23 Kasım 2011 Çarşamba

Güney Afrika Serisi Sonrası Avustralya Üzerine Düşünceler

Çetin bir mücadeleye sahne olan Güney Afrika-Avustralya Test serisi Avustralya’nın Johannesburg’da çoğu kişiye göre sürpriz bir galibiyetiyle sonlandı. Bu zorlu seri sonrasında, uluslararası kariyeri tartışma konusu olan ve geleceği belirsiz oyuncuların durumlarını, Avustralya’nın Aralık-Ocak aylarında oynayacağı Yeni Zelanda ve Hindistan Test serileri öncesi değerlendirmek istedim.

Phillip Hughes (23 yaş, 15 Test, Ortalama 38.18), Açılış Vurucusu

Genç yaşta önemli bir çıkış yakalamsına rağmen hala teknik zaaflarını düzeltememesi nedeniyle tartışılan bir isim. G.Afrika’da ortlaması 30’un de altındaydı ve 4 inningde sadece bir kez 88 koşu ile anlamlı katkı yapabildi. Yerini tehdit edebilecek oyuncuların sakatlık problemleri ile boğuşması veya orta sıradan yerine adam monte etmenin riskleri nedeniyle yerini koruma olasılığı yüksek. Özellikle karşısında görmesi muhtemel hızlı atıcıların Avustralya koşullarında yeterince tehditkar olmaları beklenmediğinden yapacağı iyi skorlarla dikkat çekebilir.
Karar: Yerini Koruyacak

Ricky Ponting (36 yaş, 156 Test, Ortalama 52.53), Üst-Orta Sıra Vurucusu

Eski kaptan için aralarında benim de dahil olduğum birçok kriketsever artık veda zamanının geldiğini düşünse de Ricky Ponting, son maçtaki hayati 62 koşuluk katkısıyla maçı getiren isim oldu. Son 14 Test maçında yaklaşık 25 koşuluk bir ortalama tutturan ve kaptanlığı da kaybeden Ponting, ne olursa olsun Avustralya için Don Bradman’dan sonra efsane statüsündeki ilk isim. Dolayısıyla 62 koşu onun en azından bir sakatlık olmazsa önümüzdeki 2 ay daha takımda yer alacağını tahmin etmek yanlış olmaz. Ne var ki Ponting’in Sachin Tendulkar gibi dokunulmaz bir isim olabilmesi için derhal kendini düzeltmesi şart.
Karar: Efsane oyuncu Avustralya’daki son kriket sezonunu da tamamlayıp başı dik bir şekilde emekli olmalı

Brad Haddin (34 yaş, 37 Test, Ortalama 36.33), Wicketkeeper

Eğer Haddin de Johannesburg’daki son maçta 50 koşuyu aşmasaydı şimdi çoktan yerine gelecek oyuncu açıklanmış olurdu. Eski wicketkeeperlardan Ian Healy’nin acımasızca eleştirdiği Haddin, sinirlerin gerildiği son seansta soğukkanlılığı korumayı başarıp kritik bir katkı verince kendisine az da olsa bir kredi kazandı. Arkasında bekleyen ve Test tecrübesi olan Tim Paine’in sakatlığı ve ne zaman geri döneceğinin belirsiz olması onu rahatlatıyor. Şu an en ciddi rakibi son 2 sezondur iyi bir performans gösteren Matthew Wade, ancak onun da Test oyuncusu olabilmesi için oyun içinde istikrar sağlaması gerekiyor.
Karar: Yeni Zelanda serisinde sahada olur ancak Hindistan karşısında yerini kaybetmemek için çok iyi olmalı.

Mitchell Johnson (30 yaş, 47 Test, 190 wicket, Ortalama 31.29), Hızlı Atıcı

G.Afrika serisinde atıcı performansından çok vurucu performansı konuşuldu. İki maçta sadece 3 wicket alıp karşılığında 255 koşu vermesi, son 2 yıldır hızla düşen performansının dibe vurduğu nokta oldu. Bir zamanlar Avustralya hızlı atıcılarının lideri olarak görülen bir isim için gelinen nokta korkutucu. Arkada bekleyen hızlı atıcılar halen Avustralya’da first class maçlarda fırtına gibi esen oyuncular. Bir de Johnson’ın sakatlandığı gerçeğini düşünürsek, zamanında iyileşse bile yerini koruyamayacaktır.
Karar: Bye bye Mr. Johnson

Peter Siddle (27 yaş, 25 Test, 82 wicket, Ortalama 32.58), Hızlı Atıcı

Bana kalırsa Siddle, kriket dünyasında son 5 yıldır en çok abartılmış atıcıdır. Geçen Ashes serisinde yaptığı hat trick bile onu üst düzey bir atıcı yapmaya yetmez. Dolayısıyla bugüne kadar hep başkalarını sakatlığı ve formsuzluğu sayesinde yerini korumuş birisi için fazla bile dayanan Siddle’ın yapması gereken, James Pattinson, Patrick Cummins, Trent Copeland ve Ben Cutting gibi ümit vaat eden isimlere yer açmaktır. G.Afrika serisinde 4 wicket alabilen ve 205 koşu vererek en azından Mitchell Johnson’ı geride bırakmayı başaran(!) Siddle, artık eski bir hikaye.
Karar: Tabii ki gitmeli. Onu tekrar aramızda görmek isteyen varsa benimle iletişime geçebilir.


22 Kasım 2011 Salı

Test Serisi: Güney Afrika-Avustralya 2. Test



Avustralya 296 (Watson 88, Hughes 88, Steyn 4-64) & 310 for 8 (Khawaja 65, Ponting 62, Haddin 55, Philander 5-70)  Güney Afrika 266 (de Villiers 64, Kallis 54, Prince 50, Siddle 3-69) & 339 (Amla 105, de Villiers 73, Cummins 6-79)

Avustralya 2 wicket farkla kazandı. 

Geçenlerde bir arkadaşıma söylediğim sözle başlamak isterim: Eğer iyi bir maç izlemek istiyorsan; futbol izle. Eğer iyi bir film izlemek istiyorsan; kriket seyret.

Avustralya-Güney Afrika serilerinin ikinci buluşmasının ardından ortaya çıkan hikayeleri toparlayalım istedik. Johannesburg'daki Wanderers Stadyumu'ndaki Testte heyecan, hayal kırıklıkları, geri dönüşler ve dramatik anlar hiç eksik olmadı.

Maçın(Filmin) ana konusu Avustralya vurucularıydı. Bir önceki buluşmada adeta ilkokul çocukları gibi patır patır dökülen vurucular, baskı altındaki  2. Testte ne yapacaktı? Kariyerleri tehlikede olan efsane kaptan Ricky Ponting, yıllardan kalecisi Brad Haddin ve eski başarılarından gelen krediyi yitirmesine ramak kalan Mitchell Johnson ne yapacaktı?

Bir diğer önemli konuysa Güney Afrika'nın Vernon Philander hamlesiyle Testte öne geçişinin ardından Avustralya da hızlı atışlara Pat Cummins'i getirmesiydi. New South Wales eyaleti kökenli 18 yaşındaki oyuncu, ciddi bir First-Class maç tecrübesine sahip olmadığı için Avustralya genel oyuncu deneme ilkeleri doğrultusunda gerçekleştirilmiş bir deneysel hamle değildi; muhafazkar Avustralya'nın özel şartlar karşısında başvurduğu  bir opsiyondu.

Pat Cummins


Başlangıç Cummins için çok iyiydi. O ve arkadaşları, bir önceki maçın 2. devresinde sopayla çok rahat gözüken Güney Afrika'yı salladılar ve 266'da tutmayı başardılar. Peter Siddle-Mitchell Johnson ikilisi dahi Cummins'in yarattığı rekabet ortamında performanslarını yükselttiler.

İkinci güne Avustralya'nın devresiyle girildi. Fakat burada da eski kabus geri döndü ve kabusun  korkunç canavarı da Vernon Philander'di. Gariptir; Okcan Basat'la beraber anlatıp yorumladığımız Şampiyonar Ligi maçlarında oldukça  vasat bir görüntü çizmeyi başarmış bir oyuncu, ilk Test serisinde yıldızlaşmıştı. Watson ve Hughes'un yaptığı iddialı başlangıca rağmen Philander'le rakibin hızını kesen Güney Afrika, ikinci günü bitirirken rakibin tüm vurucularını çıkarmıştı. İlk iki gün sonunda, Avustralya 30 koşuluk bir karda gibi görünse de yine vurucu departmanıyla hayal kırıklığı yarattı.

Hashim Amla

Üçüncü  gün de Avustralya için durum daha da kötüye gitti. 2. devresine gelen ve bu kez wicketlarına daha sıkı sarılan Güney Afrika, Cummins'in olumlu oyununa arkadaşları destek veremeyince Amla ve AB De Villiers'in 50'yi  geçişiyle çok rahat bir gün çıkardı. Evsahibi ekip sadece 3 vurucu kaybıyla 229'a çıktı. Yoğun eleştiriler altındaki hızlı atıcı Mitchell Johnson, Test kariyerine büyük bir darbe yedi.

Güney Afrika avantajı 4. gün ortasına kadar pekiştikçe pekişti. Hele hele en altı sıra vurucularından Dale Steyn'in 41'e kadar gitmesi, deplasman ekibi için tam bir kabustu. Bir de Cummins olmasaydı, kim bilir Philander-Steyn-Morkel üçlüsü belki de 100 koşuyu bulacaklardı. Avustralya'nın tekrar vurucu takıma gelişi de kabusu bitirmedi. Belalı Philander, sakatlığı yüzünden tam kapasite oynayamayan Shane Watson'ı daha ilk topla çıkarırken partneri Phil Hughes da fazla kalamadı. Ortalıkta tek bir soru kaldı: Ponting ne yapacaktı?

Ricky Ponting
Filmde olay  gelişiminin değiştiği  kısım da burada başladı. Eski bir kahramanın yeniden diriliş öyküsü elbette herkesi heyecanlandırmaktaydı; Ponting'in takımda kalmak için de ayakta kalmaktan başka çaresi yoktu. Hakikaten de Ponting, eski günlerini hatırlatırcasına savaşmaya başladı. Partneri Usman Khawaja'yla beraber ilk hedefleri gün sonunu görmekti ve Khwaja rolü eski kaptanına bırakarak yavaş ama sağlam bir başlangıcın temelini kurdu. İkili adına tek üzücü nokta, Khawaja'nın günün bitmesine bir top kala İmran Tahir tarafından oyundan çıkarılmasıydı.

 İmran Tahir'e özel bir paragraf açmak gerekiyor. Ülkedeki wicketların(zeminlerin) niteliği neticesinde Güney Afrika'dan çok iyi leg spinner denilen özel kavisli atıcılar çıkmıyor. Güney Afrika da bu maçta nihayet ona bir şans tanıdı. Esasında Tahir birkaç kez daha eline böyle bir fırsat geçirdiyse de ya iyi kullanamamış, ya da çok iyi yerel lig maçları çıkardığı dönemde takım Test maçına çıkmamıştı. İkinci devredeki tek wicketıysa, ne ilginçtir ki yine kendisi gibi Pakistan göçmeni olan ancak Avustralya takımının formasını giyen Usman Khawaja'yı çıkarmasıyla gerçekleşti. Adeta şeytanın bacağını kırdıktan sonra ellerini yana açtı, gözlerini kapadı ve makus talihine yakınırcasına gök yüzüne haykırdı. Ve var ki Tahir'in macerası böyle güzel bir sonla bitmeyecekti. 

Imran Tahir 


Her şeye rağmen, avantaj yine de Güney Afrika'daydı. 5. günde alınabilecek bir-iki erken wicket her şeyi sonlandıracaktı.  Belki de yağmurla ertelenen başlangıç Avustralya'yı biraz daha rahatlattı çünkü Güney Afrika gereken 7 wicketı alamazsa maç berabere bitecekti ve bu kadar dominant olduğu bir Testi kazanamama riski G.Afrika'yı geriyordu. Fakat yemek arasının ardından başlayan günün ilk wicketı, Avustralya kaptanı Micheal Clarke'ın çıkarılmasıyla geldi. Yeni kaptan, kendi başladığı işin eski kaptan tarafından bitirilmesini umarak Pavilion'daki yerini aldı. Şimdi sırada Mr. Cricket; yani hep zor zamanların kurtarıcı oyuncusu olarak gözüken Micheal Hussey vardı. İşler ciddiye bindiğinde ona her zaman güvenilebilirdi; Steyn ve Philander'den gelen hızlı atışlara karşın Ponting'in zorlandığı gözüküyordu. Sonunda G. Afrika kaptanı Greame Smith, Morne Morkel'ı atışlara getirerek  hamlesini yaptı ve Ponting buraya kadar dedi. 62 koşuluk katkı, onun yine tamamen defterden silinmemesi için yeterli gözüküyordu. Gün,son üç devresinden 8,0 ve 0 çıkaran efsane oyuncunun ayakta kaldığı gün olarak tarihe geçti.

Hussey'nin de erken çıkışı ve yine(!) Philander'e kurban verilmesi, ibreyi Güney Afrika lehinde tuttu. Tam da burada, yine büyük eleştirilere maruz kalan ve yaşı itibariyle(34) artık takımdan gitmesi gerektiği düşünülen Brad Haddin devreye girdi. Kendisi gibi sıkınıtıdaki Mitchell Johnson'la birlikte kurduğu ortaklık takımı yeniden ayağa kaldırdı. Daha önceden de Güney Afrika'ya zor dakikalar yaşatan inatçı Johnson, Haddin çıktıktan sonra bile direndi ve maçı 40 not out'la tamamladı.

Son dakikalar da büyük heyecan içindeydi.  Peter Siddle'ın çıkmasından sonra kalan 2 wicket, Johnson, Cummins veya Lyon tarafından korunmalıydı. Vurucu pozisyonuna Cummins geldi. Kendisinin Şampiyonlar Ligi'nde bence biraz da aşırı  cesaret göstererek takımına maç kazandıracak vuruşları yaptığı düşünüldüğünde benzer bir senaryoyla karşılaşması ilginç bir tesadüf oldu. Cummins girerken eldeki 2 wicketla alınması gereken 18 koşu vardı.


Maçın Kritik Bölümü İçin Tıklayın


Dale Steyn ve Vernon Philander'e karşı cesur vuruşlar yapan Cummins'i izleyen Nathan Lyon, hazırlıklarını yapmış, son wicketı korumak üzere maça girmeyi beklerken çok heyecanlıydı. Çimlerin bakımından sorumlu görevliyken fark edilip Avustralya takımına kadar yükselen Lyon için bu kadarı da fazlaydı. Belki galibiyet için, belki de sıranın kendisine gelmemesi için dua etmekteydi. Zaten Cummins'in de buna pek niyeti yoktu. Genç oyuncu agresifliğiyle  Greame Smith'i taktik değişikliği yapmaya itince olanlar oldu. Dünün mutlu adamı İmran Tahir, wicket almak üzere atışlara geldi. Ne var ki kader yine ağlarını ördü ve Cummins şahane bir 4'le maçı kazandıran adam olurken, Tahir yine kaybedenler kulübü üyeliğini perçinledi. Böylelikle seride durum 1-1 oldu.

Foto Kaynak: AFP, Getty Images

18 Kasım 2011 Cuma

ODI Serisi; Pakistan-Sri Lanka 3. Maç




Pakistan 257 for 8 (Hafeez 83, Farhat 70, Prasanna 2-39)  Sri Lanka 236 (Dilshan 64, Ajmal 3-42, Gul 3-48) 


Pakistan 21 koşu farkla kazandı.

Keyifli geçen ve 1-1'lik eşitlikle süren serilerin üçüncüsüne Pakistan devresiyle başlandı.  Sri Lankalı hızlı atıcılardan Lasith Malinga ve Thisara Perera, serinin bir önceki maçından güç ve beraberinde risk alarak ancak bu atak Imran Ferhat ve Muhammed Hafeez'ın savunmasıyla geri püskürtüldü. 18. over sonunda 92'ye kayıpsız gelen Pakistan'a karşı 3 hızlı atıcıların en kötüsü Dilhara Fernando'ydu. Ardından Prasanna, Dilshan ve Jevan Mendis'li üçlü bir kavisli atış seansı başladı. Pakistan bu denli başarılı bir ilk wicket savunmasına karşılık; geri sıra oyuncularından destek alamadı ve Younis Khan'ın 42'si sayesinde ikinci yarıya umutla girildi.
İlk yarının kritik istastiği, Hafeez-Ferhat ikilisinin kazandırdığı 151 koşu oldu.
İkinci yarı battinge Sri Lanka geçti ve Upul Tharanga, Umar Gül'e erken avlandı. Ne var ki Testlerde Sri Lanka'yı Pakistan'a karşı kahramanca savunan Kumar Sangakkara'nın Dilshan'la oluşturduğu 2. wicket savunması, maçın ibresini Pakistan tarafından ortaya doğru kaydırdı. Kritik bir dönemde affedilen ve çenesini kapalı tutması halinde milli takımla kalabileceği söylenen Shahid Afridi kritik bir uzaktan vuruşla(direct hit) Sangakkara'yı oyun dışı bıraktı ve kilit ikili bozuldu. Yavaş wicket üzerinde geçilen kavisli atış seansı Pakistan'a da yaradı; Afridi'yle Testlerde takımı sürükleyen Said Ajmal'in çift yönlü kavisli atışlarına karşı ayakta kalabilen bir Sri Lankalı yoktu. Orta sıra tek tek temizlenirken son 5 overa girildi ve Sri Lanka'ya gereken 36 koşuyu almak görevi, iyi bir allrounder olma yolunda ilerleyen Angelo Matthews'a düştü. O da elinden geleni yapsa da Pakistan hızlı atıcıları Umar Gül ve Sohail Tanvir kendisine izin vermediler. Özellikle kavisli atıcıların damga vurduğu ve akşam saatlerine doğru iyice yavaşlayan wicketta gülen taraf Pakistan oldu. Böylelikle ODI tarafından yeni uygulamaya sokulan ve   powerplay hakkının 36. overdan sonra kullanılamaması ; yine ilk batting yapan takıma yaradı. Hatırlanacağı gibi ilk kez Hindistan-İngiltere ODI serilerinde uygulanan bu sistem evsahibi Hindistan'a epey bir katkı sağlamıştı.

Seri: Pakistan 2-1 Sri Lanka
Bir sonraki maç: 20 Kasım 2011, Sharjah


Foto Kaynak:AFP

Test Serisi: Hindistan-West Indies; 2. Test



Hindistan 631 for 7 dec. (Laxman 176*, Dhoni 144, Dravid 119)  West Indies 153 (Ojha 4-64, Yadav 3-23) and (f/o) 463 (Bravo 136, Samuels 84, Yadav 4-80) 

Hindistan 1 devre ve 15 koşu farkla kazandı.


2. Test beklenenden çok daha çekişmeli geçti diyemeyeceğiz; para atışı sonrasında hücumu seçen Hindistan, rakip hızlı atıcıların başarısız olduğu devrenin ardından özellikle VVS Laxman ve Rahul Dravid'in başarılı oyunuyla 631 koşuya kadar geldi ve bu sayıyı yeterli bulduktan sonra atış sırasını rakibe verdi. Özellikle spin-bowlerların etkili olabileceği bir zemin üzerinde yükün sadece uzman bir kavisli atıcı olmayan Marlon Samuels ve leg break kavisçisi Devendra Bishoo'ya düşmesi, Hindistan'ın bu denli yüksek bir skora çıkmasını sağlarken  sakat olan Ravi Rampaul'un yerine kadroya alınan hızlı atıcı Kemar Roach, istikrarsız görüntüsüyle rakibe çok fazla koşu olanağı sağladı. Ne var ki West Indies asıl problemi batting sırası kendisine geçince yaşadı. Yeri geldiğinde 4 kavisli atıcıyla beraber saldıran Hindistan, ilk maçın yıldızlarından Pragjan Ojha'nın aldığı 4 wicket sayesinde rakibin sadece 153 koşu almasına izin verdi. Genç ve tecrübesiz kadroyu taşımakla görevli Shivnarine Chanderpaul'sa Ashwin'den gelen topun önünü keserek LBW'yle erken dışarı çıkınca testin sonucu ufukta belirmeye başladı.
Rakiple arasındaki farkın 200 koşuyu aşması, Hindistan'ın rakibe 'Batting'e devam et!' demesine olanak sağladı ve akabinde hızlı atıcı Umesh Yadav'ın üst üste aldığı wicketlar neticesinde beraberlik şansı da ortadan kalktı. İkinci devrede West Indies'ten tek direnebilen adam, Darren Bravo oldu. Adrian Barath'un ve Marlon Samuels'in 50'yi aşarak skora katkıda bulundu ama Bravo ile Chanderpaul'un 4. wicket ortaklığı günün alkışlanacak olayıydı. Eden Gardens zemini, West Indiesliler için 100 yapması oldukça zor bir zemin olarak kabul edilir; hatta birliğin efsanevi vurucusu Brian Lara'nın dahi 100'e ulaşamadığı bir stadyum olarak bilinir. İşte bu zeminde gelen 136, Bravo'nun son dönemdeki yüksek formunu sürdürmesini ve elbette tarihe geçmesini sağladı. Doğrusunu söylemek gerekirse, kim derdi ki vasat bir vurucu görüntüsü çizen Bravo bunu başaracak?
Bu galibiyet sayesinde Hindistan, ayın 22'sinde başlayacak  3. maç öncesinde seriyi kazanmayı garantiledi.


Foto Kaynak:AFP

11 Kasım 2011 Cuma

Avustralya Faciasının Düşündürdükleri

1. Test: Güney Afrika-Avustralya

Avustralya 284 (Clarke 151, Marsh 44, Steyn 4-55) & 47 (Lyon 14, Siddle 12*, Philander 5-15), Güney Afrika 96 (Smith 37, Rudolph 18, Watson 5-17) & 236/2 (Amla 112, Smith 101*, Siddle 1-49)

Güney Afrika 8 wicket farkla kazandı.

Uzun süredir Avustralya'yı takip eden ve efsane oyuncuların performanslarını izleyerek bu sporu seven birisi olarak böyle bir Test maçına tanıklık edeceğim aklıma bile gelmezdi. Avustralya'nın iyi günlerine olduğu kadar kötü günlerine de tanıklık etmiş birisi olarak Avustralya'nın tüm oyuncularını kaybettiğinde 47 koşu aldığını ve sadece 18 over dayanabileceğini rüyamda görsem inanmaz, ter içinde kabustan uyanırdım. Dün o kadar çılgın bir gündü ki, gün içinde 23 wicket düştü. Güne 214/8 ile başlayan Avustralya 25 over içinde G.Afrika'nın 96 koşu vererek tüm wicketlarını almışken insan ister istemez maçı kazanmak için gerekli en önemli adımın atıldığını düşünmeden edemiyor. Ama sonrasında gelen akıl almaz 18 over ve 47 all out o kadar korkunç bir tabloyu da beraberinde getirdi ki, G.Afrika'nın atıcılarının muhteşem performansı karşısında Avustralya'nın tel tel dökülmesi uzun yıllar unutulmayacak bir görüntüydü. Hindistan'ın ünlü yorumcusu Harsha Bhogle'nin söylediği gibi hiçbir wicket sadece 21 koşu karşılığında 9 wicket kaybedecek kadar kötü olamazdı. Belki bu maçı seyretmeyenler 5-10 yıl sonra istatistiklere baktıklarında maçı kolayca kazanılmış bir maç olarak değerlendirecekler ancak bu mantık dışı maçın artçı sarsıntılarının etkisi muhtemelen daha uzun süre devam edecek.
Bu ağır yenilginin üstünden saatler geçmesine rağmen hala tam olarak neler hissettiğimi anlatabilecek kadar sakinleşememiş olmamın sebebini ben de bilmiyorum. Mantıklı bir şekilde olayları anlamaya çalışmak, bu ağır yenilginin sebeplerini düşünmek de artık zor geliyor. Oysa ki yılın başında Ashes serisini ağır bir yenilgiyle kaybeden, Nisan'da da Dünya Kupası şampiyonluk ünvanını Hindistan'a teslim eden Avustralya'da Kriket Kurulu (ACB)'nun aldığı inceleme kararı sonrası çıkan Argus raporu bir çok Avustralyalı kriketseverde ümitlerin tekrar yeşermesini sağlamıştı. Bağımsız bir kurul tarafından hazırlanan bu rapor Avustralya'nın düşüşünün nedenlerini çok iyi bir şeklide analiz etmiş ve ACB'ye mantıklı çözümler sunmuştu. Ne var ki Avustralya'nın bu seride hala bir tam zamanlı koçunun olmaması, oyuncu seçici komitenin başkanının çok geç belirlenmesi gibi nedenler, çözüme yönelik adımların atılmasını zorlaştırdığı gibi mevcut oyuncuların üzerindeki baskıyı da arttırmış oldu.
17 Kasım'da Johannesburg'da başlayacak ikinci maç öncesi Avustralya kısa zamanda toparlanmak ve doğru adımlar atmak zorunda. Ancak kim bu adımı atabilecek cesarete sahip? Hangi kurul Mitchell Johnson ve Peter Siddle gibi istikrarsız ve fazla varyasyonu olmayan atıcılardan kurtulacak, Ricky Ponting gibi takıma yük olmaktan başka bir fonksiyonu olmayan eski kaptanı dışarıda bırakacak veya kim Brad Haddin'e teşekkür edip genç wicketkeeperlarla yola devam etmek kararlılığını gösterecek? Görüldüğü gibi sorular giderek artıyor ve problemler artık daha da içinden çıkılmaz bir hal alıyorken Avustralyalı kriketseverler daha ne kadar acı çekmeye devam edecekler?

9 Kasım 2011 Çarşamba

Test Serisi: Hindistan-West Indies; 4. Gün

Hindistan 209(Sehwag 55,Dravid 34, Sammy 3-55)& 276-5(Tendulkar 76, Laxman 58*, Sehwag 55) 
West Indies 304(Chanderpaul 118, Brahtwhite 63, Ojha 6-72) & 180( Chanderpaul 47, Sammy 42, Ashwin 6-47)


Hindistan eldeki 5 wicketla kazandı. 


Günün Kazananı: Şüphe götürmeksizin Hindistan. Sabah seansının başına Darren Sammy'nin atışlarıyla kötü giren West Indies, Fidel Edwards'ın Dravid'i çıkarmasıyla umutlandı ancak yerine gelen tecrübeli vurucu VVS Laxman, Tendulkar'la birlikte Hindistan'ı galibiyete götürdü. Gün boyu hücumla defansı dengelemekte zorlanan Karayipliler, wicket alacağım diye çok agresif atışlar yaparken epey koşu verdi ve rakibin zafere ulaşırken pek de korkmadan yürümesine sebep oldu.

Günün Başarı Hikayesi: Sachin Tendulkar-VVS Laxman ikilisi. Tendulkar 100'üncü 100'ünü alamadı belki ama takımı galibiyete ulaştırırken üzerine düşen yükü 76'ıyla sırtladı. Laxman'sa, beklediğinden erken vurucu pozisyonuna gelmesine rağmen out olmadan maçı tamamladı; Tendulkar'ın inisiyatifi aldığı anlarda sakin ama sağlam kalarak geçen seneki Avustralya serilerinde olduğu gibi Test kazandıran bir performans çıkardı.

Küçük Ayrıntı: Hindistan böylece, son 7 maçtaki ilk Test galibiyetini aldı.

Sonuç: West Indies, başladığı işi bitiremedi. Özellikle atıcılarının ilk günlerdeki performansı takdire şayandı; ancak vurucu takım olarak çok zayıf kaldı. Bangladeş'in de vurucu kadrosunda benzer problemler olduğundan  orada seriyi kazanabilmişlerdi fakat Hindistan serisinin sonraki maçları için iddialarını koruyorlar. Hindistan'sa Zaheer Khan gibi bir hızlı atıcıyı, hezimetle biten İngiltere Test  serilerinde olduğu gibi halen arıyor; sevindirici noktaysa Test başlangıcını yapan Ravichandran Ashwin'in Harbhajan Singh'i aratmaması.

Foto Kaynak:AFP

Test Serisi: Hindistan-West Indies; 3. Gün

Hindistan 209&152-2(Sehwag 55)  West Indies 304&180(Chanderpaul 47, Sammy 42, Ashwin 6-47)


Hindistan'ın galibiyet için eldeki 8 wicketla 124 koşu alması gerekiyor. 


Günün Galibi: Bu kez Hindistan. Özellikle Kirk Edwards'dan kurtularak başladıkları sabah seansının ardından wicketlar ardı ardına geldi. Açılışı yapan Ishant Sharma ve ivmeyi sürdüren Umesh Yadav'ın ardından sahneye çıkan Ravichandran Ashwin, özellikle carrom ball olarak adlandırılan, kavis almayan fakat yerde  fazla sekmeyerek vurucuları yanıltan toplarıyla Darren Bravo ve Marlon Samuels'i oyun dışına gönderdi. Hindistan, yine büyük ölçüde falsolu atıcılarının eline baktığı günde; yemek arasından sonra baskıyı artırdı. Önlerindeki son büyük engel olan Chanderpaul-Sammy ikilisini de; hasar kontrolünü başarıyla gerçekleştirerek-her iki oyuncu da 50'ye ulaşamadı) aşan Hindistan, 3. seansa girerken 38 koşu kaydetmişti bile. Çay arasından sonra girilen bu seansta Gambhir'in zamansız çıkışı West Indies'i yine umutlandırsa da Sehwag'ın 50'yi bulması ve Dravid'le Tendulkar ikilisinin sakin oyunu, gün sonuna dek başka wicket kaybına mahal vermedi. 

Günün Başarı Hikayesi: Hindistan'ın ilk atıcı devresindeki kahraman, sol elli offspinner Pragjan Ojha'ydı. Bu kez Test kariyerine bu maçla başlayan Ashwin yıldızlaştı. Kritik anlarda, önemli oyuncuları çıkarması bir yana, Sri Lankalı Mendis'in literatüre soktuğu atış tipi carrom-ball'u hatırlatması ve hiç koşu vermeden tamamladığı birçok overla, ona referans olan kaptan MS Dhoni'nin güvenini boşa çıkarmadı. Sonuçta 6-47'si, Hindistan tarihindeki Test başlangıcı yapan atıcılar arasında, en iyi üçüncü devreydi. 


Küçük Ayrıntı:Hindistan'ın kriket tanrısı Sachin Tendulkar, bugün 15,000 koşu barajını geride bırakan ilk kriketçi oldu. Bir soru daha; acaba 100'üncü 100'ünü de yapabilecek mi? 


Sonuç: West Indies'in vurucu kadrosu, spine yani falsolu atışlara karşı savunmasız olduğunu daha önce de gizlememişti. Bangladeş karşısında D. Bravo'nun sırtladığı seride ilk devrenin kahramanı Chanderpaul'de 50'yi bulamayınca elde ettikleri skor yetersiz kaldı. Yağmur olmazsa beraberlik imkanı neredeyse yok; galibiyet için ibre Hindistan'ı gösteriyor. Fakat kişisel kanaatim; West Indies'in atıcı kadrosunun da en az Hindistan kadar başarılı olabileceği yönünde. Üstelik Hindistan'ın orta hızlı atışlar için kullanabileceği bir middle-pacer'ı, yani Darren Sammy'si de yoktu. Takip etmeye değer bir son gün olacak. 


Foto Kaynak:AFP

7 Kasım 2011 Pazartesi

Test Serisi: Hindistan-West Indies; 1.Maç, 2. Gün



West Indies 304&21/2(14 over) (Chanderpaul 118*, Brahtwhite 63, Ohja 6-72, Ashwin 3-81) Hindistan 209(Sehwag 55, Dravid 54, Sammy 3-35)


West Indies, eldeki 8 wicketla  116 koşu farkla önde. 



Ind WI 1st test Day 2 Pt3 mycrickethighlightsTVx

Günün Galibi: Elbette West Indies. Aslında belki de güne başlarken bu derece iyi bir konuma geleceklerini onlar da tahmin etmemişlerdi. Özellikle gün başında Aswin ve Ohja bıraktıkları yerden devam ederek wicketları hızlıca aldılar. Chivnarine Chanderpaul'un da 10 over içinde çıkması, ilk seansta West Indies'in neredeyse sopayı bırakması anlamına gelecekti. Fidel Edwards ve Ravi Rampaul'un 10 ve 12'şer koşuluk katkıları önemliydi. Hele hele, Hindistan'ın vurucu takım olmasından hemen sonra Gambhir ve Sehwag'ın çabucak aldığı sayılar evsahibini umutlandırdı. Fakat özellikle kaptanlığı tartışılan Darren Sammy ve leg spinner Devendra Bishoo'nun üst üste aldığı wicketlarla Yuvraj Singh, Tendulkar, VVS Laxman ve hatta Rahul Dravid gibi batting kadrosunun önemli isimleri dışarı çıktı. Takım olarak iyi bir atıcı performansı gösteren West Indies, aynı gün içinde 2. devresine başladı. Hindistan'ın direnen bowling kadrosu yine yapacağını yapıp rakibin iki açılış vurucusunu oyun dışına günün sonunda gönderse de; West Indies'in çok hızlanmasına gerek kalmadan vurucu takım olabileceği kocaman iki günü var; dahası, çok daha formda hızlı atıcılara sahipler. 


Günün Başarı Hikayesi: Darren Sammy. Selefleri kadar karizmatik bir oyuncu olmasa da çok önemli işler başardı bugün. Kısa bir süre önce getirildiği kaptanlık için yeterli mi tartışıldı fakat gün onun günüydü. Edwards ve Rampaul'un atışlarda yetersiz kaldığı anlarda devreye girerek üst üste wicketlar alıp rakibin tekerleğini patlatması bir yana, tam zamanında Bishoo'yu da devreye sokarak maçın kontrolünü takımına kazandırdı. Kaptan olduğu günden bu yana en iyi maçıydı. 


Mansiyon: Carlton Baugh. Bir süredir istikrarlı ve başarılı wicketkeeper bulmakta zorlanan West Indies kadrosuna ilk kez girdiğinden bu yana epey bir zaman geçti fakat ancak geçen seneden beri düzenli biçimde Denesh Ramdin'in elindeki kalecilik görevini üstlendi. Bu maçtaki kritik yakalayışları ve stumpingleri  olmasaydı,  Dünya 1 numarası olarak anılan Hindistan'ın batting kadrosunu  tek bir gün içinde dağıtmak da o denli kolay olmayacaktı .


Kırık Not: Hindistan vurucuları. Virender Sehwag'ın dikkatsizliği, Gautam Gambhir'in şanssızlığı, Tendulkar'ın sakatlıktan yeni dönüşü,Laxman ve Yuvaj'ın formsuzluğuna eklenince Dravid'in inatçılıkla yaptığı 50 bile gölgede kaldı. Topun çok fazla dönmediği düz wicket ve açık bir havada; hayal kırıklığı yarattılar. 


Yarın, Hindistan'ın ilk amacı gece bekçileri diye tabir edilen; gün sonunda iyi vurucuları riske atmamak için oyuna sürülen alt sıra vurucularından Fidel Edwards'dan kurtulmak olacak. İlk iki günde Ohja ve Ashwin'in sırtına binen yük muazzamdı ve istikrarlı şekilde iyi overlar çıkarmaya nereye kadar devam edebilecekleri merak konusu. Sehwag ve Yuvraj'dan destek almaları gerekiyor. West Indies'in dezavantajıysa  vurucu takımken hep tek bir oyuncuyla ayakta kalabilmesi.

Maçın diğer bölümleri için:http://www.dailymotion.com/user/mycrickethighlightsTVx/1

Test Serisi: Hindistan-West Indies;1.Maç, 1. Gün

West Indies 256/5( 91 over) (Chanderpaul 111*, Brahtwhite 63- Ohja 3-58, Ashwin 2-79) 

Günün Galibi: Tartışmalı olmakla beraber West Indies diyebiliriz. Bangladeş serisinde spinnerlara karşı vasat bir performans sergileyen Karayipli oyuncuların kaptanı Darren Sammy, para atışını kazandıktan sonra vurucu takım olmayı seçti. İlk overlarda Ishant Sharma ve sakatlıktan kurtulan Umesh Yadav gibi hızlı atıcılara verilen süre çabuk bitti ve hemen kavisli atıcılar kısmına geçildi. West Indies büyük yarayı burada aldı. Bangladeş serisindeki problem, yani takım olarak batting'e katkı yapamama sorunu karşılarına çıktı; ardı ardına 3 wicket kaybıyla 72/3 gibi endişe uyandırıcı bir skorla karşı karşıya kaldılar. Ne var ki sahneye eski toprak Chiv Chanderpaul çıktı ve Hindistan atıcıları karşısında 111 koşuyu yakalayarak takımın en azından beraberliğe ulaşmasını sağlayacak yolda ilk adımı attı. Özellikle Braithwhite-Chanderpaul ikilisi takımı 180'e kadar getirerek önemli iş başardı.

Günün Başarı Hikayesi: Tek bir tane değil; Hindistan'ın offspinnerları ve West Indies'ten Chanderpaul. Test takımına ilk kez giren Ravichandran Ashwin'le sol elli falsocu Pragjan Ojha, Feroz Shah Kotla'nın düz zemininde iyi iş başardılar. Yalnızca wicket almak değil, rakibi kontrol altında tutmak da marifet işiydi ve neden Harbhajan Singh gibi usta bir kavisli atıcının takımda olmadığını gösterdiler. Chanderpaul'sa geçen onca zamana karşın halen West Indies'in en güvenilir adamı.Kritik bir dönemde oyuna dahil olmasına rağmen güçlü savunmasını ve haddini bilen vuruşlarıyla maçın, West Indies kontrolünde kalmasını sağladı.

Yarın için Hindistan'ın öncelikli hedefi, elbette bir an önce Chanderpaul'u Pavilion'a göndermek olacak. Genç hızlı atıcılar Umesh Yadav ve Ishant Sharma'nın artık harekete geçme zamanı geldi.

Foto Kaynak:AFP

2 Kasım 2011 Çarşamba

Oyun Bitti

Yaklaşık 1 buçuk yıldır başta kriket olmak üzere tüm spor dünyasını yakından ilgilendiren meşhur "spot-fixing" mevzusunun sonu, olaya karışanlar için hüzünlü bitti. Pakistan'ın eski kaptanı Salman Butt, tecrübeli hızlı atıcı Muhammed Asif ve son yıllarda yetişen en büyük hızlı atıcı olma potansiyeline sahip Muhammed Amir, İngiltere'de mahkeme önüne çıktı ve suçlu bulundu.

Sonun Başlangıcı  
Her şeyin başladığı demeyelim, ama ortaya çıktığı nokta, Ağustos 2010'daki Test döneminin sonrası oldu. Pakistan, İngiltere'yi ziyaret etmişti ve 4. testin 3.overında atışlara gelen Muhammed Amir, biraz da garip bir no-ball gönderdi. Kafalara takılan soru işaretleri, şimdilerde kapatılan News of the World gazetesinin ortaya çıkardığı skandalla anlamlandı. Kaptan Salman Butt önderliğindeki 'şike ekibi', Mazhar Macit ismindeki bahis işleri aracısı ve menajeriyle anlaşmış, spot-fixing için para almayı kabul etmişti. Olayın tam bir spot-fixing, yani 'oyunun belli yerlerinde, belli şeyleri gerçekleştirerek bahiste avantaj sağlama' diye çevirebileceğimiz bir hadise olduğuna dair çok ciddi kanıtlar elde edildi.  Aynı şey, maçın sadece bir değil, birden fazla noktasında gerçekleşmişti. Olayı o günlerde Okcan Basat kaleme almış ve genişçe özetlemişti: http://kriketsever.blogspot.com/2010/08/ingiltere-pakistan-test-macinda-match.html 


ICC'nin Adımı ve Ameer Sorunu 
Yaşanan şok etkisinin ardından  Pakistan Kriket Kurulu'ndan bazıları, hatta bazı parlamento mensupları dahi oyuncularına sahip çıktı ve skandalın kahramanları gibi onlar da olayların düzmece olduğunu iddia ettiler. Tabi daha önceden Hansie Cronje vakasıyla (bkz. http://kriketsever.blogspot.com/2010/09/sike-ve-kriket-hansie-cronje.html) tecrübelenen ICC,  bahsi geçen üç oyuncuyu disiplin soruşturmasına tabi tuttu ve Yolsuzluk Olayları için özel olarak toplanan bir çeşit kurulla konuyu ele aldı. Yanlı karar ve yargısız infaz iddialarının ardından Doha'daki duruşmalar Şubat 2011'de sonuçlandı. Olayların bir numaralı muhatabı Salman Butt 10(5 yıl şartlı), Muhammed Asif 7(2 yıl şartlı) ve Muhammed Amir 5 yıl domestik veyahut uluslararası hiçbir kriket maçında oynayamayacaktı. Söz konusu şartlarsa oyuncuların bir daha kesinlikle böyle bir işe girişmemesi ve Pakistan Kriket Kurulu'nca organize edilecek bir Anti-Şike eğitim programında görevlendirilmesiydi. 
Kriket dünyasından gelen tepkiler, özellikle Butt ve daha önce de yasaklı madde kullanımıyla gündeme gelen Muhammed Asif için oldukça acımasızca olsa da, 19 yaşındaki yıldız .Muhammed Amir için farklı bir yaklaşımın inceden talep edildiğini belirtmekte fayda var. Hatta bir iddiaya göre de Amir'e olan bitenleri anlatması karşılığında ceza indirimi teklif edilir, ancak genç oyuncu abilerini 'satmayarak' kariyerini riske atar. 
Ne var ki aradan geçen zamanda ICC, Snooker'daki John Higgins vakasında düşülen yanlışa düşmedi ve bu tür olaylara gösterdiği yaklaşımlarda 'sıfır tolerans' ilkesini benimsediğini -şimdilik- gösterdi. Böylelikle geleceğin "Amirlerini" kurtarma vizyonuna sahip olduğunu gösterdi. 


Ara Dönem 
Aradan geçen 1 yıllık sürede bir takım ilginç gelişmeler de yaşandı. Herkesin korkusu, sözkonusu olayın sadece buz dağının görünen yüzü olması ve kirli işlerin çorap söküğü gibi gelmesiydi. Bir ara Avustralya Test takımı oyuncusu Shane Watson:"Bize de geldiler, biz reddettik." bile dedi. Hatta İngiltere serilerinden çok önce çıkılan ve Pakistan'ın hezimete uğradığı Avustralya turundaki maçların incelenmesi dahi gündeme geldi.  Pakistan'ın bir başka genç yıldızı Zulqarnain Haider, ölüm tehditleri aldığı için uluslararası ve domestik anlamda Pakistan kriketinin bıraktığını söyledi; takımının tura geldiği Dubai'de kayıplara karışarak soluğu  Londra'da aldı.  Sonra da ne hikmetse hata ettiğini söyleyip af diledi ve ülkesine döndü. Muhammed Amir'in ICC'nin kendisine koyduğu yasağı delerek İngiltere'de bir kulüp için maça çıktığına iddialar ortaya atıldı.  Lord's Testinde adı geçen Wahab Riaz'la Kamran Akmal, aktif  Test kariyerlerine devam ettiler. 


Oyunun Sonu
Bu yazının başlığına ilham veren olaysa, üçlünün Londra mahkemelerinde yargılanması oldu. Olay İngiltere topraklarında gerçekleşmişti ve ülkedeki mevcut yasalar -her şirket gibi- namusuyla para kazanan bahis şirketlerini de korumakla yükümlüydü. Olay ayyuka çıkınca Londra Metropolitan Polisi, nam-ı diğer Scotland Yard devreye girdi ve menajer Mazhar Macit'i tutukladı. Sonuçta Macit'in yaptığı iş çok tehlikeli noktalara gidiyordu. Elde ettiği bilgiyi  bazı bahisçilere  satabilir, haksız rekabete neden olabilir, kimi bahis şirketlerini de iflas eşiğine getirebilirdi. Yeni iddialar, yeni deliller derken polis olayı savcılık makamına götürdü; ardından da  şike olayı nihayet mahkemeye taşındı. 

Yaklaşık 4 hafta süren mahkemenin ardından, nihayet Muhammed Amir, 18 yaşında genç bir kriketçi olarak olağanüstü baskıya maruz kaldığını ve gerçekten de spot-fixing eylemini gerçekleştirmek için no-ball gönderdiğini söyleyerek suçunu itiraf etti. Çok yakın zaman önce ikinci kez baba olan Salman Butt'un sevinci kısa sürdü çünkü eski kaptan, Muhammed Asif'le birlikte  mahkeme tarafından suçlu bulundu. Söz konusu oyuncular iki şekilde suçlanıyorlar: Karapara kabul etmek(conspiracy to accept corrupt payments) ve hile tertiplemek(conspiracy to cheat). İngiltere gazetelerinden okuduğumuza göre, bu suçlara karşılık verilecek cezalar sadece parayla sınırlı değil. 7 yıla kadar hapis, kriketçilerin alması muhtemel cezalardan biri.

Cezalar kime?
Cezalar önümüzdeki günlierde belli olacak ancak bahsi geçen kararlarla birlikte, Pakistan'ın muhteşem üçlüsü, bir devlet mahkemesince "şike yaptığı kesinleşen" sporcular arasına girdi. Bu cezanın büyüğü, elbette bundan böyle izlediği her maçta "Acaba?" diyecek sporseverlere kesildi. Kim bilir, sel ve deprem felaketlerini takımlarının kahramanca kazandığı Test maçlarlarıyla unutan, suçluları kendisine kahraman edinmiş kaç Pakistanlı, kararı duyunca oturup ağlamıştır? Okcan Basat'ın şu hikayesi de çok şeyi özetliyor: Büyük bir sürprizle aldığı bilet, heyecanla gittiği maç ve her şeyin olmasa da bazı şeylerin tiyatral bir gösteriden ibaret olması. (http://kriketsever.blogspot.com/2010/08/ingiltere-pakistan-4test-3gun-ingiltere.html)  Bu cezanın büyüğü, zaten kendilerinden pek de hoşlandılmadığını bilen, özellikle hizmet sektöründe onca yıl emeklerini verdikten sonra,  artık onlara gerek duyulmadığını söyleyen insanlarca çevrelenen , neredeyse Avrupa'daki ekonomik sorunlarının ve işsizlik problemlerinin kendilerine kesildiğini gören Doğu Asya göçmenlerine verildi. Bu cezaları verenler, İngiltere mahkelmelerindeki jüri üyeleri değil; Pakistanlı kriket oyuncularının ve akıl hocalarının kendileriydi.Acaba üç kuruş ve biraz da güç için,  bir ülkeyi, bir halkı, bir sporu, hem de kriket gibi geleneksel bir sporu kirletmeye, bahis şirketlerinin elinde oyuncak etmeye değer miydi? 
Ve acaba tüm bu yaşananlar, bizim ülkemizde yaşanacakların da habercisi mi? Biz de verilen cezalara bakıp, hakikaten bir suç ya da suçlu varsa, cesurca ortaya çıkarabilecek miyiz? 

Foto kaynak: AFP