2 Ocak 2012 Pazartesi

Kriketin 2011'i: 1.Bölüm

Her sporda olduğu gibi krikette de 2011'de yaşananları özetleme sırası geldi. Elbette akılda kalanlar hiç de az olmadığından söz konusu değerlendirmeyi iki bölümde yapmaya karar verdim. Bu bölümde Avustralya, İngiltere, Pakistan ve Hindistan'ı ele almaya çalıştım.

2011 İngiltere için harika başladı. Ezeli rekabette Avustralya'yı deplasmandaki seride devirmeyi başardılar. Hiç kuşkusuz ki  tarih, 2009'daki zaferini bir sonraki Ashes'da da perçinleyen İngiliz takımı oyuncularını yazacak çünkü  son 24 yılda Ashes'ı Avustralya'da kazanan ilk ekip oldular. Takımdaki yeri tartışılan Alastrair Cook kahramanlık mertebesinde girdi yıla. Evsahipleri içinse bu yenilgi, korkunç bir yılın ilk habercisiydi. Test takımı açısından olumlu bir yıl geçiren İngiltere, tek günlük maçlardaysa hatırlamak istemeyeceği bir sene sonu gördü. Özellikle Dünya Kupası'nda aldıkları İrlanda ve Bangladeş yenilgileri yankı uyandırıcıydı. Yaz aylarında Hindistan'ı darmadağın eden İngiltere, seneyi bitirirken kendine güvenli biçimde, pek de güçlü olmayan bir kadroyla Hindistan'a gitti ve evsahibinin intikam ateşinde kavruldu  adeta.

Diğer taraftan, Ashes'taki başarısızlığın ardından şapkayı önüne koyan Avustralya, nedenleri sorgulamaya başladı ve sorunların tespitiyle çözüm önerileri içeren bir rapor hazırlandı. Argus raporu adı verilen bu belge ne dereceye uygulamaya sokulabildi, o ayrı mesele. Fakat takımda bir takım köklü değişiklikler yaşandığı kesin. Takımın koçu   Tim Nielsen'in yerini Güney Afrikalı Mickey Arthur aldı. Oyuncu seçici kurulu başkanı Andrew Hilditch'ın istifasından sonra ateşten gömleği James Inverarity giydi. Artık kaptan Ricky Ponting değil; Micheal Clarke. Fakat tüm bu yeni ayarlamalar gerçekten kötü bir yıl geçirildiği gerçeğini gölgelemiyor. Sri Lanka serisiyle bulunan moral, Güney Afrika karşısındaki topyekün çöküşle yerle bir oldu. Bir devrede sadece 47 koşu alabilen Avustralya'yı görenler, ertesi gün başlığı şöyle attı: " Evet, Avusturya değil, Avustralya." Yoğun eleştirilerle kendine güvenini kaybeden takım, 85'ten sonra ilk kez Yeni Zelanda'ya kendi sahasında yenildi. Her zaman bilimsel çalışan ve aldığı kararlarda uzağa bakan ülke kriket kurulu, bu kez panikle alınmış izlenimi yaratan kararlarla şaşırttı. Senenin olumlu olarak nitelenebilecek yanı, genç hızlı atıcılar James Pattinson ve Ben Cummins'in olumlu Test başlangıçlarıyla saha görevlisinden oyuncuya evrilen Nathan Lyon'ın, bir süredir istikrarlı kavisli atıcı bulamayan ekibe sürpriz bir destek vermesi oldu.


Testlerde Dünya'nın 1 numarası olan Hindistan, evinde Bengal kaplanı, dışarıdaysa Siyam kedisi görünümünü bozmadı. Hindistan'daki ODI Dünya Kupası yarı finali;düşman kardeş Pakistan'la aradaki köprülerin yeniden kurulması adına politik bir öneme sahipti. Evsahibi kupayı kaldırdı ama yaz ayındaki İngiltere turu, dünya zirvesindeki yerlerinin sorgulanması için yeterliydi. Baş antrenör Gary Kirsten, Güney Asya'daki macerasını burada sonlandırdı; yerini Duncan Fletcher aldı. 2011'in en büyük kazanımlarından biri, offspinner (sağa falsolu kavisli atıcı) Ravichandran Ashwin oldu. Yıllarca Harbhajan Singh'ten sorulan bu departman, sene biterken Ashwin'de kaldı. Evinde West Indies'i alt ederken zorlanmayan Hindistan'dan bir rekortmen daha çıktı: tek günlük maçlarda 200'ü geçen ilk adam Virender Sehwag. Sene biterkense akıllarda hep aynı soru kaldı: Sachin Tendulkar, kariyeri bitmeden 100'üncü 100'ünü bulabilecek miydi?

Pakistan, saha dışında bildiğimiz gibiydi. Geçen sene patlayan spot-fixing skandalından sonra mahkeme sonuçlandı; Salman Butt, Muhammed Asif ve Muammer Ameer'e hapis cezası geldi. O dönem takımın başında bulunan Waqar Younis, yıldız oyuncu Shahid Afridi'yle ters düştü; ikisi de milli takımı bıraktı. Daha sonra kaprislerinden arındığını iddia ederek kaptanlık mertebesinden feragat eden Afridi, yeni kaptan Misbah'la da barıştı ve geri döndü. Tüm bunlar, aslında ülkenin en önemli sporu olan kriket takımının sorunları hakkında bir çerçeve çiziyor. Ne varki sportif sonuçlar hiç de fena değildi. Tüm tartışmalara rağmen Pakistan Zimbabwe, Sri Lanka ve Bangladeş serisinde zorlanmadı. Aldığı ceza yüzünden oynayamayan 19 yaşındaki  Ameer'le  ve yine skandala adı karıştıktan sonra ortalıktan kaybolan Wahab Riaz gibi hızlı atıcıların yeri Sohail Tanvir, Junaid Khan, Aziz Cheema gibi deneyimsiz oyuncular aldı ve gelen gideni aratmadı. Saed Ajmal, Shahid Afridi, Younis Khan gibi eski toprakların takıma liderlik etmesi bir tarafa, nispeten tecrübesiz Tevfik Umar, Azhar Ali gibi üst sıra vurucuları bireysel anlamda kariyer zirvesi yaptığını da göz önünde bulundurursak şunu öne sürebiliriz ki sahadaki Pakistan, yıl biterken mutsuz değildi.

foto kaynak: http://www.mirror.co.uk/sport/cricket/2010/11/17/ashes-2010-2011-england-s-second-string-deliver-against-australia-a-115875-22721513/

http://www.stuff.co.nz/sport/cricket/5955557/Australian-cricketers-stunned-and-embarrassed
http://www.theaustralian.com.au/news/sport/mahela-jayawardena-gem-puts-sri-lanka-in-frame/story-e6frg7rx-1226032682121
http://bzupages.com/f377/misbah-replaces-afridi-odi-captain-its-end-road-shahid-afridis-tenure-odi-captain-16131/



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder