11 Kasım 2011 Cuma

Avustralya Faciasının Düşündürdükleri

1. Test: Güney Afrika-Avustralya

Avustralya 284 (Clarke 151, Marsh 44, Steyn 4-55) & 47 (Lyon 14, Siddle 12*, Philander 5-15), Güney Afrika 96 (Smith 37, Rudolph 18, Watson 5-17) & 236/2 (Amla 112, Smith 101*, Siddle 1-49)

Güney Afrika 8 wicket farkla kazandı.

Uzun süredir Avustralya'yı takip eden ve efsane oyuncuların performanslarını izleyerek bu sporu seven birisi olarak böyle bir Test maçına tanıklık edeceğim aklıma bile gelmezdi. Avustralya'nın iyi günlerine olduğu kadar kötü günlerine de tanıklık etmiş birisi olarak Avustralya'nın tüm oyuncularını kaybettiğinde 47 koşu aldığını ve sadece 18 over dayanabileceğini rüyamda görsem inanmaz, ter içinde kabustan uyanırdım. Dün o kadar çılgın bir gündü ki, gün içinde 23 wicket düştü. Güne 214/8 ile başlayan Avustralya 25 over içinde G.Afrika'nın 96 koşu vererek tüm wicketlarını almışken insan ister istemez maçı kazanmak için gerekli en önemli adımın atıldığını düşünmeden edemiyor. Ama sonrasında gelen akıl almaz 18 over ve 47 all out o kadar korkunç bir tabloyu da beraberinde getirdi ki, G.Afrika'nın atıcılarının muhteşem performansı karşısında Avustralya'nın tel tel dökülmesi uzun yıllar unutulmayacak bir görüntüydü. Hindistan'ın ünlü yorumcusu Harsha Bhogle'nin söylediği gibi hiçbir wicket sadece 21 koşu karşılığında 9 wicket kaybedecek kadar kötü olamazdı. Belki bu maçı seyretmeyenler 5-10 yıl sonra istatistiklere baktıklarında maçı kolayca kazanılmış bir maç olarak değerlendirecekler ancak bu mantık dışı maçın artçı sarsıntılarının etkisi muhtemelen daha uzun süre devam edecek.
Bu ağır yenilginin üstünden saatler geçmesine rağmen hala tam olarak neler hissettiğimi anlatabilecek kadar sakinleşememiş olmamın sebebini ben de bilmiyorum. Mantıklı bir şekilde olayları anlamaya çalışmak, bu ağır yenilginin sebeplerini düşünmek de artık zor geliyor. Oysa ki yılın başında Ashes serisini ağır bir yenilgiyle kaybeden, Nisan'da da Dünya Kupası şampiyonluk ünvanını Hindistan'a teslim eden Avustralya'da Kriket Kurulu (ACB)'nun aldığı inceleme kararı sonrası çıkan Argus raporu bir çok Avustralyalı kriketseverde ümitlerin tekrar yeşermesini sağlamıştı. Bağımsız bir kurul tarafından hazırlanan bu rapor Avustralya'nın düşüşünün nedenlerini çok iyi bir şeklide analiz etmiş ve ACB'ye mantıklı çözümler sunmuştu. Ne var ki Avustralya'nın bu seride hala bir tam zamanlı koçunun olmaması, oyuncu seçici komitenin başkanının çok geç belirlenmesi gibi nedenler, çözüme yönelik adımların atılmasını zorlaştırdığı gibi mevcut oyuncuların üzerindeki baskıyı da arttırmış oldu.
17 Kasım'da Johannesburg'da başlayacak ikinci maç öncesi Avustralya kısa zamanda toparlanmak ve doğru adımlar atmak zorunda. Ancak kim bu adımı atabilecek cesarete sahip? Hangi kurul Mitchell Johnson ve Peter Siddle gibi istikrarsız ve fazla varyasyonu olmayan atıcılardan kurtulacak, Ricky Ponting gibi takıma yük olmaktan başka bir fonksiyonu olmayan eski kaptanı dışarıda bırakacak veya kim Brad Haddin'e teşekkür edip genç wicketkeeperlarla yola devam etmek kararlılığını gösterecek? Görüldüğü gibi sorular giderek artıyor ve problemler artık daha da içinden çıkılmaz bir hal alıyorken Avustralyalı kriketseverler daha ne kadar acı çekmeye devam edecekler?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder