2 Kasım 2011 Çarşamba

Oyun Bitti

Yaklaşık 1 buçuk yıldır başta kriket olmak üzere tüm spor dünyasını yakından ilgilendiren meşhur "spot-fixing" mevzusunun sonu, olaya karışanlar için hüzünlü bitti. Pakistan'ın eski kaptanı Salman Butt, tecrübeli hızlı atıcı Muhammed Asif ve son yıllarda yetişen en büyük hızlı atıcı olma potansiyeline sahip Muhammed Amir, İngiltere'de mahkeme önüne çıktı ve suçlu bulundu.

Sonun Başlangıcı  
Her şeyin başladığı demeyelim, ama ortaya çıktığı nokta, Ağustos 2010'daki Test döneminin sonrası oldu. Pakistan, İngiltere'yi ziyaret etmişti ve 4. testin 3.overında atışlara gelen Muhammed Amir, biraz da garip bir no-ball gönderdi. Kafalara takılan soru işaretleri, şimdilerde kapatılan News of the World gazetesinin ortaya çıkardığı skandalla anlamlandı. Kaptan Salman Butt önderliğindeki 'şike ekibi', Mazhar Macit ismindeki bahis işleri aracısı ve menajeriyle anlaşmış, spot-fixing için para almayı kabul etmişti. Olayın tam bir spot-fixing, yani 'oyunun belli yerlerinde, belli şeyleri gerçekleştirerek bahiste avantaj sağlama' diye çevirebileceğimiz bir hadise olduğuna dair çok ciddi kanıtlar elde edildi.  Aynı şey, maçın sadece bir değil, birden fazla noktasında gerçekleşmişti. Olayı o günlerde Okcan Basat kaleme almış ve genişçe özetlemişti: http://kriketsever.blogspot.com/2010/08/ingiltere-pakistan-test-macinda-match.html 


ICC'nin Adımı ve Ameer Sorunu 
Yaşanan şok etkisinin ardından  Pakistan Kriket Kurulu'ndan bazıları, hatta bazı parlamento mensupları dahi oyuncularına sahip çıktı ve skandalın kahramanları gibi onlar da olayların düzmece olduğunu iddia ettiler. Tabi daha önceden Hansie Cronje vakasıyla (bkz. http://kriketsever.blogspot.com/2010/09/sike-ve-kriket-hansie-cronje.html) tecrübelenen ICC,  bahsi geçen üç oyuncuyu disiplin soruşturmasına tabi tuttu ve Yolsuzluk Olayları için özel olarak toplanan bir çeşit kurulla konuyu ele aldı. Yanlı karar ve yargısız infaz iddialarının ardından Doha'daki duruşmalar Şubat 2011'de sonuçlandı. Olayların bir numaralı muhatabı Salman Butt 10(5 yıl şartlı), Muhammed Asif 7(2 yıl şartlı) ve Muhammed Amir 5 yıl domestik veyahut uluslararası hiçbir kriket maçında oynayamayacaktı. Söz konusu şartlarsa oyuncuların bir daha kesinlikle böyle bir işe girişmemesi ve Pakistan Kriket Kurulu'nca organize edilecek bir Anti-Şike eğitim programında görevlendirilmesiydi. 
Kriket dünyasından gelen tepkiler, özellikle Butt ve daha önce de yasaklı madde kullanımıyla gündeme gelen Muhammed Asif için oldukça acımasızca olsa da, 19 yaşındaki yıldız .Muhammed Amir için farklı bir yaklaşımın inceden talep edildiğini belirtmekte fayda var. Hatta bir iddiaya göre de Amir'e olan bitenleri anlatması karşılığında ceza indirimi teklif edilir, ancak genç oyuncu abilerini 'satmayarak' kariyerini riske atar. 
Ne var ki aradan geçen zamanda ICC, Snooker'daki John Higgins vakasında düşülen yanlışa düşmedi ve bu tür olaylara gösterdiği yaklaşımlarda 'sıfır tolerans' ilkesini benimsediğini -şimdilik- gösterdi. Böylelikle geleceğin "Amirlerini" kurtarma vizyonuna sahip olduğunu gösterdi. 


Ara Dönem 
Aradan geçen 1 yıllık sürede bir takım ilginç gelişmeler de yaşandı. Herkesin korkusu, sözkonusu olayın sadece buz dağının görünen yüzü olması ve kirli işlerin çorap söküğü gibi gelmesiydi. Bir ara Avustralya Test takımı oyuncusu Shane Watson:"Bize de geldiler, biz reddettik." bile dedi. Hatta İngiltere serilerinden çok önce çıkılan ve Pakistan'ın hezimete uğradığı Avustralya turundaki maçların incelenmesi dahi gündeme geldi.  Pakistan'ın bir başka genç yıldızı Zulqarnain Haider, ölüm tehditleri aldığı için uluslararası ve domestik anlamda Pakistan kriketinin bıraktığını söyledi; takımının tura geldiği Dubai'de kayıplara karışarak soluğu  Londra'da aldı.  Sonra da ne hikmetse hata ettiğini söyleyip af diledi ve ülkesine döndü. Muhammed Amir'in ICC'nin kendisine koyduğu yasağı delerek İngiltere'de bir kulüp için maça çıktığına iddialar ortaya atıldı.  Lord's Testinde adı geçen Wahab Riaz'la Kamran Akmal, aktif  Test kariyerlerine devam ettiler. 


Oyunun Sonu
Bu yazının başlığına ilham veren olaysa, üçlünün Londra mahkemelerinde yargılanması oldu. Olay İngiltere topraklarında gerçekleşmişti ve ülkedeki mevcut yasalar -her şirket gibi- namusuyla para kazanan bahis şirketlerini de korumakla yükümlüydü. Olay ayyuka çıkınca Londra Metropolitan Polisi, nam-ı diğer Scotland Yard devreye girdi ve menajer Mazhar Macit'i tutukladı. Sonuçta Macit'in yaptığı iş çok tehlikeli noktalara gidiyordu. Elde ettiği bilgiyi  bazı bahisçilere  satabilir, haksız rekabete neden olabilir, kimi bahis şirketlerini de iflas eşiğine getirebilirdi. Yeni iddialar, yeni deliller derken polis olayı savcılık makamına götürdü; ardından da  şike olayı nihayet mahkemeye taşındı. 

Yaklaşık 4 hafta süren mahkemenin ardından, nihayet Muhammed Amir, 18 yaşında genç bir kriketçi olarak olağanüstü baskıya maruz kaldığını ve gerçekten de spot-fixing eylemini gerçekleştirmek için no-ball gönderdiğini söyleyerek suçunu itiraf etti. Çok yakın zaman önce ikinci kez baba olan Salman Butt'un sevinci kısa sürdü çünkü eski kaptan, Muhammed Asif'le birlikte  mahkeme tarafından suçlu bulundu. Söz konusu oyuncular iki şekilde suçlanıyorlar: Karapara kabul etmek(conspiracy to accept corrupt payments) ve hile tertiplemek(conspiracy to cheat). İngiltere gazetelerinden okuduğumuza göre, bu suçlara karşılık verilecek cezalar sadece parayla sınırlı değil. 7 yıla kadar hapis, kriketçilerin alması muhtemel cezalardan biri.

Cezalar kime?
Cezalar önümüzdeki günlierde belli olacak ancak bahsi geçen kararlarla birlikte, Pakistan'ın muhteşem üçlüsü, bir devlet mahkemesince "şike yaptığı kesinleşen" sporcular arasına girdi. Bu cezanın büyüğü, elbette bundan böyle izlediği her maçta "Acaba?" diyecek sporseverlere kesildi. Kim bilir, sel ve deprem felaketlerini takımlarının kahramanca kazandığı Test maçlarlarıyla unutan, suçluları kendisine kahraman edinmiş kaç Pakistanlı, kararı duyunca oturup ağlamıştır? Okcan Basat'ın şu hikayesi de çok şeyi özetliyor: Büyük bir sürprizle aldığı bilet, heyecanla gittiği maç ve her şeyin olmasa da bazı şeylerin tiyatral bir gösteriden ibaret olması. (http://kriketsever.blogspot.com/2010/08/ingiltere-pakistan-4test-3gun-ingiltere.html)  Bu cezanın büyüğü, zaten kendilerinden pek de hoşlandılmadığını bilen, özellikle hizmet sektöründe onca yıl emeklerini verdikten sonra,  artık onlara gerek duyulmadığını söyleyen insanlarca çevrelenen , neredeyse Avrupa'daki ekonomik sorunlarının ve işsizlik problemlerinin kendilerine kesildiğini gören Doğu Asya göçmenlerine verildi. Bu cezaları verenler, İngiltere mahkelmelerindeki jüri üyeleri değil; Pakistanlı kriket oyuncularının ve akıl hocalarının kendileriydi.Acaba üç kuruş ve biraz da güç için,  bir ülkeyi, bir halkı, bir sporu, hem de kriket gibi geleneksel bir sporu kirletmeye, bahis şirketlerinin elinde oyuncak etmeye değer miydi? 
Ve acaba tüm bu yaşananlar, bizim ülkemizde yaşanacakların da habercisi mi? Biz de verilen cezalara bakıp, hakikaten bir suç ya da suçlu varsa, cesurca ortaya çıkarabilecek miyiz? 

Foto kaynak: AFP 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder