyse açıktı: İnsan gözü, bükülmeyi sadece 15 dereceden fazla olduğunda seçebilirdi. Bu, pekala, ICC’nin ‘chucking’i kanunlara sokuşu demek oluyordu. Evet, hile kuralı, bir standarda bağlandı. Kurallar ve kanunlar, gereksinimlerle ortaya çıkar. Belki de bu seferki için bu sporun, Murali Muralitharan’ın doğmasına ve kriketçi olmasına gereksinimi vardı. Ancak Hintli Bedi, “Kolu doğuştan kıvrıksa bile bu onu temize çıkarmaz. Görme engelli insanlar da var ama kimse onların pilot olmalarına izin vermiyor” diyerek işi daha abartmaktan da geri durmadı.

Tüm bu biomekanik testler bile, özellikle Avustralya’lı hakemleri ve bazı İngiliz otoritelerini yolundan döndürmedi. İşin ilginci, söz konusu West Indies-Sri Lanka maçıyla ilk kez uluslarası maç tecrübesi yaşayan Emerson, daha sonra ‘geçersiz top’ kararını kendisinin değil, başkalarının verdiğini itiraf edecekti. Kısacası emir, Avustralya Kriket Kurulu’ndaki bir yetkiliden çıkmış, ya da büyük yerden gelmişti.
Murali’nin, kariyeri ilerledikçe geliştirdiği doosra’sı, ‘chucker’ iddialarını yeniden, tekrar tekrar alevlendirdi. Dönemli önemli İngiliz oyuncularından, şimdilerin kriket yorumcu Nasser Hussein, Muralitharan’ın ‘hilebazlığını’ kendince sözlerle cezalandırdı,Avustralyalı efsane wicketkeeperlardan Adam Gilchrist de atışları onaylamadığını belirtmekten çekinmedi. Açıkçası zaman zaman da onları ve onları haklı bulanları anlamak pek de zor değil. Muralitharan’ın topa spin verme oranı, diğerleriyle karşılaştırıldığında inanılmaz boyuttaydı. İnsanoğlunun, varlığını açıklayamadığı ‘şeylere’ karşı savunma mekanizması oluşturma eğiliminin de bulunduğu unutulmamalı. Bana göre bu konunun sürekli gündemde tutulmasının sebeplerinden biri de, Muralitharan’ın bir Sri Lanka’lı olmasıydı. Evet, o bir subcontinent mensubuydu, ötekilerdendi, merkezde değil,çevrede, dünyanın geri kalanında yaşıyordu. Bir şeyi iyi yapıyorsa, üstelik üstünlüğü de artık herkes tarafından yavaş yavaş kabul edilmeye başlandıysa, bir yerlerde bir açık bulmuş, ya da düpedüz hile yapıyor olmalıydı. Sanki adalet sadece batının sahip olduğu bir kavramdı ve onu yerine getirmek de Batılıların göreviydi. Burada Shane Warne parantezini de açmak gerekiyor. Bugün de pek çokları Shane Warne’un verdiği spinle onunkini karşılaştırıyor. O günlerde de bu karşılaştırma çoğu zaman gündeme gelmişti. Muralitharan, maçlarda rahat kendine güvenli bir kriketçiydi ama Murali’yi bu kadar büyük, çok konuşulan bir oyuncu-şey, evet bir efsane!- yapan bir özelliği varsa, o da mütevaziliğiydi.

Muralitharan ve Shane Warne

Murali’nin kariyerindeki en büyük rakibi, şüphesiz ki Avustralyalıların kahramanı Shane Warne’du. Biri leg diğeriyse off spinner’dı temelde ama ikilinin topu yerde sektirdikten sonra döndürme yeteneği hep göz önünde tutuldu. Peki hangisi daha iyiydi?

İstatistiklere bakılacak olursa sorunun cevabı gayet basit. 133 test maçlık test kariyerini sonlandırdığında, Muralitharan Shane Warne’dan 92 wicket fazla yaptı –ki diğer istatistiklerdeki üstünlüğü de bir hayli açık farkla- Nokta.
Ancak bu rakamlara bakılırken, ikilinin mensup olduğu ülkeleri göz önünde bulundurmanın da faydası var. Özellikle İngiliz ve Avustralyalıların iddiası şu: Eğer Murali bir Avustralya’lı olsaydı, Warne kadar wicket alamazdı. Murali, Matrix Reloaded’da Neo’yu kıstıran(?) Merovingian gibi “Yeteneği olduğu gibi bir gerçek ama o sadece bir adam” olmaktan öteye gidemiyor, sahip olduğu başarılar, biraz da Sri Lanka’nın oynadığı rakiplerden Zimbabwe’den, Bangladeş’ten kaynaklanıyordu. İddiayı sayılara dökmek gerekirse Muralİ’nin bu ekiplerden aldığı wicket sayısı 176 iken Warne sadece 17’de kaldı.

Murali tarafından bakılırsa, sayılara dökülemeyecek gerçekler de var. Bugün dünyadaki tüm kriketseverler her ikisinin de adını çok iyi bileceklerdir. Fakat Ashes gibi, bu sporun temel pazarlama noktalarından birine girme şansı ve sürekli göz önünde olması, normalde Warne’u, pekala çok daha avantajlı kılıyor olabilirdi. Biraz daha kurcalanınca akla gelen soru işaretleri sürüyor: Her wicket ‘Bir’ midir? Ya da her şey wicket mıdır? Hangisi, daha kritik anlarda ortaya çıkmıştı ya da hangisi, ölümcül bir darbe vurabilmek için birkaç küçük sıyrık almayı yeğlemeye daha yatkındı?

Son olarak Test kariyerine 2007’de nokta koyan Warne’un yorumlarını hatırlatalım: O da yiğidin hakkını vermekten çekinmiyor ve ekliyor :”Bence 800 wicketlık rekor asla geçilemez”. Bu konudaki derinlemesine değerlendirmeleri, Okcan Basat’a bırakıyor ama Murali hakkındaki bir yazıya, kariyerindeki Nemesis’iyle karşılaştırıldığını eklemeyi, boynumuzun borcu olarak değerlendiriyorum.

Son Söz

Murali Muralitharan, 22 Temmuz’da, Hindistan’la yapılan Test serisinin ilk maçı sonunda, son gün kendisine gereken iki wicketı –sonuncuyu son topunda olmaz üzere-aldı ve film gibi bir bitirişe imza attı. Son kurbanları da sırasıyla Harbhajan Singh ve Pragyan Ojha oldular. Elde edilen zaferden çok, ulaşılan 800 wicket tüm dünyada yankılandı ve kurallara uygunluğu sorgulansa da yerinin asla doldurulamayacağı konusunda görüş birliğine varıldı. Bizler de onu izleme şansını bulduğumuz için şanslı sayılırız doğrusu. Murali de,5 yıl önce Galle şehrinden 20 dakika geç ayrılmaya karar vermiş olsaydı, sahilleri vuran Tsunami’de hayatını kaybeden 24,000 kişinin arasına katılabilirdi. Görünüşe göre o ve onu sevenler şanslıydı. Muralitharan, geçen bahardaki Twenty20 Dünya Kupası’nda Eurosport2 ekranlarındaydı ancak ne yazık ki sakatlığı, onu fazla izlememizi engelledi. Kendisi, önümüzdeki yıl Sri Lanka, Hindistan ve Bangladeş’in ortaklaşa düzenleyeceği Dünya Kupası’na katılma ihtimalini de yok saymıyor ve takım seçicilerle ülkenin kriket kuruluyla yapacağı görüş alışverişinden sonra karar netleşecek. Son söz olarak şunu söylemeliyim ki Şri, Sanskritçede saygıdeğer, Lanka ise ada demektir ve bize de bu saygıdeğer adalı Muttian Muralitharan’ı tebrik ve hem krikete hem de insanlığa kazandırdıkları için teşekkür etmek, aynı zamanda 2000’lerde kurduğu ‘İyilik Vakfı’’yla, ülkedeki sorunlarla baş etmeye çalışma yolunda başarılar dilemek düşer. Daha nice Murali yazılarına…

Not:Referanslarımız aşağıdadır.

http://sundaytimes.lk/081019/FinancialTimes/ft319.html
www.theage.com.au
http://www.telegraph.co.uk/sport/cricket/international/srilanka/7904156/Muttiah-Muralitharans-800-wickets-will-never-be-beaten-says-Shane-Warne.html
www.telegraph.co.uk/.../Muttiah-Muralitharan-leaves-Test-cricket-with-his-legacy-still-in-the-air.html
www.pakpassion.net/ppforum/showthread.php?t=100860
http://www.telegraph.co.uk/sport/cricket/international/srilanka/7904156/Muttiah-Muralitharans-800-wickets-will-never-be-beaten-says-Shane-Warne.html