18 Ekim 2010 Pazartesi

İşte Bangladeş Gerçeği!

Görmeye alışık olduğumuz bu klişe başlık, bu kez, Yeni Zelanda ODI serisindeki başarılarıyla dikkat çeken Güney Asya ülkesi için atıldı.

Yıllardan beri ülkemizde açlık,sefalet ve fakirlikle anılma konusunda, Somali'yle yarışan Bangladeş(haklı tarafı yok değil), nihayet kriket dünyasında başarılı sonuçlar almaya başladı.

Halkı fakir ve özetle bir şeylerin iyi işlemediği ülkelerde, bazı sporlara olan aşırı derecedeki bağlılık, Bangladeş'te de mevcut. Subcontinent ülkeleri olarak adlandırılan Pakistan,Hindistan ve Sri Lanka gibi Asya ülkeleriyle anıldıklarında halen oldukça gerideler ancak ülkedeki kriket sevgisi, ileri seviyelerde.

İngiltere'nin bu sene ziyaret ettiği ülkede gerçekleşen ODI maçlarına ilgi, maç özetlerinde dikkatimi çekecek kadar fazlaydı. Özellikle 2. ODI'da Eoin Morgan, kariyerinin ilk 100'ünü yapmasa, evsahibi galibiyete yakındı.

Bu buluşmaların ardından ICC World Twenty20'ye katılan ekip, pek başarılı olamadı ama hemen ardından gerçekleştirdikleri İngiltere turu, hiç de fena geçmedi. Test statüsünü 2000 senesinde kazanan Güney Asyalılar, özellikle Lord's'taki ilk maçta, rakibi zorlamaya başladı. Her ne kadar İngiltere, Jonathan Trott'un çifte yüzlük performansına ve kadroya yeni giren Steve Finn gibi atıcıların olumlu oyununa sarılmış olsa da Bangladeş, İngiliz medyasının 'saygısını' kazandı. Ne de olsa, beş sene önce, aynı dönemde, İngiltere tarihindeki en farklı galibiyetler biri, Bangladeş önünde elde edilmişti.

Temmuz'a gelindiğinde daha büyük bir şey oldu: Bangladeş, tüm formatlar dahil, tarihinde ilk kez İngiltere'yi yendi. Tabi, ilk yarıda fielding yaparken sakatlanan Ian Bell'in, gereken 6 koşuyu kazandırabilmek için ayağındaki kırıkla hücum yapmaya gelmesi de çok konuşuldu ama Bangladeş, 24 maçlık yenilgi serisini sonlandırmakla kalmıyor, nihayet 2010'daki ilk galibiyetini alabiliyordu. Tamim Iqbal, Imrul Kayes ve Shaiful Islam gibi isimler, birkaç gün gazete satırlarındaki yerlerini övgü dolu cümlelerle aldılar. Bu galibiyetin kredisi, belki de sonrasında Hollanda ve İrlanda'ya karşı alınan ODI yenilgilerinin çok da can acıtıcı olmamasını sağlayacaktı.

Ve tabi ki, bu yazıyı kaçınılmaz kılan şey: Yeni Zelanda'nın ağırlandığı ve geçtiğimiz Pazar sonlanan ODI serileri. Serilerden önce, Yeni Zelanda 5-0'la süpürecek dense, pek fazla itiraz eden çıkmayabilirdi. Yağmurla başlayan maçlarda Bangladeş'in D/L'le kazanmasından sonra 2.maç, hava muhalefeti yüzünden oynanamadı bile. Yeni Zelanda'nın, özellikle hücum açısından zor bir dönemden geçtiği bir gerçek, ancak bu dahi, Bangladeş'in 3. buluşmadaki galibiyetini gölgeleyemez. Dile kolay, tam 234 maç sonra, üst düzey bir ODI takımına karşı üst üste kazanabilme başarısıydı bu. 4. müsabaka bittiğinde, Bangladeş, ilk defa böylesine bir ekip karşısında bir ODI serisi kazanmanın keyfini yaşıyor, Shakib Al Hasan, başarılı all-rounder performanslarıyla, adeta ülkenin gururu oluyordu. Kiwiler sonraki maçta direndi, ama galibiyet alamadan Bangladeş'in terketmenin hüznünü yaşayacaklardı.

Kendi deyimleriyle kriket kaplanları, en azından bu sene, artık maç kazanabilen bir takım. Bununla beraber, dünyanın en prestijli kriket dergilerinden Wisden Cricketer'ın ,Tamim Iqbal'i, yılın Test oyuncusu seçmesi de ayrıyetten dikkat çekici. Bir sonraki büyük hedef, elbetteki Şubat ayında, Hindistan'da düzenlenecek Dünya Kupası. Bize de, kendilerine başarılar dilemek düşüyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder